EGEDESONSÖZ – Üç dönem CHP İzmir Milletvekili olarak TBMM’de görev yapan, ancak 14 Mayıs seçimlerinde aday listesine adı yazılmayan Tacettin Bayır, önümüzdeki süreçte nasıl bir hayat süreceğini anlattı. SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Bayır, belediye başkanlığı gibi bir şey düşünmediğini, bir talepte bulunmayacağını ancak kendisine talep gelirse seve seve görev alabileceğini söyledi.
ADAY OLMAMAMA EN ÇOK EŞİM VE TORUNUM RÜZGAR SEVİNDİ
Eşi Tülay Bayır’ın, torunu Rüzgar’la birlikte sosyal medyadan yaptığı “aday olma, bizim sana ihtiyacımız var” şeklindeki paylaşımları hatırlatılan Tacettin Bayır, şunları söyledi:
“Milletvekili adayı gösterilmeme en çok torunum Rüzgar ve eşim sevindi. Yemin törenine kadar milletvekiliyim ancak sonrasında ne yapacağıma gelince.. İktidara geliyoruz. Yeni iktidarda bana görev verirler mi, bilmiyorum. Yapım gereği, boş durmayı seven biri değilim. Herkes bayramları bekler, ben bayramlardan nefret ederim. Üç gün eş gün bayramda evde kalmak beni yorar. Çok sıkılırım, can sıkıntısından patlarım. Yine boş durmayacağım. Hadi çimleri biçtin, ağaçları budadın. Sonra ne yapacaksın? Hanımla üç saat dertleşirsin, sonra kavga etmeye başlarsın. 40 yıldan sonra öyle oluyor! Ben o anlamda yine boş durmam. İşyerimi kızım ve oğlum idare ediyor bundan sonra da onlar idare edecekler. Orada bir ofisim var, orada oyalanacağım. Lokalde arkadaşlarımı ziyaret ederim. Köy ziyaretlerim olacak. Seçim çalışmalarında yer alacağım.”
İZMİR’DEN AYRILMAK İSTEMİYORUM
seçim sürecinde sahada olacağını özellikle belirten Tacettin Bayır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ondan sonraki süreçte eğer partimiz iktidar olursa, kamu kurumlarında bilgi birikimimize sanayiyle ilgili ticaretle ilgili ihtiyaç duyarlarsa, gel buraya derler zaten. Benim illa bir talepte bulunmam şık olmaz. Zaten ben ihtiyaç sahibi de değilim bu konuda. Partinin genç, dinamik kadroları var, onlara fırsat verilmesini isterim. Ha ağabeylik yap derlerse, hay hay. Fabrika kuracak arkadaşlara yardımcı olmak isterim. Bakanlarla aralarında köprü olurum. Üretimi artırmak adına her şeyi yaparım. Ben İzmir’i çok seviyorum, İzmir’den ayrılmak istemiyorum. İzmir’e sevdalı biriyim. Ankara’ya her gidişimde asık suratla gittim. Ankara’nın nesini seviyorsun diye soruyorlar, geri dönüşünü diyordum. İtiraf ediyorum, Ankara’ya alışamadım. Asık suratlı insanların çok olduğu, bürokratların çok olduğu bir yer Ankara. İzmir öyle değil. Denizi arıyorsun. Biz İzmirliler alışmışız, güler yüzlü, sıcakkanlı insanları. O insanları arıyorsun. Ben kolay işlerin adamı olmadım, hep zor işleri verdiler bana. Bana kolay kazanılacak bir belediyede başkanlık vermezler. Bir yerde sıkıntı varsa, o zaman bana gel derler. İl başkanlığı sürecinde de öyle olmuştu. Televizyondan öğrenmiştim il başkanlığımı. Siyaset benim zaten yaşam biçimim. Ama bu, ben şurayı burayı istiyorum anlamına gelmez. Burada beni joker gibi kullanabilirler.”