Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürü Prof. Dr. Sedat Kaygusuz imzası ile valiliklere 'Kızamık Eliminasyon Programı' konulu yazı gönderildi.
Yazıda, "Dünya genelinde son yıllarda yaşanan aşı kapsayıcılığındaki düşüşler, zayıflamış kızamık sürveyansı (izleme) ve Covid-19 nedeniyle aşılama faaliyetlerinde meydana gelen kesintiler ve gecikmelerin yanı sıra 2022 ve 2023 yıllarında devam eden vakalar, kızamığın dünyanın her bölgesinde bir tehdit olabileceği anlamına geldiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından bildirilmiştir. Ülkemizde de son dönemlerde kızamık vakaları bildirilmektedir. Bu nedenle kızamığa karşı alınabilecek önlemlerin bir kez daha hatırlatılmasına ihtiyaç duyulmuştur" denildi.
Bunun üzerine Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu da, "Bakanlık nihayet vaka artışını ve önemini kabul etti" açıklamasını yapmıştı.
ÖLÜMLERE NEDEN OLABİLİR
Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak kızamığın uzun yıllar sonra yeniden bulaşı haline gelmesi hakkında nedenleri anlattı.
Kızamığın ağır seyrederek ölümlere neden olabileceğini kaydeden Kaynak, “Üst solunum yolu enfeksiyonudur. Kolay bulaşır. Ağır seyredebilir. Tüm vücutta deri döküntüsü olur ayrıca akciğer tutulması dediğimiz ağır pinomoni ile hastaların kaybı söz konusu olabilir” dedi
SORUNLARIN ÜZERİNİ ÖRTMEK İÇİN…
Bulaşıcı hastalık olarak kızamığın yeniden görülmesinin nedeninin aşı karşıtlığı ve düzensiz göç olduğunu vurgulayan Kaynak, “Kızamık hastalığı aslında tıpta eradike olmuştu. Son zamanlarda tekrar ortaya çıkışının nedenlerinden en önemlisi insanların sağlık hizmetine yeterince ve zamanında ulaşamaması, aşı konusunda Türkiye’de Kovid 19 döneminden başlayarak bazı tereddütler yaratıldı. Aşı karşıtlığı diyebileceğimiz bir sorun türetildi. Genelde aşılara karşı bir uzak duruş gösterilmesine yol açacak politik söylemler yapıldı. Aşı karşıtlığına ilişkin politik söylemlerin nedeni sağlık sistemindeki ciddi tıkanmalardır. Pek çok sorunun üzerini örtecek yapay bir konu yaratarak gündemde tutulmaya çalışıldı. Bu konu istismara açıktır. Kovid veya diğer bulaşıcı hastalıkların aşısı olsun hiçbir şekilde anlamlı veriye dayalı bilimsel verilere dayalı bir sorun ortaya çıkarmamıştır. Elbette aşıların bazı yan etkisi olabilir fakat bu hiçbir zaman aşı karşıtlığını konuşacağımız nitelikte istatistiki veriye uymamaktadır ancak bu politik olarak istismar ediliyor. Sonuç olarak; insanların sağlık hizmetine ulaşamadıklarını görüyoruz ve aşı karşıtlığı insanları etkiliyor. Hem Türk vatandaşları hem de düzensiz göçmenler de yeteri kadar aşılama düzenine ulaşamıyorlar. Bu olayın yeniden görülmesi söz konusu olabilir. Bakanlık eksik aşılar varsa tamamlayın diyerek kabul etti ve bir yazı gönderdi. Düzensiz göç de Türkiye’ye gelen insanların geçmişte aşı hikayelerini bilmiyoruz. Hiç bilmediğimiz ülkelerden insanlar geliyor. Aşı karneleri hakkında bir bilgimiz yok” şeklinde konuştu.