Katıldığı radyo programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Alaattin Yüksel, Başbakan Yıldırım'ın İzmir'e yapacakları veya yapmayacaklarını da yakından takip edeceklerini ve İzmir'in ödediği verginin, ne kadarını yatırım olarak aldığını da bir yılın sonunda açıklayacaklarını söyledi. Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü:
YILDIRIM'IN GÖREVİ, ERDOĞAN'A BAŞKANLIK YOLUNU AÇMAK
"AKP'nin seçimle gelmiş, milli irade tarafından başbakan seçilmiş başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun yerine, Milli iradeyi hiçe sayarak cumhurbaşkanının isteği üzerine başbakan yapılmış ,yeni bir başbakan var bugün Türkiye'de. Kendisi bazı etiketlerle, sloganlarla sempatik gösterilmeye çalışılıyor ama millet iradesini hiçe sayanları elbette görüyor. Sayın Binali Yıldırım İzmir'e ilk ziyaretinde yine bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Kendisinden İzmir halkının çok büyük beklentileri de yoktur aslında, çünkü bakanken de İzmir ile ilgili projeler konusunda etkili olmamıştır. Bizler İzmir'e yapılacak yatırımlardan elbette mutlu olur destekleriz. Yeni kamu yatırımlarından memnun oluruz kentimiz adına. Umuyoruz ki, Yerel yönetimlerimizin engellenen, bekletilen projelerinin önü de açılır. Ama daha ilk ziyarette gördük ki, ne İzmir'e yeni yatırım var, ne de AKP'nin İzmir'e bakışında bir değişiklik. Sayın Binali Yıldırım, kendisine cumhurbaşkanı tarafından verilen görevine çoktan başlamış. O görevde, Tayyip Erdoğan'a başkanlık sistemini getirecek yolu, anayasaya, kanunlara aykırıda olsa, zorlamak."
'BAŞBAKANIN SÖZLERİ TÜYLER ÜRPERTİCİ'
Başbakan Binali Yıldırımın "Anayasa ne söylerse söylesin, cumhurbaşkanının fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur" sözlerinin tüyler ürpertici olduğunu ifade ederek "Türkiye'de Anayasaya aykırı söylemleri ve Anayasa'yı değiştirme istekleri olduğu iddiasıyla 3 fidan dar ağacına yollandı. Kaldı ki, o fidanların Anayasayı değiştirme gibi bir istekleri yoktu. Tam tersine, Anayasa uygulansın, özgürlük ve demokrasi sağlansın, bağımsızlığımız uğruna emperyalist güçlerle iş birliği içinde olan hainler cezalandırılsın istiyorlardı. Ama onları idam etmenin tek yolu Anayasal düzeni yıkmak suçlaması olacağı için, o iftirayı atmışlardı, bu ülkeye demokrasi isteyen yol arkadaşlarımıza. Bugün hem başbakan koltuğunda oturacaksın, hem de "Anayasayı boş ver, diyecek parlamenter sistemi getiren ve koruyan anayasayı kafana göre değiştirmeye çalışacaksın. Bu gerçekten tüyler ürperticidir, tam bir akıl tutulması halidir" dedi
"DOKUNULMAZLIKLARDA AKP KENDİ ÇIKARINA ÇALIŞTI"
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili olarak sorulan bir soruyu da cevaplayan CHP İzmir il başkanı Alaattin Yüksel, "Bunlar iktidar olmadan öncede biz dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılmasını, adi suçların hırsızlığın, yolsuzluğun bu kapsama alınmamasını hep söyledik. Genel Başkanımızın dokunulmazlıklarla ilgili tavrı, Kamuoyu nezdinde, özellikle havuz medyasında "AKP dokunulmazlıkları kaldırmaya çalışıyor, CHP bunu engelliyor" algısını engellemek için, dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet denmesi yönündeydi. Bunun için dokunulmazlıklara evet diyeceğimizi açıkladı Sayın Genel Başkanımız. Ama AKP ne yaptı, sadece meclisteki fezlekelerle sınırlı tuttu ve aslında herhangi bir dokunulmazlık kaldırılmadı. Yani 17-25 Aralık ta AKP'nin Başbakanıyla, bakanlarıyla ve onların çocuklarıyla birlikte karıştığı iddia edilen, demokrasi tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarında, bakanların dokunulmazlığı kaldırılmadı. Bunlar yargı önünde hesap verip aklanmak yerine, Mecliste çoğunluklarıyla fezlekelerini reddedip, iddiaları kapatmayı seçtiler. AKP'nin samimiyetsizliği, kendi çıkarı için bu işin peşine düştüğü ortaya çıktı. Ama bunun ortaya çıkması içinde, bunların yaşanması gerekiyordu" dedi
"AKP İL BAŞKANI VE VEKİLLERİ, BANA LAF YETİŞTİRECEKLERİNE..."
CHP İzmir İl Başkanlığının çok geniş bir katılımla gerçekleştirdiği, Ödemiş çıkarmasına da değinen Yüksel, AKP il başkanı ve milletvekillerine "Bana laf yetiştireceğinize gidinde hükümetlerinizin mahvettiği Ödemişli üreticilerin sorunlarını çözün" dedi. Yüksel "Kaybettiğimiz belediyeliklerin olduğu ilçelere güçlü bir şekilde gidip bu ziyaretleri yapmak zaten programımızda vardı. Bunu Ödemiş'ten başlattık. Milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, Büyükşehir ve İlçe Belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimizle çok faydalı ve Ödemişlilerin büyük coşkuyla karşıladığı, çözüm odaklı bir çalışma gerçekleştirdik. AKP 14 yılda en çok hangi sektöre zarar verdi derseniz hiç düşünmeden tarım derim. İktidarları boyunca çiftçiyi, tarımı yok etmek için ne gerekiyorsa yaptılar. Ödemişte patates ile ilgili büyük bir kriz var. Patatesin satış fiyatı, tarladan toplanma masraflarını bile karşılamıyor. Patates pazarına gittik, eskiden kalabalıktan bu pazara girilmezdi. Üretici, alıcı herkes orada olurdu. Ama dün o pazarda adeta, in cin top oynuyordu. Ortada patates bile yoktu. Üretici, işçi, esnaf çok zor durumda. İzmirli Başbakan lafları güzel. AKP İl Başkanı Sayın Delican bana laf yetiştireceğine, alsın İzmirli başbakanı Ödemiş'e gitsin. Beni eleştirmeye çalışan AKP milletvekilleri gitsin de bir Ödemişli üreticiyi dinlesin. Ama anca laf üretiyor, çamur atıyorlar. Peki biz ne yaptık, gittik üreticiyi dinledik ve çözüm ürettik. Büyükşehir belediye başkanımız, krizde olan, patatesini tarladan toplayamayan Ödemişli üreticiye can suyu olsun diye, Ödemiş'ten 1000 ton patates alacak. O patateslerde ihtiyaç sahibi insanlarımıza ücretsiz dağıtılacak. Yani bu bizin işimiz değil aslında, bunu iktidarın yapması gerek ama onlar tarımı bitirmek, çiftçiyi yok etmek derdinde. Bizde belediyelerimizle, AKP'nin krize soktuğu üreticimizi ve tarımı kalkındırmak için, destek vermeye, tarımı kalkındırmayı inatla sürdürüyoruz. Ödemiş halkı ve İzmir halkı da tüm bunları görüyor" dedi.