GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
25 Aralık 2021 Cumartesi 17:34

Vali Köşger’den açıklama: Çeşme Projesi İzmir’in 100. yılına yakışacak!

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından planlama çalışmaları devam eden Çeşme Projesi’ni “mega” olarak nitelendirdi. Köşger, “Önümüzdeki dönemde İzmir ve hinterlandının; ticaret, turizm ve lojistik altyapısında büyük bir atılım sağlayacak projenin devreye girmesiyle, bölgemiz bu alanlarda önemli bir cazibe merkezi olacaktır” dedi.

EGEDESONSÖZ- Türk İdareciler Derneği’nin yayın organı İdarecilerin Sesi Dergisi’ne açıklamalarda bulunan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger İzmir’e ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vali Köşger, İzmir’i, “Milletimizin her kesiminden ferdini sinesinde barındıran bir mozaik” sözleriyle tanımlarken 100. Yılda İzmir için vizyon projelerin en başında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından çalışmaları yürütülen Çeşme Projesi olduğunu söyledi.

İŞTE O AÇIKLAMALAR:

İzmir ilinde Haziran- 2020'den bu yana görev yapıyorsunuz. Genel olarak İzmir ilini nasıl tanımlarsınız?

İzmir, güzel ülkemizin her bir köşe sindeki şehirlerimiz gibi kıymetli, insanıyla, doğasıyla, tarihiyle, kül- türüyle, Ege’nin incisi, milletimizin her kesiminden ferdini sinesinde barındıran bir mozaiktir. Kentimiz; kadim geçmişinden gelen birikimi, modern zamanların bileşenleriyle harmanlayabilecek kadar yeniliğe açık, demokrasiye, bağımsızlığına, devletine tutkun, çağdaş bir metropoldür.

İzmir'in, ülkemizde ayrı bir yeri vardır. Şehrin işgali ülke genelinde infial yaratmıştır; düşman denize dökülerek İzmir kurtulmuştur. İzmir’in tarihsel geçmişinde öne çıkan dönüm noktalarından bahsedebilir misiniz? İzmir kadim bir şehir ve sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış olması da bunun en bariz göstergesi. Araştırmalar, İzmir’deki medeniyet kalıntılarının milattan önce 6 bin 500’lü yıllara kadar uzandığını ve şehrin, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu gözler önüne seriyor. Böylesine zengin bir tarih ve kültürel birikim, elbette bu şehri pek çok anlamda cazip hale getiriyor. Anadolu’nun en önemli ticaret limanlarından birisi olmanın yanında, tarıma elverişli bereketli topraklar, batıdan Anadolu’ya giriş kapısı olması gibi avantajları, kenti jeopolitik açıdan vazgeçilmez kılı- yor. Böylesi bir stratejik önem doğrultusunda da güzel İzmir’imiz, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Asırlar boyunca pek çok savaşa sahne olan İzmir, zannımca Yunan mezalimi gibisini görmemiştir. Anadolu’ya İzmir üzerinden ayak basan ve Megalo İdea’yı gerçekleştirmek için önüne geleni yakıp yıkan Yunanlıların coğrafyamızda yaşattığı zulme, tarafsız kaynaklarda ayrıntılarıyla yer verilmiştir. 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal eden Yunan ordularına ilk kurşunun İzmirli bir gazeteci olan Hasan Tahsin tarafından sıkılması direnişimizin ilk adımı olarak tarihe geçmiştir. Bu zulüm, maalesef 9 Eylül 1922’ye kadar sürmüş, nihayetinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk komutasın- da, aziz milletimizle omuz omuza, eşsiz bir destan yazan kahraman ordumuz, Yunan askerlerini İzmir’den denize dökerek Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle taçlandırmıştır. Bağımsızlık mücadelesini İzmir’de başlatıp İzmir’de bitiren milletimiz, yepyeni bir devletin temellerini de böylece atmıştır. İzmir, bugünün gençliğine de sonraki nesillere de anlatacak çok fazla anısı olan, acılardan, felaketlerden, savaşlardan ve elbette zaferlerden geçerek bugünlere gelmiş çok özel bir şehirdir.

İzmir, tarihi ve kültürel varlıkları, turizm, sanayi, ticaret, tarım potansiyeli, doğal kaynakları, yaşam tarzı ve gelenekleri ile tanınan illerden biridir. Bu bağlamda İlin sahip olduğu potansiyelin yeterince değerlendirildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuya yönelik çalışmalardan söz edebilir misiniz?

İlimiz, soruda geçen tüm başlıklar- da, adının yanına sürekli olumlu ifa- deler, güzellikler ve övgüler yazılan bir şehirdir. Bu anlamda potansiyelinin de çok yüksek olduğu muhakkaktır. İzmir’in ulusal anlamda tatlı rekabet halinde olduğu şehir sayısı çok fazla değil. 4,5 milyona yakla- şan nüfusu ile Türkiye’nin 3. büyük şehrinden söz ediyoruz. Anlaşılacağı üzere lider ve marka şehirlerden biriyiz. Bugün, örneğin Antalya turizmde lider şehrimiz ise, İzmir bu sektörde çok iddialıdır. Tarımda, ticarette, sanayide keza diğer başlıklarda da katma değer anlamında, ülkemize her daim büyük girdiler sağlamaktayız. Sürekli büyüyen ve gelişen bir rekabet ortamından söz ediyoruz. Böyle bir ortamda, ülkenin gözbebeği şehirlerden birinde her zaman daha iyisi, daha fazlası beklenecek, istenecektir. Bizler de bu kenti geleceğe hazırlarken, azami gayret içerisinde, tüm potansiyeli kullanarak gelişimi ve büyümeyi sürdürmeye, ilerletmeye çalışıyoruz.

 İzmir ilinin ileriye dönük vizyonu nedir? Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıl dönümünde İzmir ilini nerede görmek  istiyorsunuz? Bununla ilgili bir yol haritanız var mı?

İlimizin, 8 bin 500 yıllık geçmişinden, tarihi ve kültürel zenginliğinden, ticaret, tarım, kültür ve sanat merkezi olma unvanlarından beslenerek ulaşacağı 2023 yılında, yani Cumhuriyetimizin 100. yaşında da geçmişine yakışır bir konumda olacağından şüphem yoktur. Bu doğrultuda kentin tüm dinamikleri ile sürekli istişare halindeyiz ve İzmir’e yepyeni bir vizyon kazandırma çalışmalarımız devam ediyor.

İzmir ilinde başlamış olan ve özellikle önem verdiğiniz proje ya da projeler var mı? Bahsedebilir misiniz?

İzmir’in uygun iklim koşulları, tarihi ve doğal zenginlikleri; kenti ve civarındaki bölgeleri turizm açısından cazibe merkezi haline getiriyor. İzmir ekonomisinden söz ederken, turizmi bu yüzden hep üst sıralarda zikrediyoruz. Sahil kenti İzmir’imizde, turizm sektörünün, bölge ekonomisinin ileri dönemlerdeki en önemli itici gücü olacağını öngörüyoruz. Ekonomik araştırmalar, strateji çalışmaları ve bölgenin temel aktörleri de bu anlamda aynı noktayı, turizmi işaret ediyor. Kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere sektörün tüm paydaşları, turizm sektörünün gelişmesi ve İzmir’in turizm pastasından daha fazla pay alabilmesi için büyük özveri ve gayretle, bütün argümanları kullanmaya çalışmaktadır. Bu faaliyetlerden biri de Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve bölgemizdeki ilgili tüm taraf ve paydaşların yer aldığı Ege Turizm Merkezi-Çeşme Projesi’dir. Çeşme Yarımadası’nda, toplam 9 bin 574 hektarlık alanda uygulamaya konulacak bu mega projede, sadece yetişmiş nitelikli eleman istihdamının en az 100 bin kişi civarında olacağı öngörülmektedir. Proje kapsamında; golf saha ları, nitelikli spor tesis ve alanları, sağlık turizmine yönelik tesisler, kongre, fuar ve etkinlik merkezleri, Ege’nin en büyük müzesi, sinema ve dizi çekimi için plato alanları, sağlık merkezleri ve hastaneler gibi sosyal donatılar, yat limanları ve bilişim teknolojileri serbest bölgesi gibi tesis ve etkinlik alanları yer alacaktır. Önümüzdeki dönemde İzmir ve hinterlandının; ticaret, turizm ve lojistik altyapısında büyük bir atılım sağlayacak projenin devreye girmesiyle, bölgemiz bu alanlarda önemli bir cazibe merkezi olacaktır. Bunun dışında da farklı sektörlere ait pek çok projemiz devam etmektedir.

İlin tarım, sanayi, turizm ve istihdam potansiyelini değerlendirerek; İzmir ilinin farklı alanlarda sahip olduğu potansiyelin ülkemize ve ülke ekonomisine katkıları konusundaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Kentimiz, ekonomik gelişmişlik açısından da ülke genelinde ilk sıralarda yer alıyor. Ekonomisi tarım, sanayi, ticaret ve turizm sektörlerine dayanan kentimizde, nüfusun yaklaşık yüzde 9’u, kalite, verim ve çeşitlilik açısından zenginlik gösteren tarımsal faaliyetlerle uğraşıyor. Bu nüfusa kıyaslandığında ciddi bir istihdam oranı demektir. Otomo tiv, elektrik-elektronik, inşaat malzemeleri, tekstil ürünleri, kimyevi ürünler, toprak ve gıda alt sektörleri ile ön plana çıkan İzmir, Türkiye sanayi üretiminin %9'unu yine güçlü bir istihdam ile karşılıyor. 4 bin 323 hektar büyüklüğe sahip toplam 13 organize sanayi bölgesi, yüzölçümü bakımından ülkemizin en büyük serbest bölgesi olma özelliğine sahip Ege Serbest Bölgesi ile İzmir Serbest Bölgesi ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi gibi üç önemli sanayi kompleksinin istihdama ve ülke ekonomisine katkıları da yadsınamaz büyüklüktedir.

Son olarak dergimizin bu sayısında kapak konusu olarak yer verilecek olan, uluslararası ilişkiler bağlamında "Terörle Mücadelede Samimiyet” konusu ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Terör konusu, okurlarınızın hem- fikir olacağı üzere, neredeyse 40 yıldır ülkemizin başına bela edilen bir konudur. Dolayısıyla terörü, terörün finansını, topluma etkilerini, psikolojisini, mücadelesini… Her yönünü iliklerimize kadar hissetmiş ve öğrenmiş bir milletiz. Son yıllar- da gerek başarılı kara operasyonlarımız gerekse İHA/SİHA destekli nokta atışı diyebileceğimiz hava harekatlarımız, sınırlarımız dahilin- deki terörist sayısını 200’ün altına düşürmüştür. Allah’ın izniyle bu sayı yakın gelecekte çok daha aşağılara çekilecek ve nihayetinde terör belası ülkemizin gündeminden sökülüp atılacaktır. Bu vesileyle, terörizmle mücadelede kararlı duruş sergileyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, hükümetlerimize, güvenlik güçlerimize ve elbette duyarlı vatandaşlarımıza müteşekkir olduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Meselenin uluslararası boyutuna gelecek olur- sak, Türkiye Cumhuriyeti’nin özellikle son birkaç yılda elde ettiği üs- tün başarı, terör örgütlerini maşa yaparak ülkemiz ve komşu ülkeler üzerinde plan kuranları, şüphesiz büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Siyasi arenada terörizmi kınayan batılı devletlerin, perde arkasında halen daha gayretle bölgedeki istikrarın ve huzurun bozulması için fırsat kolladığından şüphemiz yok. Bizler çok iyi biliyoruz ki; Allah tu- zak kuranların en hayırlısıdır. Ve O’nun planı, mazlumlara kast eden hainlere asla fırsat vermeyecektir. Bu anlamda da devletimizin, uluslararası konjonktürün gereklerini yerine getireceğinden şüphemiz yoktur. Allah devletimizi ve milletimizi ilelebet korusun, var etsin.