EGEDESONSÖZ- Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin SonSöz TV’de yayınlanan programa konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Başkan Engin, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri ile adaylık tartışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
BÜYÜK AFETLERİN MUTLAKA SİYASİ SONUÇLARI OLUR
Yaşanılan afetin çok büyük olduğuna dikkat çeken Başkan Engin, iktidar tarafından uygulanan ekonomi politikalarının yıkımın etki gücünü arttırdığını belirterek “böyle büyük afetlerin mutlaka bir siyasi sonucu olur. Çünkü, bu yaşanılanlar birer sonuç ve bu sonucu doğuran tabi ki öncesiyle birlikte 20 yıllık politikalar. Önemli bir bölümü, bu iktidar döneminde yapılmış ya da yapılmayan politikalar sonuç doğuruyor. Vatandaş bir suçlu arayacaksa ve bence aramalı ise suçlu tabi ki hükümet… Bunda hiç kuşku yok. Bakın Yunanistan’da tren faciası oluyor ve ulaştırma bakanı istifa ediyor. Bu yaşanılan felaketi de AHBAP’a veya CHP’yi sorumlu tutamazsınız herhalde… Vatandaş tabi ki faturayı hükümete kesecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li olması fark etmez. AK Parti’den geçme bir belediye ki zaten, belediyelerin yetkisi de çok sınırlı… Bu şehirler sadece belediyeler ya da bakanlıkla bu hale gelmedi. Bir yönetim anlayışı ile bu hale geldi. Bağıra bağıra bu hale geldi” dedi.
DOĞRU YÖNETİLSEYDİK KRİZİ RAHAT ÇÖZERDİK!
Depremin ekonomi boyutuna da dikkat çeken Başkan Engin, “128 milyar doları bozdurmasaydık tabi ki daha rahat çözerdik. Dış ticaret açığımız az olsaydı daha rahat çözerdik. Batılı finans kuruları ile ilişkimiz iyi olsaydı yüzde 10 ile değil yüzde 1 ile borçlanırdık. Bunlar önemli, belirleyici konular değil mi? Bu yıkılan 11 şehri hangi kaynakla ayağa kaldıracaksınız. Rusya’dan aldığınız gazı erteleyip sonra ödeyeceksiniz, bunu neyle yapacaksınız peki? Bu ülke bu hale nasıl geldi? Bir deprem boyutu var bir de ekonomik boyutu var. Seçmen oy verirken bunları görmek ister. Evet, yaparsa AK Parti yapar denilebilecek bir şey var mı? Hangi kaynak ile inşaatların yeniden başlanması sağlanacak? Yardımla falan yapılacak bir şey değil… Futbol camiasının bağışladığı para, İstanbul’da 3 tane yalı parası! 800 milyon lira ile siz Hatay’a bir arıtma tesisi yapamazsınız. Dün akşam toplanan para ile ya da bu tarz yardımlar ile olmaz. Devlet güçlü olacak. Devletin 128 milyar doları orada olacaktı! Devlet güçlü olacaktı. Şimdi çadır var mı? Yok, bu demokrasinin de gereğidir. Hükümet sorumludur. Ve gereğini vatandaşımız da yapacaktır. Vatandaşlarımız oyunu bir şekilde kullanacak. Zaten Cumhurbaşkanlığı seçimi bölge ayırmaksızın yapılan bir seçim. Parlamento seçimini de seçim kurulu karar verir. Hangi kaynakla çözecek? Şu andaki yöneten ülkede ihracat sıkıntılı bizim en güçlü yönümüz ihracattı, ancak insanımız dayanamıyor… Cari açığımız 118 milyar dolara çıkmış… Korkunç bir rakam… Heterodoks ekonomi politikalarını devam edeceğim, kur korumalı sisteme devam edeceğim… Ancak ekonomi düzelecek. Bunlar inandırıcı değil. Milletimiz de inanmaz!” ifadelerini kullandı.
DOĞRU YÖNETİMİN EN UYGUN İSMİ KILIÇDAROĞLU
Millet İttifakı adayı konusunda değerlendirme yapan Başkan Engin şunları söyledi:
“Aday için öngörüm yok, ancak isteğim var; Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu işi hak ettiğine inanıyorum. Bu dönem adil, dürüst, bilime ve akla inanan, uzlaşmacı ve insan ayrımı yapmayan bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Bu isim de Kılıçdaroğlu’dur. Ben, Kılıçdaroğlu ile İl Başkanlığı yaptım. Yıllardır da kendisini tanırım tam da bu dönemin ihtiyacı. CHP’liymiş, solcuymuş bunlar ayıp şeyler. Türkiye’nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Evrensel normlarda Almanya nasıl yönetiliyorsa bizde öyle yönetilelim. Daha fazlasını istemiyoruz ancak daha azını da istememeliyiz. Yoksa daha çok ağlarız, çok cemaat kapısında, parti kapılarında bekleriz. Bu süreç sürdürülebilir bir süreç değil. Akıllı, mantıklı vatandaşlar olarak haklarımızı bilerek davranmalıyız. Kılıçdaroğlu’nun uzunca zamandır ifade ettiği gibi, aile sigortası ile insanların, onurunu kırmadan, bütün bu sosyal yardımları birlikte yapacağız. Dünya ile iyi ilişki kurup yeni kaynaklar yaratacağız. Avrupa’da eksi borçlanma varken Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüzde 10 ile borçlanıyor. Afrika ülkeleri bile bizden az borçlanıyor… Sorumlusu kim, dış güçler mi? Türkiye tek kişi yönetimine girdi. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, adam kayırma ve liyakatsiz atamalar dönemi başladı. Doğru yönetimin en uygun ismi Kılıçdaroğlu. Ancak tabi ki Altılı Masa’nın kararı ne olursa bizler elimizden gelen gayretle kanunlar çerçevesinde adayımıza destek olacağız. Siyasette iyi-kötü tecrübe edinmiş bir insan olarak da söyleyeyim, deprem sonrasının enkazını kaldıracak, Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda ayrımcılık ve popülizm yapmadan, yeniden dünyaya açacak, kaynak sağlayacak ve mevcut kaynakları doğru, adil ve eşit kullanacak bir cumhurbaşkanın arıyorsak bu isim Kılıçdaroğlu’dur diyorum. Doğru isim Kılıçdaroğlu’dur”