EGEDESONSÖZ - İzmir'in Gaziemir ilçesi sınırları içerisinde bulunana ve 'İzmir'in Çernobili' olarak adlandırılan eski kurşun ve döküm fabrikası alanı ile ilgili eylemler devam ediyor. Nükleer atıklar ve kurşun atıklarının izinsiz yer altına gömülmesi nedeniyle firmaya ceza kesilirken, radyasyon oranının ise normalin kat ve kat üstünde çıkması ise bölge halkı sağlık sorunları ile karşı karşıya bırakmıştı.
Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri alanda sık sık eylem yaparak konuyu gündeme getirirken, AK Partili isimler konuyla ilgili çalışmanın başlayacağını duyurmuştu. Alanda hükümet bazlı çalışmalar başlarken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’de alanın temizlenmesi için mecliste komisyon kurulması ve araştırma yapılması önerisinde bulunmuştu. Süreç içinde net adımlar atılmazken, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda’nın alan ile ilgili yaptığı açıklamalara Gaziemir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Uğur İnan Atmaca’dan tepki geldi.
FİRMANIN RUTİN KONTROLLERİNİ NEDEN YAPMADINIZ?
Uğur İnan Atmaca imzasıyla paylaşılan metinde şu ifadelere yer verildi;
“2022 Yılı Nisan ayı içerisinde İZBB Meclisi’ne İzmir’in çernobili araştırılsın önergesi veren Halil Arda, önergesine cevap alabildi mi? Yoksa birileri önergeyi sümen altı mı yaptı?
Söz konusu fabrikaya işletme ruhsatı verme yetkisi İZBB nin uhdesinde olup, 05.03.2007 tarihinde GSM ruhsatı verilmiştir. Fakat ne hikmetse, GSM ruhsatı verilebilmesi için olmazsa olmaz evraklardan, akümülatörden kurşun geri kazanma lisansının tarihi 16.03.2007 dir. Yani söz konusu çevre felaketine yol açan firmaya eksik evrakla GSM verilmiştir. Halil Arda; “atıkların Türkiye’ye kabulü için birileri para mı aldı” iftirasını atacağına, bunun karşılığında birileri para mı aldı? Sorusuna cevap vermelidir.
Hadi eksik evrakla ruhsat verip firmayı koruyup kolladılar, firma faaliyet halindeyken neden rutin kontrol ve denetimleri yapmadılar?
Halil Arda’nın ilk önerisi bu alan kamulaştırılması yönündeydi. Adeta mal sahiplerini ödüllendirmek anlamına gelen bu uygulamayı unutan Arda; sonradan ağız değiştirerek el konulsun demeye başladı. Çevrecilik taslayacak en son kişi Halil Arda ve Tunç Soyer’dir.
Çiğli arıtma tesisinden çıkan çamur yığınları orada dururken, Harmandalı vahşi depolama alanını Yamanlar’a taşımak yerine, içme suyu kaynaklarına çok yakın Menderes’e taşımaya çalışan, Aliağa’daki cüruf tesisine göz yumarak , Tarkan konserinin sponsorluğunu yaptırdığı iddiası basında dile getirilen, birleşik sistemi ayırıştırmayarak ve arıtma tesisini yeterli kapasite artışını yapmayarak körfez kirliliğini tetikleyen, dere yataklarında konumlu pissu hatlarını deplase etnmeyen, Gaziemir’de ağaç rölövesi hiçe sayılarak orman içerisinde 7-8 katlı rezidanslara göz yuman, Sarnıç ormanlarının bitişiğinde çöp depolayan, Sarnıç’lı yurttaşlarımızın öz kaynaklarıyla yapılan göleti kaderine terk eden bir yönetim anlayışının çevre konusunda hiçbir söz söyleme hakkı yoktur.
Sözün özü, Vatandaşın en küçük bir evrak eksiğinde belediye kapısında süründürenler, eksik evrak ( kurşun geri kazanım lisansı) ile nasıl GSM ruhsatı verilmiştir?
Konut bölgesine bu kadar iç içe bir alanda bu denli riskli bir iş koluna yer seçim belgesini hangi saikle verilmiştir.? Neden şehir dışına yönlendirilmemiştir?
Süreç içerisinde rutin kontroller neden yapılmamıştır?
Ve en önemlisi Halil Arda, Necati Kırmaz, İzel Zenginobuz Derinsu ve İbrahim Özkara imzasıyla İZBB ye 2022 yılında verilen araştırma önergesi neden işleme konulmamıştır? Neden konunun üzerine gitmediler? Neden ölü taklidi yapıyorlar?
Fabrikanın içme ve yer altı sularını kirletmediğini söyleyen Halil Arda ve Tunç Soyer, bunu hangi bilimsel raporlara dayandırmaktadır? İYTE öğretim görevlisi Prof Dr Alper Baba’nın 2013 yılındaki raporunu okudular mı merak ediyorum.”