GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
28 Aralık 2017 Perşembe 16:09

İki tankın önüne atlayan Sabri'den haber var!

15 Temmuz darbe girişimi gecesi, peş peşe gelen iki tankın önüne atlayarak darbecilere karşı direnişin simgelerinden biri haline gelen Sabri Ünal'dan yeni haber geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen TÜBİTAK Ödül Töreni'ne katıldı. Ödül alan bilim insanlarını açıklayan Erdoğan,  "4 bilim ödülü ve 11 teşvik ödülü verildi. Yapılan titiz değerlendirmeler sonucunda bu yıl bilim kategorsinde ödüle layık görülen temel bilimlerde İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Reşat Apak ile Bilkent Üniversitesi'nden Doç Dr. Fatih Ömer İlda'yı, mühendislik bilimlerinde Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Civelek'i, sosyal bilimlerde ise Koç Üniversitesi'nden Sumru Altuğ'u gönülden tebrik ediyorum"dedi.

'15 TEMMUZ GECESİ İKİ TANKIN ALTINA ATLAYAN GENCİ YURT DIŞINA GÖNDERDİM...  
15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Üsküdar'da peş peşe gelen iki tankın önüne atlayarak direnişin simgelerinden biri haline gelen Sabri Ünal'ı isim vermeden anlatan Erdoğan, "Uzay üssü ile kendi uydumuzu da fırlatmanın yolunu arayacağız. Hedeflediğimiz şekilde milletimizi hayalini kurduğu otomobili ile de buluşturacağımıza inanıyorum. Bize verilen sınırları, prangaları parçalayıp atmamız gerekiyor. Milletimiz 15 Temmuz gecesi İstiklal Marşı'nı sadece söylemekle kalmamış bizzat yaşamıştır. 15 Temmuz gecesi göğsünü namlulara siper eden, tankın altına kendini atacak kadar inançlı... Bu genç, işte bu gençlerin yapamayacağı hiçbir şey yok. Ben bu gençlere inanıyorum. Ben bu genci yurt dışına gönderdim, dil eğitim alıyor. Dönüp gelecek ve yazılım alanında çalışacak.  Biz onların hizmetkârı olarak yeni nesli Türkiye’nin inşası ve ihyasında bu şekilde değerlendirecek" diye konuştu. 

"Taklit eden, hep bir adım geride olmaya  mahkumdur. Bizim artık takip etmekten, taklit etmekten çıkıp öne geçmeye, takip  ve taklit edilen olmaya ihtiyacımız var" diyen Erdoğan'ın konuşmasınnı satır başları şöyle:  Kitapla ilimle bağı güçlü olan toplumların varlıklarını uzun yıllar idame ettirdiklerini görürsünüz. Bu gerçeğin en yakın şahidi kendi mazimizdir. Ecdad at üstünde sınırlarını genişletirken bunu güçlü ilmi ve siyasi birikimi ile desteklemiştir. Abbasi'lerin altın çağlarını yaşadıkları yüzyılları Beytülhikme'nin de dünyanın her yerinden ilim talebelerini mıknatıs gibi çektiğini görürüz. Burada çizilen dünya haritasının Batlamyus'un haritasından çok daha kapsamlı olduğu kabul edilir. Yalnızca ilim erbabı değil birçok sultan farklı buluşlara imza atmıştır. Fatih bunun en somut örneğidir. Fatih Sultan Mehmet döneminin en büyük AR-GE'cisidir. İstanbul sadece askeri güçle fethedilmiştir, Fatih'in askeri alanlardaki yenilikçi kabiliyeti sayesinde de alınmıştır.Taklit eden, hep bir adım geride olmaya  mahkumdur. Bizim artık takip etmekten, taklit etmekten çıkıp öne geçmeye, takip  ve taklit edilen olmaya ihtiyacımız var. Bizim artık, bize çizilen sınırları,  zihnimize vurulan prangaları parçalayıp atmamız gerekiyor. Bu millet, tarihi  şanlı zaferlerle dolu, çağ açıp çağ kapatan ecdadın torunu olan asil bir  millettir.

"'İCAT ÇIKARMA', 'ESKİ KÖYE YENİ ADET GETİRME' OLUMSUZ DEYİM OLARAK DİLİMİZE YERLEŞTİ"Bu topraklar dünya bilim tarihine yön veren çok sayıda ilim adamı yetiştirdi. Peki bu ecdadın torunları olarak acaba neden bu kadar mevzi kaybettik. Nasıl oldu da bilim ve teknoloji konusunda bu kadar geriye düştük. Kimileri buna maddiyat diyor, bazıları problemi beşeri sermayede arıyor... Son 2 asırda yaşadığımız geri kalmışlığı maddiyatla, bütçe ile insan kaynağı ile açıklamak eksik olacaktır. Ben burada temel meselenin zihniyet meselesi olduğunu düşünüyorum. 'İcat çıkarma', 'eski köye yeni adet getirme' ifadeleri olumsuz deyim olarak dilimize bile yerleşti.Batı karşısında ezik, ilerlemeyi batıya öykünmekte gören, öte yandan kendi değerlerine karşı da nobran kuşaklar yetişti. Biz bile alfabemizde 'yat yay uyu, uyu uyu yat' bununla yetiştirildik. 'Çalış çalış, oku oku' denmesi gerekirdi.

KUDÜS MESELESİNDE PETROLÜ OLANLARI GÖRDÜK 
En büyük ihtiyacımız para, petrol, elmas ve  silah değil, başarabileceğimize inanmaktır. Şu anda petrolü olanları görüyoruz,  parası olanları da görüyoruz. İnanın, biz onların çok çok önündeyiz,  ilerisindeyiz.Petrol işi halletmiyor, para işi halletmiyor.Kudüs meselesinde dolarla işin halledebildi mi? Dolarlar dünyayı satın alabildi mi? Alamadı. Tek tek telefonun başına oturdular, dünyayı aradılar ama sonunda 128 ülke dünya devini, 'sen benim irademi dolarla satın alamazsın' dedi, tersledi. Hakikat yerini buldu.

Başta ABD olmak üzere onlardan İHA isterdik, bize derlerdi ki Kongre'den izin çıkmadı. Tamam da nasıl bir stratejik ortağız. Niye Kongre'den izin çıkmıyor. Ama ne oldu, kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Biz şimdi silahlı İHA yapar hale geldik. Bu İHA'larımız 32 bin fite kadar çıkıyor. Daha da güçlü olanların üretir hale geldiler, geliyorlar. Siyasi bağımsızlık, ekonomik ve teknolojik açıdan desteklenmedikçe kağıt üstünde kalmaya mecburdur. Sizlerin de projeleri ile başarı çıtasını daha da yükselteceğimize inanıyorum. 

ZEHİR EVİN İÇİNE GİRDİ!
Çiftçimizin, memurumuzun, bilim insanlarımızın, kadınımızın, erkeğimizin, başarıya odaklanması lazım.?Gençlerimizin kendilerine özellikle güvenmelerini hedefliyoruz. İnternet kafeler vardı şimdi iş evlerde kurulur hale geldi. Artık internetler eve yerleşti. Zehir evin içine girmiş vaziyette. Hocalarımız bu tehlikeden kurtulmamız lazım. Bu çok ciddi bir uyuşturucu müptelası. Bu noktada çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Eğer 2 yaşında, hatta hatta daha geri, çocuk elindeki telefonla nasıl oynuyor, nasıl onun esiri oluyor. Duygular elimizdeki telefonun esiri haline gelmişse, bu bizim için çok ciddi bir tehdittir. Buna karşı tavrımızı almamız, buna karşı yeni nesilleri yetiştirmemiz lazım. 

SEVAKİN ADASI AÇIKLAMASI 
Bu hafta Çad, Tunus ve Sudan'da hem övündüm, iftihar ettim ama Batı'nın oraları yerle yeksan edişini görünce de üzüldüm. Cumhurbaşkanı'na da söyledim, Savakin Adası'nı bize tahsis edin tamamını restore edelim ve ülkemden buraya turist akınını göreceksiniz ve tarih yeniden ayağa kalkacaktır dedim. Sağolsun kabul ettiler. Bir de tabii orada First Lady'lerini de araya sokunca o da kabul etti.  (Milliyet)