GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
5 Nisan 2023 Çarşamba 21:57

Kılıçdaroğlu: İnce'ye teklif yapıldı, reddetti!

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Habertürk'e açıklamalarda bulunuyor. Türkiye'nin çok önemli bir seçime gideceğini belirten Kılıçdaroğlu, "İlk 1 haftada ne yapacağız, ilk 1 ayda ne yapacağız hepsi yazılı. 6 liderin ortaklaştığı bir metin. Biz ortaklaştık, onlar Erdoğan'a teslim oldu" dedi. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce'ye bir teklifin yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ayrıntılara girmek istemem ama kabul edilmedi. Karşı tarafı suçlamam, saygı göstermek zorundayız" diye konuştu.

Habertürk'te Serap Belet ve Kürşad Oğuz'un moderatörlüğünü yaptığı 'Olaylar ve Görüşler' programına konuk olan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan açıklamalar...

"BİZ ANLAŞTIK, ORTAKLAŞTIK; ONLAR ERDOĞAN'A TESLİM OLMUŞ"
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Ortak liste için şu anda çalışıyoruz. Önemli bir seçim bizim açımızdan da Türkiye açısından da. Komşularımız açısından da çok önemli. Bilime, akla, sağduyuya dayanan, kutuplaştırmayan, kucaklaştıran siyasete ihtiyacımız var.

Biz 6 lider ortak mutabakat metnini hazırladık. Eğitimden sağlığa, teknolojiden milli eğitime hayatın her alanıyla ilgili 2 bine yakın madde başlığını açıkladık. Cumhur İttifakı ne yaptı? Böyle bir şey açıkladı mı? Açıklamadı. Kamuoyu neden onları tartışmıyor, neden onları eleştirmiyor?

"DEPREM BÖLGESİ ÜRETİM VE İSTİHDAM MERKEZİ OLACAK"
İlk 1 haftada ne yapacağız, ilk 1 ayda ne yapacağız hepsi yazılı. 6 liderin ortaklaştığı bir metin. Ben de söyleyeceğim, Millet İttifakı'nın diğer ortakları da aynı şeyi söyleyecek. Çünkü biz ortaklaştık. Orada Erdoğan ne derse hepsi teslim olmuş. Teslimiyet siyaset değildir. Bir parti iseniz siyasetinizi açıkça yazarsınız. Siz önümüzdeki 5 yıl içinde ne yapacaksınız?

Cumhurbaşkanı olarak ne yapılacak? Her bir bakanlık neler yapacak? Yeni bakanlık kurulacak mı? Üniversitelerde, bilimde, teknolojide, tarımda ne yapılacak? Depremle ilgili teklif hazırladık. Deprem bölgesiyle ilgili bunlar hiçbir şey yapmadılar. Çadır, konteyner yarım yamalak dağıttılar. Biz iktidar olunca deprem bölgesini bütünlük içinde ele alacağız. Bununla ilgili kanun teklifi verdik. Üretim üssü haline getireceğiz, insanlar buraya gelip, çalışacak. Burada büyük istihdam sağlanacak. Bu bölge aynı zamanda istihdam ve üretim merkezi olacak.

"VATANDAŞLARIMIZ AB'YE VİZESİZ GİDECEK"
Ortak listelerle ilgili bütün seçenekler düşünülüyor. Bizden ve diğer partilerden genel başkan yardımcıları var. Önemli olan maksimum yarar nasıl sağlanabilir? Yapılan anketler var. O anketler de diğer lider ve kadroların önünde var. Önümüzdeki 1-2 gün içinde biraz daha netleşecek.

Biz diğer partilerin konumuna bakıp, kendimize politika oluşturmuyoruz. Biz iktidara geleceğiz, Cumhurbaşkanlığını kazanacağız, bu ülkeyi en geç 1 yıl içinde rahat nefes alacağı ülke haline getireceğiz. Ülkede her vatandaş AB'ye vizesiz girecek. Hasar tespitlerini yaptık. Cumhur İttifakı zaten yaptığını yaptı, batırdı. Biz ne yapacağımızı biliyoruz. Çiftçi, üreticinin kazanacağı, istihdamın büyüyeceği, fabrikaların çalışacağı bir Türkiye hayal ediyoruz.

Vizeyi kaldıracağız. Gerekli düzenlemeleri yapacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Siz düşünce özgürlüğüne kısıtlama getirirseniz sizin ülkenizde demokrasi yoktur. Biz diyeceğiz ki, 'Bizim ülkemizde her türlü düşünce özgürce paylaşabilir, medya özgürce yayın yapabilir'. Ben gençlere 'Cumhurbaşkanı olunca en rahat beni eleştireceksiniz' diyorum.

"DEMOKRASİ TEMEL KAVRAMDIR, 6 LİDERİ BİR ARAYA GETİREN DE BUDUR"
Benim hatam varsa doğal olarak eleştiri olacaktır. Ben de aynı hatayı tekrar etmemeye özen göstereceğim. Erdoğan eleştiriye tahammül edemiyor, sabah insanlar gözaltına alınıyorsa bu düzen yıkım getirir.

AB'nin öngördüğü bütün demokratik kuralları ülkemize getireceğiz. Neden insanlar yanyana gelince özgürce konuşamıyorlar? Bu Türkiye açısından utançtır. İnsanlar düşüncelerini söylerler. Emin olun, telefonla konuşurken 'Acaba biri bizi dinliyor mu?'. Ben söylüyorum, dinliyorlar. Demokrasi temel kavramdır ve 6 lideri bir araya getiren de demokrasi özlemidir.

Milletvekilliği listelerinde oran ya da kişi bazında bir çalışma yok. Bu oturulacak, makul insanlarız hepimiz. Bizim listeden giren olur mu olmaz mı, herkes bağımsız girer mi girmez mi? Uygar insanlar gibi oturup tartışıyoruz. Ben Millet İttifakı'nın demokraside uyumu sağlama açısından bizim tarihimize çok önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum. İttifak olarak samimi olarak birbirimize düşüncelerimizi açıklıyoruz. İkinci kurmaylarımıza aktarıyoruz. Onlar kendi aralarında konuşuyor sonra genel başkanları olarak biz konuşuyoruz. Parlamentoda çoğunluğu sağlayağız, artı Cumhurbaşkanlığını da kazanacağız.

Bunlar konuşulur, tartışılır. Bunu belirleyecek olanlar önce kurmay heyeti, arkasından da genel başkanlar. Önce altyapı oluşması lazım. Sonra bizler bir araya gelip, oturup konuşacağız. Zaten 1-2 gün içinde bütün sonuçlar netleşecek. Ben 5 lider adına konuşma yetkisine sahip değilim. Onların da düşünceleri var. Yeri geldiğinde itirazları oluyor, onlara da saygı olmamız lazım.

Biz yeni safya, yeni kültür ve inşa süreci başlatmak istiyoruz.

CHP olarak hedefimiz doğal olarak 1. parti olmak. Bütün partilerin isteği bu. Bunun için çalışıyoruz, emek harcıyoruz. Cumhurbaşkanlığını açık farkla almak istiyoruz. Biz belli spesifik konularda araştırma yaptırıyoruz ama geniş bir kamuoyu araştırması değil.

"TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE BİR DEĞİŞİM VAR"
Trabzon'da güzel bir atmosfer var. Millet gidişten şikayetçi. 'Gelecekler, nasıl düzeltecekler?' diye bekliyor. Onu anlatmaya çalıştım. İlk 1 ay içinde neleri yapacağımızı ifade ettim. Normalde çadırda yapacaktık ama çadıra izin vermediler, ona izin vermediler. Meydanda yaptık, sonra pişman oldular izin vermedikleri için.

AFAD fırtına olacak, çatılar olacak diye duyuru yapmış. AFAD bunu niye yapar bilmiyorum? Meteoroloji'nin işi bu. AFAD çalışanları değil tabii ama AFAD'ın ne olduğunu gördük. Trabzon'da büyük bir kalabalık vardı. Kadınların mitinge katılmaları, sorunları dile getirmeleri, çözümlerle ilgili yaptığımız çalışmaları elbette güzel. Halkla iyi diyalog kuruyoruz. Trabzon, Kayseri ve Türkiye'nin her tarafında bir değişim var.

'Bunlar gerçekten bu söylediklerini yapabilirler mi?' diye düşünüyor halk. Biz neyi nasıl yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Halkımdan şunu istiyorum, Kılıçdaroğlu'nun hesap uzmanı olduğunu, 27,5 yıl devlete nasıl hizmet ettiğini bilmek istiyorlarsa bana, evime, mutfağıma, evlatlarıma bakacaklar. Devletin kucaklayıcı olması gerektiğini, sosyal devlet olması gerektiğini, fakirin fukaranın yanında olması gerektiğini düşünen birisiyim.

Allah aşkına Türk Telekom'u, bankaları dış güçler mi 'Satın' dedi. O yıllarda büyük gelirler elde ettiniz. Sonra para bitti, satacak mal da bitti. Düzelteceğiz. Türkiye onların düşündüğünden çok daha zengin bir ülke.

"MANSUR BEY VE EKREM BEY İKİ DEĞERLİ ARKADAŞIMIZ"
İki değerli arkadaşımız. Mansur Bey ve Ekrem Bey de. Osmanlı'nın eski başkentini yöneten kişi Ekrem İmamoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin güzel başkentini yöneten Mansur Yavaş. İkisinin halk nezdinde ciddi kabulü var. Bütün engellemelere rağmen güzel şeyler yapıyorlar. Trabzon'da bakan, 4 milletvekili var. Kabinede var. Trabzon'a raylı sistem yapamadılar. Ekrem İmamoğlu 10 metro inşaatını ayna anda başlatan ve yapan kişi diye söyledim.

Seçmen, gençler mutlu. Onlarla zaman zaman bir araya geliyoruz. Burada önemli olan Türkiye'nin sağlıklı bir zemini yakalayabilmesi için o inanç, heyecandan yararlanan insanların toplumun önüne çıkması lazım. Ekrem ve Mansur Bey de o inancı ve heyecanı besleyen arkadaşımız. Onlar önemli görev üstleniyorlar. Bakın Ekrem Bey İstanbul'da engelleniyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı olunca bu engeller kalkacak.

2 arkadaşımız Cumhurbaşkanı Yardımcısı oldu diye diğer belediye başkanlarımız çalışmayacak mı? Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı para bulmuş, metro yapacak, inşaat yapmaya izin vermiyorlar. Biz bu engelleri bitireceğiz.

"İNCE'YE TEKLİF YAPILDI, REDDETTİ"
Ben birinci turda sonucu alacağımıza inanıyorum. Sonuçta sağduyu galip gelecek. Ülke bu halde iken, işsizlik dizboyu iken, gençler iş bulamazken, soğanın tanesi 7.5, 10 lirayı bulmuşken. Bunun bir an önce bitmesi lazım. Son düzlüğe girdiğimizde seçmenin sağduyusuna güveniyorum.

Sayın İnce'yi ziyaret ettiğimiz toplantıda değil ama teklif yapıldı. Ayrıntıya girmek istemem. İşin özeti; teklif yapıldı.

Bana göre üzerimize düşeni yaptık. Karşı tarafı suçlamak istemem. Bana göre bize düşeni yaptık. Karşı tarafı suçlamak gibi hakkım yok benim. Ben Muharrem Bey'e böyle haksızlık yapmak istemem. Sonuçta beraber çalıştık. Cumhurbaşkanı adayımızdı, grup başkan vekilimizdi. Haksız bir eleştiri yapmak istemem.

Ben Muharrem Bey'in düşüncelerine saygı göstermek zorundayım. 'Niçin böyle düşünüyorsunuz' diye suçlamam asla doğru değil. Büyük ihtimalle 4 adayla gidilecek, bu saatten sonra neyi değiştireceksiniz?

Bu toplumun sağduyusuna güvenin. Birinci turda bu iş biter. Bu işsizlikle nereye gideceğiz? Türkiye'nin bu cehennemden çıkması lazım. Bakmayın saraya, oradakilerin keyfi yerinde. Bir pazara gidin bakalım. Emekliye zam yapıyor, fiyatlara gelen zam çok daha yüksek. O para kur korumalı mevduata gidiyor. Kimin parası o? Bir avuç insanın. Bunlar sözde faize karşı. Sen faize hizmet ediyorsun. Emekli, işçiye bir şey yok. Polisle jandarma arasında ayrımcılık yapıyor. Hangi gerekçeyle polise vermiyorsun? Çifte standart var.

"KURBAN BAYRAMINDA 15 BİN LİRA EMEKLİLERE YATACAK"
Ne söylüyorsam hepsinde haklıyım. Cesaret edip oturup konuşmuyorlar. 27,5 yılını devlette harcayan, verilmeyecek hiçbir hesabı olmayacak kişiyim. Bütün sülalemizi araştırdılar, ne buldular?

Her şeyi kuruşu kuruşuna hesaplıyoruz ve yapıyoruz. Erdoğan ne diyor? 'Emekli maaşı üzerinden istismar ediyormuş'. Biz iki maaş ikramiye dedik, sonra ne oldu? Emekliye verdi iki maaş ikramiyeyi. Ben emekliye asgari ücret kadar Ramazan ve Kurban'da verilecek. Aynı şeyi söylüyorum. Hesabını kitabını kuruşu kuruşuna yaptık. Kurban bayramında Cumhurbaşkanı olarak geldiğimde bütün emeklilerin hesabı 15 bin lira para yatacak. Önümüzdeki kurban bayramında. Bütün emekliler görecek. Para yokmuş, 5'li çeteye paralar var, KKM'ye para var, saraydan maaş alanlara par var.

Emekli bu ülkenin kalkınması için emek harcayan kişidir. Bütün hayatında çalıştı, alın teri döktü, primini ödedi ve sonra geldi emekli oldu. Eskide emeklinin aldığı aylık asgari ücretten fazlaydı. Şimdi açlık sınırının altında. Emekliyi bu hale getirdiler. Ben o aylıkları tamamını Kurban Bayramı'nda her bir emeklinin aylığına yatıracağım. 15 bin lirayı yatıracağım. Görecekler Bay Kemal sözünden dönmez.

"5Lİ ÇETELER HERKESİ SATIN ALACAKLARINI DÜŞÜNÜYOR"
5'li çeteler benim Cumhurbaşkanı adayı olmamı asla istemedi. 418 milyar doları götürenler, kul hakkı yiyenler, yolsuzluk yapanlar asla istemediler. Engel olmak istediler. Bunların para gücü var, imkanları var, herkesi satın alacaklarını düşünüyorlar. Allah şahittir ne onların paralarına ne 1 centine ne 1 kuruşuna asla ihtiyacım var. Sarayda değil Çankaya'da yaşayacağım. Sade hayat yaşayacağım. Hayalim, hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi. Akdeniz havzasının en güçlü olacak bir ülke. Bunu yaratacağız, hiç endişem yok. Zengin, güçlü, sözü dinlenen, teknolojiye imza atan Türkiye. Para var bizde.

O 418 milyarın nerelere gittiğini çok iyi biliyorum. Yurt dışında hukukçularla görüştüm. Kimin parası hangi bankada? Kuruşu kuruşa biliyorum. Belediye başkanlığı yapanlar ve yapmış olanlar dahil. O paraların tamamını getireceğiz.

"KİMLERİ SATIN ALDIKLARINI GAYET İYİ BİLİYORUM"
Kin tutmak şöyle; bu iş yapılırken intikam değil hukuk zihniyetiyle. Bütün bunları belgeleyeceğim, yargıya teslim edeceğim. Yargı bunlara bakacak yolsuzluk varsa bunları yurt dışından isteyecek. Biz kinle öfkeyle hareket edersek bunlardan farkımız kalmaz. Adalet aynı zamanda haksızlık karşısında susmamaktır.

Ben onları çok iyi biliyorum. Nerelerde neler yaptığını gayet iyi biliyorum. Kimleri satın aldıklarını gayet iyi biliyorum. Yeri zamanı gelince onları açıklarız.

Yazılar yazıldı, haberler yapıldı, haksız eleştiriler yapıldı. Kimlerin nasıl, nereden beslendiğini gayet iyi biliyorum. Bu devlet hepsini biliyor. Devletle bağımı koparmadım. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin nasıl olur da bu hale düştüğünü devlette çalışanlar da biliyor.

"HER ŞEYİN BELGESİ VAR"
Kılıçdaroğlu gidecek IMF'den para toplayacak? Ne toplayacak? Türkiye zengin ülke. Sen ABD'de gökdelenler yapacaksın, Muhammed Ali Clay'ın çiftliğine evler yapacaksın, Kemal Kılıçdaroğlu bunu seyredecek. Dünyanın hiçbir mahkemesi uluslararası mahkeme bir devletin soyulmasına izin vermez. Bu konudaki kararları da çıkardım.

Hepsinin belgesi var. Devlete liyakatı öldürürseniz süreç başka yere evrilmiş olur. Devletin kolonları kesilir. Şimdi adalet var mı? Adalet kolonu devletin orta direğidir. Adaleti yeniden inşa etmemiz lazım. Medya özgür mü? Hayır değil. Biraz eleştirin RTÜK kapatır. İletişim Başkanlığı işi görevi bırakmış, trollerle Goebbels'in yaptığı işi yapıyor. Harcanan paraya üzülüyorum. Emekliye para vermiyorsun, milyonları, dolarları bu işlere harcıyorsun. İnsanda biraz vicdan olur.

"YAŞAYIŞIMI İNSANLARA AÇTIM, PROJELERİMİ ANLATTIM"
Yaşayışını açtınız, geçmişinizi açtınız, samimiyetinizi açtınız. Devlet deneyimim var. Devlet adamı kimliğim var benim. Suriyeliler, Afganlarla ilgili projelerimi anlattım kamuoyuna. Öyle büyük laflar değil, hayali laflar değil, ayağı yere basan her şey.

Sakin bir insanım, herkesi sağduyuyla dinlerim, her şeye itiraz etmem. Bürokraside bir terbiye öğretildi, birisi aksine bir şey söylüyorsa hemen yanıtlamayın, hafızanızda ölçün biçin ondan sonra cevap verin.

Mantıklı bir eleştiri geliyorsa ona elbette bakıyorum. Bir yerde hata yapmışsak 'Evet hata yaptık' diyoruz. Hata insana özgü kavramdır. Hatasız kul olmaz diye şarkı bile var. Orhan Gencebay'ındı yanlış hatırlamıyorsam.

Seccade olayı o kadar çok anlatıldı ki. İsmail Müftüoğlu Bey, eski Adalet Bakanı, bir platformun yöneticisi. Bir iftar yemeği verdi. Orada akaddemisyen insanlar vardı. Güzel bir iftar yaptık, dualar okundu. Arkasından konuşmalar yapıldı. Lokantanın iç bölümüne geçildi. Orada fotoğraflar çekildi. Yerde seccade olduğunu fark etmedim. İsmail Bey de fark etmedi. Kendisi Milli Selamet Partili eski Adalet Bakanı. Bir yanlışımız vardı orada, fark edemedik. Biz politikacılar yere çok az bakarız. Hep karşıya bakarız. Koruma uyarır 'Efendim kaldırım var, çukur var' diye. Gelen kişilerle fotoğraf çektirdik. Eleştiri gelebilir. Kalkıp da bir suçlama yapmak istemem. Ben samimi bir Müslümanım.

Onu bilmiyorum ama gerçeklerden yola çıkarım. Tuzak, komplo diyenler oldu. O gerçeği bir gerekçeye sığdırmam bana yakışmaz. Ben samimi Müslümanım. Herkesin inancına, kimliğine saygı duyarım. Benim kalkıp da onu gerekçelendirip başka bir şeylerle örtmeye çalışmam olmazdı. Evet bunu samimi Müslümanlara sığınıyorum. Bir eksiğimiz, yanlışımız vardı evet doğru.

"PEYGAMBERE VERİLMEYEN YETKİYİ BUNLAR KULLANIYOR"
İnternette bir sürü fotoğraflar, düğünler vs. Bu tamamen acaba Kılıçdaroğlu'nun yükselişini nasıl indirebiliriz. Bu özel yapılıyor. Bunu istismar etmek doğru değil. Söylenmesi gerekeni söyledim. Defalarca açıklama yaptım. Saadet Partisi'nin iftar yemeğinde açıklama yaptım, güzel de alkış aldım. Kimlik üzeriden politika yapmak doğru değildir. Peygambere verilmeyen yetkiyi bunlar kullanıyorlar. Terazi yüce yaradandadır. İnancı siyasete malzeme etmek doğru değil. Ben bunu 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Yenikapı'da mitinginde söyledim; din üzerinden siyaset yapmayın, yargıya, askeriyeye siyaseti sokmayın.

Allah aşkına hangimiz anne babamızı seçme özgürlüğüne sahip? O zaman niye anne ve babamızın üzerinden ötekileştiriyoruz, bu büyük haksızlık. Sadece bana değil yaradana karşı haksızlık. Kimliğinden, inancından ötürü niye suçluyorsunuz? Hata varsa üstünü örtün der sevgili peygamberimiz. Bunlar gerçekten müslüman mı? Samimi müslüman bunu yapmaz. Bu siyasete malzeme olmaz. Malzeme olduktan sonra iş çığırından çıkıp başka yere sürüklenmiş oluyor.

Keşke aynı tepkiler kul hakkı yiyenlere, haram yiyenlere yapılsaydı? Ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçilere yapılsaydı. Açlıktan ölen çocuklar için mücadele etselerdi. En büyük günahın kul hakkı yemek olduğunu ben biliyorum, herkes biliyor.

"ÖYLE HELALLEŞME OLMAZ"
Güç kullanan kimsenin yaptığı haksızlığı gidermesi lazım. Sayın Erdoğan galiba Adıyaman'da depremzedelere size ev yapacağız, gelin helalleşelim, dedi. Hayır efendim, o helalleşme değil. Şunun olması lazım; kardeşim ben bu daireyi, dükkanı alırken 42 kişi 23 ayrı belgeye imza attı. Bu bina, dükkan, ev depreme dayanıklıdır. Her şey yapılmıştır. Test, zemin etüdleri, statik hesapları yapılmıştır diye.

Devlet 'Her şey tamam satın alabilirsin' diyor. Tapuda imza atıyor ve alıyorum. Binanın sağlam olmadığı ortaya çıktı. Yakınları, eşi, evladı öldü mü? Öldü. Hayır efendim devletin kabahati kusuru vardır. Zamanında yapılmadı, düzenlenen belgelerin tamamı doğru değildir. Vatandaş o belgeye güvendi. Burası yıkıldı, yakınları öldü. Sana ev yapacağım, senden 1 kuruş almayacağım derse benim helal etme anlayışım budur.

Anayasa ne diyor; idarenin kusurundan oluşan zararları idare öder diyor. Çamaşır makinası, koltuk ne varsa devletin tazmin etmek zorunda. Adamın canı yanmış. Evi yıkılmış, dükkanı yıkılmış. Diyorsun ki 2 yıl ödemesiz, 20 yıl taksit diyor. Torununu bile borçlandırıyor. Özürü kabahatinden büyük. Ben bütün o depremzedelerle helalleşeceğim. Hiçbirinden 1 kuruş almadan evlerini, dükkanlarını, ahırlarını yapacağım.

"ADIYAMAN'DA 7 YILDIR KONTEYNERDE KALAN AİLE VAR"
İktidar Adıyaman Samsat'a gitti mi? 7 yıl önce deprem oldu. 7 yıldır konteynerde kalan var. 7 yıldır Samsat'ta hala konteynerde kalan, evleri yapılmayan aileler var. Şimdi tamamını 1 yılda mı yapacağız diyorlar? Tamamı yapılır, biz yapacağız. 7 yıldır gerçeği orada. Biz tamamını yapacağız, kuruş alınmayacak. Güçlendirme yapacağız, kuruş alınmayacak. 1 milyona yakın binanın ya yeniden yapılması ya da güçlendirilmesi lazım. Nasıl yapacaklar? Çıkıp anlatsınlar. Kaç ay geçti? Temel attılar, gördük temellerini. Biz hepsini depreme dayanıklı yapacağız hepsinin sözünü veriyoruz. 1 kuruş almadan anahtarı t eslim edeceğiz. Ondan sonra gel helalleşelim kardeşim, devlet olarak kabahatimiz oldu, kusurumuz oldu diyeceğiz.

"AĞIRALİOĞLU GELİR ÇAYIMIZI İÇER, KONUŞURUZ"
Yanlış yaptığımı düşünmüyorum, ben de insanım, hatam da olabilir. Varsa bir şey sayın Ağıralioğlu gelir Ramazan'dan sonra, oturur konuşuruz. Siyaset kavga etme alanı değil, uzlaşma kültürüdür. Benim farketmediğim eksiğimi de görmüş olabilir.

Niye gelip karşıma bunları söylemiyor? Niye cesaret edemiyor? Akıl alacak şey değil; kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin teröre karşıyız. Bin sefer söyledik. Gidip onlarla sohbet eden, kucaklaşan sensin kardeşim. Hiçbir partiyi dışlamıyoruz. Teröre karşıyız. HDP'li milletvekili TBMM'yi yönetmiyor mu? Her HDP'li Başkanvekili parlamentoyu yönetiyor. Ucuz suçlamalara milletin karnı tok. Kimden gelirse gelsin terör bir insanlık suçudur. Kimden gelirse gelsin.

Burada bağıran çağıran Erdoğan, 33 askerimiz şehit oldu. Nefesi Putin'in kapısında aldı. Hani dünya lideriydin. Putin ne yaptı açtı kronometreyi bütün dünyaya kaç dakika beklettiğini gösterdi, sonra içeri aldı. Tek hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti. Afra tafra yapıp suçlamalarına bakmayın. Türkiye Cumhuriyeti devletinde 'Aptal olma' diye mektup alan bir kişi nasıl olur da dünya lideri olur? Tek laf etmeden. Erdoğan beni kızdırma mal varlığını araştırırım dedi Trump. Tek cümle kuramadı. Araştırmazsan namertsin diyemedi. Bana söylesinler, söylesinler şunu derim; araştırmazsanız namertsiniz.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyene oy vermeyin dedim. Hangi terör? PKK terör örgütünün saldırısına uğrayan benim. El bebek gül bebek getiren oydu. Akıl alacak şey değil bu.

AK Partili kardeşlerimden de oy verecekler var. Onlarla da oturuyorum. İnançlı insanlar bunlar. Yanlışı görüyorlar. Bunu siz düzeltebilirsiniz diyor. Kanaat önderleriyle görüşüyorum. Türkiye öyle noktaya geldi ki, kamplaşmadan, kutuplaşmadan bıktık. Benim ne olduğumu bütün devletin organları senin elinde değil mi? Mal varlığımızı, yaşantımızı çıkar. Siyasete halka adanmışlıktır. Siyaset nasıl zenginleşeceğim değil halka nasıl hizmet edeceğimdir.

"BÖLGEDE TERÖRÜN OLMAMASINI İSTİYORUZ"
HDP'ye bakanlık verilmesi gibi bir şey yok. Bu konuları zaten konuşmadık. Birileri kalkıp kendisine göre bir şey söylüyor. Biz ittifak bir aradayız görüşüyoruz. Terörden hepimiz şikayetçiyiz. Mutabakat metnine zaten bunu yazdık. 'Millet İttifakı teröre destek veriyor' algısını yaratabilir miyim, yok efendim öyle şey. Biz bölgede de terörün olmamasını istiyoruz.

Türkiye, İran, Irak, Suriye bir araya geleceğiz. Terörden arındıracağız. Komşumuzda da terör olmayacak; çünkü bize sıçrayabilir. Ortadoğu halkları da terörden şikayet ediyor. O bölgeden terörü temizlemek zorundayız. Türkiye bu bölgenin dominant ülkesi. Bütün Akdeniz'de en güçlü ülke haline getireceğiz. Samandağ'dan Mersin'e bütün Akdeniz'in en güçlü merkezi haline getireceğiz, üretim üssüne döndüreceğiz.

5 yıl içinde İstanbul'un nüfusu 2,5 milyon azalacak. İnsanlar buraya gelecek. Deprem bölgesini kapsayan 11 ili özel teşvik yasasını, ki yasa taslağını ittifak olarak Meclis'e sunduk. O yasa teklifimizi odalara göndereceğiz. Bunlar sadece ev yapacağız diyorlar. Bölge elden gidiyor. Ticaret, ekonomi nasıl? İnsanlar kenti terk etti, nasıl gelecek. Bunları düşünmüyorlar, günlük yaşıyorlar. Uzmanlarla oturup konuştuk, hangi avantajları sağlayacağız. İnşaatlar bittikten sonra bu fabrikalar ne olacak? Ortadoğu'ya ihracat yapacak. Vallahi de billahi de nasıl yöneteceklerini bilmiyor. Bir deprem oldu Türkiye buradan daha güçlü ayağa kalkabilir."