GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
29 Nisan 2023 Cumartesi 10:01

Kestelli’den İktisat Kongresi’nde tarım mesajı: Dünyada ilk 5’e girersek problemler çözülür

İzmir İktisat Kongresi’nde konuşan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Eğer bu yüzyılda tarım ve hayvancılıkta gerçekten başarı yakaladık demek istiyorsak, bu sektörün milli gelirdeki payını yüzde 10’un üstünde tutabilmeliyiz. Bu da uzun yıllar boyunca tarım sektörünün, diğer tüm sektörlerin ortalamasının iki katı büyümesini gerektiriyor. Tarımsal üretimde dünyada ilk beşe girdiğimiz anda pek çok problemimizin kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz” dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- İzmir İktisat Kongresi 100. yıl dönümünde "Küresel Güç Olma Yolunda Türkiye Ekonomisi" ana temasıyla start verdi.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, kongrede tarım politikaları üzerine önemli mesajlar verdi.

TARIM VE HAYVANCILIK MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ
Kongrede konuşma yapan Kestelli,  Tarım ve hayvancılığın milli ekonominin temeli olduğuna dikkat çekerek ,”100’üncü yılını geride bıraktığımız İzmir İktisat Kongresi; bu güzel topraklarda bir ulus inşa etmenin, ortak akıl arayışının, aynı ufka bakma çabasının vücut bulduğu çok önemli dönüm noktalarından biri. Ülkeyi kuran irade, savaş alanlarında kazanılan zaferlerin ekonomiyle taçlandırılmadığı takdirde sürdürülebilir olamayacağının son derece farkındaydı. Henüz ülkenin havası barut kokarken toplanan kongrede; devleti, işçisi, tüccarı, sanayicisi ve çiftçisiyle tüm kesimler, yeni ve güçlü bir ekonomi yaratmak üzere bir araya geliyorlar.Tarım ve hayvancılık, sizin de altını çizdiğiniz gibi milli ekonominin temeli olarak alınıyor.Çiftçilerin eğitiminden, asayişin sağlanmasından aşarın kaldırılması ve adil bir vergi sisteminin kurulmasına, Ziraat Bankası kredilerinin artırılmasından ulaşım sorununun çözümüne kadar bir dizi hayati karar alınıp, uygulanmaya başlanıyor.O günün şartları düşünülünce gerçekten olağanüstü bir yönetimsel refleksten bahsediyoruz. Cumhuriyetin geride bıraktığımız yüzyılı elbette dikensiz gül bahçesi değil. Bir kere, yola çıkarken alınan kararlar ve hedefler için eldeki imkanlar son derece yetersiz. Yolda ise, büyük buhrandan İkinci Dünya harbine, uluslararası topluma entegrasyondan soğuk savaşa kadar sayısız meydan okumayla karşı karşıya kalan bir ülkeden söz ediyoruz. Ama finalde, büyük bir başarıyla küllerinden doğmuş bir milletin ve müthiş bir yapısal dönüşüme imza atıp muasır medeniyetler arasına katılmış bir ülkenin adı Türkiye” dedi.

TEKNOLOJİDEKİ BÜYÜK DALGAYI YAKALAMALIYIZ
Tarım ve hayvancılıkta ilgili gelinen nokta hakkında değerlendirmelerde bulunan Kestelli, Cumhuriyetin kurulduğu yıl, tarımın milli gelirdeki payı yüzde 42.8 düzeyinde. Bu pay; 1970’lerde yüzde 36’ya, 1980’de yüzde 25’e, 1990’da yüzde 16’ya,  2003’te ise yüzde 12.6’ya düşüyor. Başka bir deyişle Türkiye’de tarım ve hayvancılık oransal olarak; sanayi ve hizmet sektörlerindeki büyük gelişmenin gölgesinde kalıyor.  Bu bize özgü bir durum değil. Tüm gelişmiş ülkelerde benzer bir trend yaşanıyor. Bugün ülkemizde tarım ve hayvancılığın ülke milli gelirindeki payı yüzde 5’ler seviyesine inmiş durumda. 1980’li yıllardan başlayarak artan ithalat, bu sektördeki reform ihtiyacını gidermeyip, üretim kaslarını güçlendirememek, talihsiz IMF anlaşmalarıyla hızlanan aşınma bizi bugünlere getirdi. Ama günün sonunda yalın gerçek şu ki; ülkemiz, bir dönem 62 milyar doları bulan tarımsal üretim gücüyle dünyanın 10 büyük tarım ekonomisinden biri ve işgücünün yüzde 17’si hala bu sektörde istihdam ediliyor. Daha da önemlisi, teknolojideki büyük dalgayı yakalayabilirsek bu sektörde gerçekten Türkiye yüzyılını yaşatabiliriz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

TARIMSAL ÜRETİMDE İLK 5’E GİRMELİYİZ
Tarımın temel hedefleri ile ilgili önerilerde bulunan Kestelli teknolojik dönüşüme vurgu yaparak,”Projeksiyonlar, dünyada 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında daha fazla gıda üretilmesi gerektiğini, mevcut sistem değişmezse gelecek yıllarda gıda kıtlığı ve açlığın yeniden en büyük problemlerden birisi olacağını gösteriyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için de hükümetlerin, yatırımcıların ve yenilikçi tarım teknoloji geliştiricilerinin ortak çaba göstermesi şart. Tarım 5.0 da diyebileceğimiz akıllı tarım dünyasında, güneş ve deniz suyu gibi bol ve temiz kaynaklardan yararlanılarak kurak bölgelerde mahsul yetiştirmek mümkün olacak.Genetik modifikasyon, sensörler, makineler ve bilgi teknolojilerindeki ilerlemeler geleceğin tarımını bugünden şekillendiriyor ve oyunun kurallarını değiştiriyor. Drone ve uydu, Yapay zekâ, Tarımsal robotik, saha yönetimi için coğrafi bilgi sistemleri, Vektör teknolojileri, Tarım dünyasının geleceğine şekil veren teknolojiler arasında. Son derece hızlı bir değişim-dönüşüm dönemindeyiz.Bugün, 100 yıl öncesinden daha büyük bir meydan okumayla karşı karşıyayız. Tarımsal üretim giderek daha fazla teknoloji isteyen bir dönüşüme uğrarken bugün bizim yaş ortalaması 55’e dayanan çiftçi nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Bir yandan gençleri tarıma çekecek önlemleri almak ve eş zamanlı olarak teknoloji üreten bir sistem kurmak zorundayız. Eğer bu yüzyılda tarım ve hayvancılıkta gerçekten başarı yakaladık demek istiyorsak, bu sektörün milli gelirdeki payını yüzde 10’un üstünde tutabilmeliyiz. Bu da uzun yıllar boyunca tarım sektörünün, diğer tüm sektörlerin ortalamasının iki katı büyümesini gerektiriyor. Tarımsal üretimde dünyada ilk beşe girdiğimiz anda pek çok problemimizin kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz” şeklinde konuştu.

İZMİR BU ÜLKENİN GÖZBEBEĞİ
İzmir’in tarımsal üretimde ikinci sırada olduğunu ifade eden Kestelli, “İzmir, bu ülkenin göz bebeği. 81 il arasında Türkiye’nin üçüncü büyük ekonomisi.  Ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na katkımız yüzde 6.4 düzeyinde.İlk iki sırada yüzde 30.4 ile İstanbul ve yüzde 9.2 payla Ankara geliyor.Ankara’nın başkent oluşunun etkisi ve İstanbul’un devasa büyümesi karşısında İzmir’in çok önemli bir avantajı var. İzmir sanayi, hizmetler ve tarım gibi üç hayati alanda da iddialı olan dengeli bir kent. Sanayi ve hizmetlerde İstanbul ve Ankara’nın ardından üçüncüyken tarımsal üretimde ikinci sıradayız.Fakat daha da önemlisi, ülkenin en değerli hinterlandına sahibiz.Dolayısıyla İzmir’e yapılan yatırımların çarpan etkisi çok daha yüksek.Bu soru bana biraz kurumumun reklamını yapma şansı da verdi, bunun için teşekkürler Sayın Başkan.İzmir Ticaret Borsası olarak üyelerimizin temel işi tarımsal ürünlerin ticareti. Ama biz kendimizi, “Tarımın Servetini Dönüştürmek” ifadesiyle tanımladığımız bir nitelikli değişim-dönüşüm hareketinin önemli bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Dünyanın bu en bereketli topraklarında binlerce yıldır demlenen değerleri, hakkını vererek geleceğe taşımak için gücümüz yettiğince projeler geliştiriyoruz. “İzmir Tarım Teknoloji Merkezi” ve “Ege Gastronomi Hareketi” son dönemdeki iki önemli projemiz. İlave olarak, kentimizdeki iş dünyası STK’larıyla tam bir uyum içinde geliştirdiğimiz ileri teknoloji tarım projeleri var.Amacımız, İzmir’i tarımın silikon vadisi haline getirecek öncü adımlar atmak. Bu yolda bize koşulsuz destek veren Bakanlıklarımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum.Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığımız, kalkınma ajansları desteği ile tasarlanan “İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’ne” tekmer statüsü ekleyerek, projemize rekabet avantajı kattı” dedi.

Kestelli konuşmalarını şöyle sürdürdü:

Tarım Bakanlığımız, Uluslararası Tarım Araştırmaları Eğitim Merkezi’nde tarım teknoloji merkezini konumlandırarak; doğal bir kümelenme yarattı.Ticaret Bakanımız, tarım ürünlerimizin piyasa değerinin artması için çok önemli olan pazarlama gücümüzü artıracak yeni kurduğumuz sosyal kalkınma kooperatifimizin kuruluşunda kolaylaştırıcı rol üstlendi.Yerel yönetimlerimiz, tüm İzmir STK’larına ve ortaklarımıza teşekkür ediyor, bu projeleri daha yakından izlemenizi tavsiye ediyorum. Sevgili Arkadaşım Mahmut ile İzmir projelerinde kurumlarımız olarak birbirimize koşulsuz destek veriyoruz.Borsa Sarayımız, İzmir’in en önemli tarihi anıt eserlerinden.Sayın Valimize; umuyorum yine birlikte açılışını yapacağımız Borsa Sarayı restorasyon sürecinde YİKOB eliyle bize verdiği desteklerinden ötürü hepiniz huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum.

Gelecek 10 yılda beklenen 10 temel kriz alanının altısının iklim değişikliği, çevre, doğal kaynaklar ve biyolojik çeşitlilikle ilgili olduğu bir dünyada, tüm bileşenleri ile tarımı ilgimizin odağına almaktan başka çıkar yolumuz yok. Cumhuriyetin yeşerip büyümesinde hayati rol oynayan tarıma dayalı ekonominin, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına da damga vurabilmesi için çok çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Tüm zorluklara karşın bunun bir kez daha başarılabileceğine tüm kalbimle inanıyorum. İzmir İktisat Kongresi’nde atılan adımların Türkiye’nin yeni yüzyılına ışık tutmasını temenni ediyorum.