GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
14 Şubat 2024 Çarşamba 19:59

İzmir’deki iki madeni işaret etti, uyardı: Başımıza gelmeyeceğinin güvencesi yok!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Erzincan’da Çöpler Altın madeninde yaşanan facianın bir gün başka bir altın madeninde yaşanmayacağı konusunda hiç bir güvencemiz yok. İzmir’de bugün aktif olan iki adet altın maden ocağı mevcut. Biri İzmir’in en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı’nın bitişiğinde, diğeri ise Türkiye çevre mücadelesinin sembollerinden Bergama’da” dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Erzincan’daki altın madeni faciası sonrası sosyal medya hesabından  açıklamalarda bulundu.

Soyer açıklamasında İzmir’de iki altın madeninin bulunduğunun altını çizdi. Maden ocakları için alınan kararlarda kamu yararının ve doğanın gözetilmediğini söyleyen Soyer’in paylaşımı şu şekilde:

“İzmir’de bugün aktif olan iki adet altın maden ocağı mevcut. Biri İzmir’in en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı’nın bitişiğinde, diğeri ise Türkiye çevre mücadelesinin sembollerinden Bergama’da.

Görev sürem boyunca sulak alanlar gibi tüm ekosistemlerin korunması için elimden geleni yaptım. Ancak günümüz kamu politikaları maalesef bazı şirketlerin kazancını hepimizin sağlık ve refahından önde tutmaktadır. Elbette ki madenciliğe karşı olmak değil konu, konu kamu yararını, sağlığını, doğayı öncelemek.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) kararlarının %90’dan fazlasının ÇED gerekli değildir veya ÇED olumlu şeklinde sonuçlandığını biliyor muydunuz? Kamu yararı denilerek yapılan bu faaliyetler gerçekten kamu yararını mı koruyor?

Kamu, biz, hepimiziz. Refahımızı büyütmeliyiz, evet, ancak bu büyüme adil olmalı ve unutmamalıyız ki doğanın üzerinde kurulacak bir tahakküm o adaleti ortadan kaldıracaktır.

Doğanın üzerinde bir güç olmadığımızı anlamamız için daha ne kadar kayıp yaşamamız, daha ne kadar kirletmemiz, yok etmemiz ve yok olmamız gerek? Ekoloji ile ekonomi arasında bir denge kurmadığımız sürece refah içinde olmamız mümkün değildir.

ÇED süreçlerinde halkın katılımının gerçek anlamda sağlanması, bölge halkının konu ile ilgili gerektiği gibi bilgilendirilmesi, talep ve isteklerinin dikkate alınması çok önemli. Bundan sonra bu gibi felaketlerin yaşanmaması için konu ile ilgili toplumsal bilincin yaygınlaştırılması ve dayanışmanın güçlenmesi elzemdir.”