GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
21 Haziran 2023 Çarşamba 18:35

Özgener’den 'İnciraltı' yorumu: Bir an önce yürürlüğe girmeli

Ticaret Odası Meclis oturumunda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, kent için önemli bir yere sahip olan İnciraltı planlarını değerlendirirken "Kent merkezinde yer alan, yeşil ve mavinin aynı alanda buluştuğu İnciraltı, turizm ve ticaret alanındaki potansiyeliyle tüm İzmirlilerin refahına olumlu etki edecek. Termal ve sağlık turizmi, kentimiz turizmi açısından önemli potansiyele sahip bir alan. İnciraltı’nın özellikle termal, sağlık ve spor turizmi odağında “iyi yaşam” temasıyla yatay mimari gözetilerek oluşturulan imar planlarının kısa sürede yürürlüğe girmesini önemsiyoruz"

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası, Haziran ayı olağan meclis oturumunu gerçekleştirdi. İzmir Ticaret Odası Binası'nda gerçekleştirilen oturuma Selami Özpoyraz başkanlık yaptı.

Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren İZTO Başkanı Mahmut Özgener, geçtiğimiz günlerde açıklanan asgari ücret ve kent için önemli bir yeri olan İncirlatı planları hakkında açıklamalarda bulundu.

BAKANIMIZIN VERDİĞİ OLUMLU MESAJLARLA…
Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in sözlerinin büyük önem taşıdığını belirterek sözlerine Başlayan Özgener, “Sayın Şimşek’in göreve başladığı ilk gün itibariyle iş dünyasına verdiği mesajlar bizler için büyük önem taşıyor. Tutarlılık, şeffaflık ve öngörülebilirlik vurgusunu; ekonomide rasyonel politikalara ve uluslararası normlara dönülmesi konusundaki hassasiyeti, yeni ekonomi programlarının belirlenmesi açısından önemli buluyor, destekliyoruz ve kendisine teşekkür ediyoruz. Programın başarısında, hiç kuşkusuz, tüm kesimlerin desteğinin kilit rol oynayacağına inanıyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar göz önüne alındığında, ekonomik konuların önceliklendirilerek bir yol haritası oluşturulması gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum. Bu bağlamda, açıklanacak olan Programın bir takım fedakarlıklar gerektirebileceğini düşünüyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek ve kuracağı ekibin bu süreçte, makroekonomik istikrar kurulana kadar iş dünyamızdan gerekli desteği alabilmesi önem arz ediyor.  Bizler, her zaman olduğu gibi, bu desteği vermeye hazırız. Türkiye ekonomisine duyulan yurtiçi ve yurtdışı güvenin; Sayın Bakanımızın verdiği olumlu mesajlar ve açıklaması beklenen Programa dair beklentiler doğrultusunda pekişeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

ŞİMŞEK VE EKİBİNE OLAN GÜVENLE AZALACAKTIR
Cari açığın azalması yönünde bir beklentinin oluştuğunun da altını çizen Özgener, “Küresel ekonomide bu görünüm ve beklentiler ışığında, ülkemiz ekonomisi ile ilgili riskleri doğru anlamak ve gerekli tedbirleri almak önemli olacak. Şu anda Türkiye ekonomisinin büyüme verilerinde yukarı yönlü revizyonlar görüyoruz.  En son yüzde 4 olarak açıklanan ilk çeyrek Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyüme verilerinden sonra, Dünya Bankası ülkemize yönelik daha önce sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 4 olarak açıkladığı 2023 ve 2024 büyüme öngörülerini  yüzde 3,2 ve yüzde 4,3 seviyesine yükseltti.  Fakat makroekonomik politikaların gelişiminin yüksek enflasyon zemininde belirsiz olduğuna işaret edilen aynı raporda, döviz kurundaki değer kaybının yanı sıra yüksek cari açık ve düşük net döviz rezervlerinin de önemli zorluklar oluşturduğu ifade edildi.  Kredi risk primlerindeki (CDS)güncel durum, algılanan riskin cari işlemler tarafında fiyatlandığına işaret ediyor.Seçimlerden sonra Kredi Risk Primlerinin (CDS) gerilemesindeki ana sebep, Sayın Şimşek ve ekibine duyulan güven ve Sayın Bakanımızın işaret ettiği faiz artış ihtimaline karşın cari açığın azalmasına dair beklentilerden oluştu” diye konuştu

HIZLI ADIMLAR ATILIRSA BÜYÜMEDEKİ MAALİYET AZALACAKTIR
Adımların hızlı atılması gerektiğini vurgulayan Özgener, “Yarın gerçekleşecek Para Politikası Kurulu kararı, ekonomik maliyetlerin ne ölçüde şekilleneceğini belirleyecek. Yeni açıklanacak programdan beklentimiz ve önerimiz; tutarlılığı yüksek ve bütüncül politikalarla faiz artış maliyetinin en aza indirilmesi yönünde. Enflasyonun ve cari açığın azaltılması konusunda ne kadar hızlı ve ciddi adımlar atılırsa, büyümedeki maliyetin o kadar azalacağını öngörüyoruz. Faizin ne kadar yükseleceğine bağlı olarak kurda da bir dengelenme muhakkak oluşacaktır. Yapılması gereken miktarda bir faiz ayarlaması piyasanın güvenini sağlayacak ve maliyetleri azaltacaktır. Bu vesileyle, faiz artışın yanı sıra, reel sektörü ve makroekonomik istikrarı desteklemesini beklediğimiz yeni dönem ekonomi politikalarına ilişkin önerilerimizi ve beklentilerimizi de aktarmak istiyorum. Öncelikle bir süredir gündemde olan Vergi Reformu’nun hayata geçirilmesi ile doğrudan ve dolaylı vergilerin oranlarının günün koşullarına ve ekonomik gerçeklere uygun olarak yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.  Kayıt dışılığın azaltılması ve vergilendirilmeyen ekonomik faaliyetlerin kapsam içine alınması, bütçe açıkları ve ekonomik dengeler açısından olumlu etkiler yaratacaktır. Ayrıca açıklanacak Program kapsamında; ülkemizin artan döviz ihtiyacı nedeniyle ekonominin dinamikleri arasında sürükleyici güçlerden olan ve ülkemize döviz geliri getiren turizm, ihracat ve doğrudan yabancı yatırımlara ağırlık veren çalışmalara hız verilmesini bekliyoruz” dedi.

İÇ TÜKETİM HIZLA ARTIYOR
Asgari ücret ve EYT’nin iç ekonomiyi arttırdığını belirten Özgener, “Ekonomideki hiç bir parametre birbirinden bağımsız değil.  Şu anda bütün risk göstergeleri; enflasyonun ve cari açığın düşürülmesi, ithalatımızın yavaşlaması ve rezervlerin tekrardan yükseltilmesi gerektiğine işaret ediyor.  Ayrıca,iç tüketimin yavaşlatılması gereği de ortaya çıkıyor.   Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 4 artarken,  gelir yöntemi ile Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerinin seyrinde önemli bir ayrıntı bulunuyor.  İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 31,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 38; net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 47,6 iken, 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 38,2 oldu. Asgari ücretteki reel artış ile işgücü ödemelerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artış göstermesi, işgücü ödemelerinin milli gelir içerisindeki payını artırdı. Rakamlar analiz edildiğinde, şirketlerden çalışanlara bir gelir transferi yapıldığı, EYT, asgari ücret ve tazminatların bunda belirleyici olduğu, sonucunda ise iç tüketimin hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

İYİLEŞTİRMEDEN MEMNUNUZ
Asgari ücretin artışından işçiler açısından memnun olduğunu belirten Özgener, desteklerin arttırılmasının şart olduğunu vurgularken “Bildiğiniz üzere dün, Temmuz ayından geçerli olmak üzere yeni asgari ücret; brüt 13 bin 414, nette ise 11 bin 402 olarak belirlendi. Bayram öncesinde açıklanan yeni asgari ücretin tüm paydaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.  Öncelikle enflasyonun ücretli kesim üzerinde yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, alım gücünün artırılması, işgücünün milli gelirden aldığı payın artması ve çalışanlarımızın refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yapılan iyileştirmeyi memnuniyetle karşılıyoruz.  Öte yandan, işveren üzerindeki maliyetlerin azaltılması için, asgari ücret desteğinin güncellenerek yukarıya çekilmesini ve asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam edecek olmasını da olumlu değerlendiriyoruz.  Yanı sıra, asgari ücret artışına paralel olarak, gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesinin önemine de dikkat çekmek istiyorum. Düşük ücretli kesimin geçim koşullarını iyileştirmeye yönelik adımlar atılırken, diğer yandan enflasyonla mücadele ve cari açığın azaltılması yönünde açıklanan güçlü ve kararlı duruşu destekliyoruz. Bunun yanında; reel sektörün rekabetçiliğinin korunması en az refah seviyesinin artırılması kadar önemli. Kamu mali dengesi gözetilerek özel sektörün rekabet gücünü güçlendirmesi için yeni düzenlemeler hayata geçirilmelidir.  Rekabet gücünün düşmesi beraberinde istihdamın olumsuz yönde etkilenmesinin önlenmesi, önümüzdeki dönemde en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında gelmelidir.   Bu düzenlemeler, ekonomideki tüm paydaşlar gözetilerek yapıldığı taktirde, çalışan kesimin refah seviyesi yükselirken ülkemizin üretiminin ve rekabet gücünün de artacağına inanıyoruz” dedi.

ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİP
İncirlatı planlarına da tam destek veren Özgener, “Kentimizin kalkınması açısından önemli fırsatlar barındırdığına inandığımız İnciraltı’ndan da bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, İnciraltı Turizm Merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı uyarınca onaylandı.  Kent merkezinde yer alan, yeşil ve mavinin aynı alanda buluştuğu İnciraltı, turizm ve ticaret alanındaki potansiyeliyle tüm İzmirlilerin refahına olumlu etki edecek.  Termal ve sağlık turizmi, kentimiz turizmi açısından önemli potansiyele sahip bir alan. Bu nedenle, İnciraltı’nın özellikle termal, sağlık ve spor turizmi odağında “iyi yaşam” temasıyla yatay mimari gözetilerek oluşturulan imar planlarının kısa sürede yürürlüğe girmesi ve yatırımcıya sunulur hale getirilmesi konusunu önemsiyoruz” dedi.