GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Enerji
25 Ekim 2023 Çarşamba 19:04

Orhanlı JES projesinde 2’nci raund… Yeniden yargı yolu!

Küçük Menderes Enerji şirketinin koordinat değişikliği ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED kararı aldığı JES, RES ve GES projesi, Orhanlı köylüleri tarafından bir kez daha yargıya taşındı. İlk defa köylülerin zaferi ile sonuçlanmıştı. Dava ile ilgili açıklama yapan Orhanlı köylüleri bölgenin önemine dikkat çekerek “Orhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak, köyümüzün toprağına, havasına, suyuna sahip çıkacağız. Çiftçilerimiz, çobanlarımız köyümüzde üretmeye devam edecek.” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ – İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Orhanlı köyünün sakinleri, yaşam alanlarına yapılmak istenen enerji projelerine karşı mücadelelerini sürdürüyor

Son olarak Orhanlı köyünün sakinleri, mahkeme kararına karşı yaşam alanlarına kurulmak istenen JES, RES ve GES projesi ÇED olumlu kararına karşı 98 kişi ve 5 kurum ile birlikte dava açtı. 

Türkiye’nin sofralarındaki organik ve sağlıklı gıdanın üretildiği önemli bir kırsal alan olan Orhanlı köyünün sakinleri, yaşam alanlarına yapılmak istenen enerji projelerine karşı 4 yıl içerisinde 5 dava kazandı. Orhanlı köyü, hayvancılığın ve tarımsal üretimin devam ettiği İzmir’in en büyük nüfusa sahip köylerinden birisi.

PROJE HAKKINDA: İZMİR'iN AKCİĞERLERİ İÇİN KRİTİK KARAR

GIDA GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE
İzmir’in ve Türkiye’deki milyonlarca insanın gıda güvenliğini tehlikeye attığını belirten S.S Orhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkan Yardımcısı Galip Ener: “Köyümüzde nesillerdir, hiçbir kimyasal zehir kullanmadan zeytinyağı üretimi gerçekleştiriyoruz. Bu bölge İzmir’in erkence türü zeytin ormanlarıyla dolu. Orhanlı köyümüz aynı zamanda organik sertifikayla üretim yapan birçok üreticinin geçimini sağladığı çok önemli bir alan. İzmir’in ve hatta Türkiye’nin gıda ihtiyacını karşılamada Orhanlı köyü üreticilerinin çok büyük payı var. İklim krizinin, kuraklığın ve buna bağlı olarak gıda krizinin kapımızda olduğu böylesi bir dönemde, bu tarımsal üretim havzasını yok edecek projeler tamamen mantık dışıdır. Artık enerji projeleri tasarlanırken bunlar göz önünde bulundurulmak zorunda. Çünkü çok yakın bir gelecekte çocuklarımızın karnını doyuracak iki lokma gıda bulamadığımızda iş işten geçmiş olacak. Orhanlı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olarak, köyümüzün toprağına, havasına, suyuna sahip çıkacağız. Çiftçilerimiz, çobanlarımız köyümüzde üretmeye devam edecek.” dedi.



BÖLGE ÖNEMLİ DOĞA ALANI
Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından kritik öneme sahip olan Önemli Doğa Alanları’ndan biri içerisinde bulunan Orhanlı köyü, aynı zamanda Doğa Derneği’nin yürüttüğü çalışmalar neticesinde bir Kadim Üretim Havzası olarak tescillenmiş durumda. Bölgede yaşayan insanlarla birlikte, pek çok nadir kuş, memeli ve bitki türünün yaşamını tehlikeye sokan JES projesine karşı olduklarını belirten Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, “Burada yüzlerce nadir bitki, kuş ve memeli türü yaşamını sürdürüyor. Bölgedeki yaşamı tehdit eden JES projeleri, Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından en değerli 305 Önemli Doğa Alanı’ndan birisi olan Kızıldağ Önemli Doğa Alanı (ÖDA) içerisinde yer alıyor. İnsanların doğayla uyumlu yaşam pratiklerini binlerce yıldır kesintisiz olarak sürdürdüğü Orhanlı Vadisi, aynı zamanda Türkiye’nin Kadim Üretim Havzaları’ndan (KÜH) biri. JES şirketlerinin Orhanlı vadisindeki yaşamı yok sayarak Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporları’nı değiştirip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tekrar sunması ve bu raporların da tekrar onaylanması kabul edilemez. Bu nedenle, kamu kuruluşlarımızın bu konuda gerekeni yapması ve bu projeleri tamamen durdurması gerekiyor. Hukuki mücadelemiz bu alandaki bütün yıkım projeleri sonlanana kadar devam edecek.” diye konuştu.



İKLİM KRİZİ VURGUSU
Davacıların avukatlığını üstlenen, Doğa Derneği Hukuk Danışmanı Av. Cem Altıparmak açtıkları dava hakkında şunları söyledi, "İklim değişikliği ile mücadele etmenin en önemli araçlarından bir tanesi de iklim değişikliğine uyum sağlamaktır. Bir politika olarak iklim değişikliğine uyum, iklim krizinin nedenlerini (ormansızlaştırma, biyoçeşitliliğin, ekosistemlerin yok edilmesi, tarım alanlarının, sulak alanların, su kaynaklarının yok edilmesi vb.) görmezden gelip, bunlara engel olmak için hiçbir şey yapmadan, sadece yenilenebilir enerji üretimini desteklemek demek değildir. Eğer bir yenilenebilir enerji projesi, kurulacağı bölgenin özelliklerini, sosyal ve ekonomik döngüsünü hiçbir şekilde dikkate almıyorsa, bir uyum politikasından değil, tam tersine iklim krizinin olumsuz sonuçlarını çoğaltan bir uyumsuzluktan bahsedilebilir sadece. Davamızda olan da budur.” dedi.