GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Kasım 2022 Salı 13:13

Çeşme Projesi’nde Danıştay'ın ret gerekçeleri... Dikkat çeken 16 madde!

Çeşme Projesi ile ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun verdiği yürütmeyi durdurma kararının detayları belli oldu. 16 özet madde ile durdurmanın nedenlerinin anlatıldığı dava dosyasında 16 bin hektarın vatandaşların kullanımına kapatıldığı,  kamusal yararın bulunmadığı, geri dönülmez sonuçlar doğurabileceği ve  bakanlığın gerekçelerinin hiçbir bilimsel veriye dayanmadığı yönünde bilgiler dikkat çekti.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir’de tartışmalara neden olan ve hükümetle yerel yönetimler  ve sivil toplum kuruluşları arasında tartışmalara neden olan proje ile ilgili kritik bir karar alınmıştı.

Danıştay 6. İdaresi’nin meslek örgütlerinin ve çevrecilerin yürütmeyi durdurma talebini oy çokluğu ile reddetmişti. Kararı yeniden ele alan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay’ın aldığı ret kararını kaldırdı ve yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

İPTALİN DETAYLARI BELLİ OLDU
Projede için Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu’nun yürütme durdurma nedenleri ise belli oldu. Birçok maddenin yer aldığı dava raporunda, durdurma kararı 16 madde ile özetlendi.

Dairece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun sonuç kısmında özetle;

- İzmir Çeşme KTKGB'nin, gerek bölgede yer alan her tür koruma alanını da kapsayan son derece geniş bir sınır ve alana yönelik olması gerekse de bu alanda her tür turizm türünün planlanacak olması nedenleriyle, ulusal gelir artırıcı ve ekonominin döviz dar boğazını giderici, kalkınmaya yönelik bir yaklaşımın ürünü olduğu,

- Dava konusu işlemle kamusal yararın güçlendirilmesi duyarlılığının gösterilmediği,

- Alana ilişkin önceki yargı kararlarına riayet edilmediği, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve ilk kez olmak üzere yaklaşık 4.900 hektar büyüklüğündeki bir deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiği,

- Çeşme KTKGB'nin sınırlarının kara bölümünde kalan alanın %65'inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye kesinlikle açılmaması gereken nitelikteki koruma alanlarından oluştuğu, planlamada kullanılan elek analizi yönteminden sınır ilanında yararlanılabilecekken yararlanılmadığı,

- Davalı Bakanlığın bu denli geniş alanları tümüyle kendi yetki alanına almasının gerekçesinin "bölge bütünlüğünün sağlanarak" işlerin hızlı yürütülmesi ile sınırlı olduğu, var olan Gerekçe Raporunun ciddi gerekçelere dayanmadığı, yetersiz, hiçbir ciddi bilimsel araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini değerlendirmeye almayan, yüzeysel bir belge olduğu,

- 16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı,

- Sınır kararıyla bu alanlardaki ve özellikle kıyı alanlarındaki yetkinin tümüyle tek bir Bakanlığa aktarılmasının rasyonelinin anlaşılamadığı, bu işlemle birlikte, önceden ilan edilen Turizm Merkezleri de birlikte değerlendirildiğinde, Çeşme İlçesinin yaklaşık %65'inin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimine bırakıldığı,

- Bölgede öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleştirilmesi durumunda doğal çevre tahribatının geri dönülemez bir duruma evrileceği,

- Alana ilişkin olarak hazırlanan Kapsam Belirleme Raporunda orman, tarım, mera, sulak alanlar ve zeytinlikler ile içme kullanma suyu koruma kuşaklarının koruma alanları olarak belirtilmediğinden, koruma/kullanma dengesinin koruma alanları aleyhine bozulacağı,

- Aynı raporda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki nüfus kabulünü aşacak şekilde alana yapılacağı belirtilen nüfus atamasının, alanı tehdit edici düzeyde olduğu, mevcut su kaynakları ve altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere doğal çevrenin de bu gelişmeden geri döndürülemez bir biçimde olumsuz etkileneceği,

- Dava konusu alanın, ilgili mevzuatı çerçevesinde özel olarak korunan Akdeniz Foku başta olmak üzere birçok canlıya ve ekosisteme ev sahipliği yaptığı, bu nedenle bölgenin doğasının ulusal ve küresel ölçekte korunmasının zorunlu olduğu,                                                                   

- Bölgedeki su kaynaklarının mevcutta dahi yetersiz olduğu, KTKGB ilanının su miktar ve kalitesindeki sorunların artmasına neden olacağı, ters ozmos yöntemiyle su elde edilmesi planlanmakta ise de, bu yöntemin çeşitli çevresel sorunları beraberinde getireceği, ayrıca planlama çalışmalarında KTKGB'nde önerilen golf alanlarının da bu sorunları artıracağı,

- Alaçatı Kutlu Aktaş Barajına ilişkin içme kullanma suyu havzasının %75'inden fazlasının ilan edilen sınırlar içinde yer aldığı, özellikle mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları gözetilmeden sınır belirlenmesinin de doğru olmadığı,

- Çeşme KTKGB'nde, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan jeotermal kaynak potansiyelinin, bölgenin kalkınmasına önemli katkı verebileceği, ancak gerçekleştirilecek jeotermal faaliyetlere ilişkin detaylı bilginin bulunmadığı,

- İlan edilen sınırlar içerisinde çeşitli derecelerde arkeolojik sit alanlarının bulunduğu, sistematik olarak arkeolojik yüzey araştırması gerçekleştirilen kısımda elde edilen bulguların, bölgenin kalan bölümünün de arkeolojik potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu gösterdiği, bu nedenle, söz konusu alan turizm bölgesi olarak belirlenmeden önce, bölgede sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları ile kültürel mirasın etkin biçimde belgelenmesi ve korunmasının hayati önem taşıdığı,

- Bütün bu değerlendirmeler ışığında, dava konusu sınır kararının, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı, yönünde görüş ve tespitlere ulaşıldığı belirtildi.