GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
2 Mart 2023 Perşembe 21:10

Erdoğan '1 yılda yapacağız' demişti... Soyer: İzmir'de hala yapamıyorsanız...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, katıldığı televizyon programında Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlere ve kente dair açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesindeki konutları bir yıl içerisinde bitirme sözüne karşılık olarak Başkan Soyer, İzmir Deprem’inin ardından rezerv alandaki binaların bitmeyişini örnek göstererek “Bu ölçekte bir depremde siz bu performansı gösteriyorsanız, bu kadar büyük bir coğrafyada bu kadar yıkımdan sonra bu iddiayla ortaya çıkarsanız bu çok inandırıcı olmaz” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Bir TV Ana Haber Bülteni’nde Evrim Encü’nün konuğu oldu.

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından olaya dair yorumlarda bulunan Başkan Soyer, “6 Şubat itibariyle ilk olarak arama kurtarma ekibini gönderen kent İzmir. En hızlı şekilde ekibimiz gitti. Sonrasında uçak, gemi ve karayoluyla yardım ulaştırdık. Deprem yaşadığımız bir kent olduğumuz için derslerimiz ve hafızamız çok taze. Hızlıca mobilize olabildik. Acımız çok büyük. Kısa sürede iyileşecek yaralar değil, uzun yıllara yayılacak. Bir yarımız koptu. Yunanistan kadar büyük bir coğrafya, çok büyük bir felaket yaşandı. Bütün bunların bizde yarattığı büyük bir infialle hareket ediyoruz. Oradaki depreme müdahil olmaya çalışırken bir yandan İzmir’i depreme nasıl dirençli hale getirebiliriz bunun için çabalıyoruz” dedi.

‘İLK GÜNDEN BERİ VEFAT TAHMİNİMİZ 100 BİNİN ÜZERİNDE’
Deprem sonrasında vefat sayısına dair paylaşılan rakamların doğruluğuna değinen Başkan Soyer, “İlk günden beri tahminimiz 100 binin üzerinde bir kayıp. Yavaş yavaş rakamlar yükseliyor. Kimlik tespiti zaman alıyor. Halen enkaz altında çok can var. Çok ağır bir tablo. Rakamlar bir süre sonra netleşecek” ifadelerini kullandı.

‘DÖRT ŞEHİRDE BÜYÜKŞEHİR’İN GÖLGESİNİ KURDUK’
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak afet yaşanan bölgelere kurumsal olarak destek verdiklerini belirten Soyer, “Bu bölgelerde belediye hizmetlerinde çok büyük çöküntüler var. Biz ne yapabiliriz diye düşündük ve İzmir’in kurumsal kapasitesini buraya taşımayı düşündük. Dört şehirde de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin adeta gölgesini kurduk. Her müdürlükten arkadaşlarımız orada var. Bu şehirlerde bir belediyemiz var, kurumsa kapasitemizi taşıdık. Depremzedelerin belediyeden almak istediği istekler var bunun için oraya konumlandık. Dört şehrimizde de kurumsallaşmış, hizmet kalitesi yüksek hizmet üretiyoruz. Bu şehirler; Adıyaman, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay” diyerek verdikleri destekleri anlattı.

‘BİR SONRAKİ GİDİŞİMİZDE YOLDA PARÇALANMIŞ YARDIM KOLİLERİNİ GÖRDÜK’
Bölgede yaşanan koordinasyon eksikliği konusunda ayrıca tedbir aldıklarını belirten Soyer, giden yardımların koordinesi konusunda yaptıkları hakkında şunları söyledi:

Koordinasyonsuzluk olduğunu tespit ettik. Elektrik yok, su yok hiçbir şey yoktu. Çok hızlı ulaşılması gerektiğini düşündük. Bir sonraki gidişte parçalanmış kolileri gördük. O zaman anladık büyük bir koordinasyonsuzluk var. Gönderilecek yardımların gidebilmesi için bir koordineye ihtiyacı var. Burada toplantılar yaptık. Nereye ne gitmesi gerekir bize doğru hedefleri söyleyin dedik. Bunu koordine ettik. Büyükşehir belediyesi çatısı altında yapıyoruz. Bu kampanyaların sürmesi gerekiyor. Yüzbinler halen açık alanlarda. Halen daha ihtiyaçlar var orada. Hayat devam ettiği için desteğin heyecanının kaybolmaması lazım. Oradaki koordinasyon da çok önemliydi. 11 büyükşehir olarak aramızda iş bölümü yaptık. Osmaniye’deki bütün koordinasyonu biz üstleniyoruz. Bizim üzerimizden koordine ederek yardımları ulaştırıyoruz.

‘OSMANİYE’DE YIKIM DAHA AZ AMA İZMİR’İN 10 KATI TAHRİBAT VAR’
Osmaniye’de yıkımın diğer çevre illere göre daha az olduğunu ancak 2020’de yaşanan Sisam Depremi’nde İzmir’deki yıkımdan 10 kat daha fazla olduğunu belirten Soyer, bu bölgede ayrıca tarıma dair destek verdiklerini belirterek, “Osmaniye diğer illere göre daha az sayıda yıkım görmüş bir şehir. Binin üzerinde vefat var. İzmir depreminde 117 can kaybımız vardı. Çok daha az sayıydı. İzmir’e göre 10 misli tahribatımız var. Osmaniye’de gölge birimlerimiz var. Hatay’da sahra hastanemiz var, mobil mutfaklarımız var. Osmaniye’de sadece bugünkü yaraları sarmıyoruz, geleceğin inşasına destek olmak istiyoruz. Başka bir tarım mümkün mottosuyla İzmir’de çiftçilere her anlamda destek olduğumuz bir uygulamamız var. Bütün bu çalışmaların ışığında Osmaniye’nin kırsalında da hizmet üretmeye karar verdik. Dün Osmaniye’nin bütün köylerini ziyaret ettik. Olağanüstü bir zeytin memleketi orası. Narenciye bahçeleri var orada her yerde. Fıstık bahçeleri var. Çok güçlü bir tarım ekonomisi var. Yüzde 26’sı tarım alanı. Küçük üreticinin büyük mağduriyetleri var. Orada küçük köylerde üretimi planlamaya başladık. Yem desteği veriyoruz buna devam edeceğiz. Şu an tam üretim zamanı. Hayvancılığın en çok desteklenmesi gereken bir zaman. İki ay sonra yaparsak bu çok geç olur” dedi.

‘BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN’ OSMANİYE’DE… BÖLGE TARIMI İÇİN BEŞ TEMEL BAŞLIK!
‘Başka Bir Tarım Mümkün’ programını Osmaniye’de de uyguladıklarını belirten Soyer, bölgede ilk olarak ele alınan beş başlığı şöyle sıraladı:

Beş temel başlık belirledik destek için. Zeytin ve zeytinyağı. Çok ucuza satıyorlar. Mandacılık konusunda yine çok şaşırdım. Yaşar Kemal’in köyüne gittik. Genç bir delikanlı vardı 75 tane mandası vardı. Burada küçük üreticiye destek olunmuyor. İkinci başlığımız süt. Soğuk süt tankları yok. Oraya tank yollayıp sütü işletmemiz lazım. Üçüncü başlığımız atalık tohumlar ve yerli hayvan ırkları. Dördüncü başlığımız fıstık ve ezmesi. Beşinci başlığımız ise halı dokumacılığı. Köy enstitüsü benzeri kooperatif yapıları var 50 sene önce kullanılmış. Tezgahlar duruyor ama atıl halde bekliyor. Çok güçlü kökler var orada. Osmaniye’nin geleceğini inşa ederken tarıma ayrıca önem vereceğiz. Onlara da ‘siz geri dönün yeter diyene kadar buradayız’ dedik.

‘İZMİR’DEKİ GİBİ ORADA DA DERNEK KURUYORLAR’
Yıkımın fazla olduğu kente Halk Konut Projesi’ni anlattıklarını belirten Soyer, orada ayrıca İzmir Depremzedeleri Derneği gibi bir dernek oluşturulması yönünde tavsiyede bulunduklarını söyleyerek, “Kentsel dönüşümle ilk olarak halk konut toplantısı yaptık orada. Onlara dernek kurun diye tavsiyede bulunduk. İzmir’de de böyle bir dernek var. Böyle bir dernek kurun dedik. Bunu siyasete meze etmemek gerek. Ortak acılar var, bunun üzerinden inşa edeceğiniz bir gelecek var. Tek tek gitmek yerine tek ses olabilecek bir yapıya ihtiyaçları var. Şimdi dernek kuruyorlar” ifadelerini kullandı.

‘FAYLAR BİZİM KADERİMİZ AMA DEPREMDEN ÖLMEK KADER DEĞİLDİR’
Ünlü düşünür İbni Haldun’un ‘coğrafya kaderdir’ cümlesini günümüze uyarlayan Başkan Soyer, “İbni Haldun coğrafya kader demiş, bizim de kaderimiz fay hatları üzerinde bir toprağımız var. Bu büyük acılar aslında insanları birbirine daha çok bağlıyor. Coğrafya kader ve fay hatları bizim kaderimiz. Depremden ölmek bir kader değildir. Bizim aklımızı ve gücümüzü depreme dirençli kentler yaratmak için kullanmamız gerekiyor” dedi.

‘BANA SORARSANIZ HALEN DAHA KOORDİNASYONSUZLUK VAR’
Depremin ardından bölgede arama kurtarma ve yardım faaliyetlerinin gecikmesine dair olan eleştirileri haklı bulan Başkan Soyer, “Bana sorarsanız halen koordinasyonsuzluk var. Giderek azalıyor ama halen daha orada çadır ve konteyner eksikliği varsa bu kabul edilebilir bir durum değil. Bir an önce hızlı bir şekilde organizasyon sağlanması lazım. Çadır kentler kuruluyor ama vatandaş evinin önünden ayrılmak istemiyor. Çadıra ihtiyaç var çadır kente değil. Yıkılan evin önüne kurmak istiyorlar. İnsanlar bu şehirleri terk edip köylere gitmişler. Bir köy odasında 17 kişi kalıyor. İnsanlar o topraklarda kalmak istiyorlar. İzmir’e gelenler var ama bir yandan gelenler geri dönecekler. Biz üzerimize düşeni yapacağız. Kapasitemizle sınırlı ama elimizden geleni yapacağız” ifadelerinde bulundu.

‘ÇADIRA GELENE KADAR ÇOK DAHA FAZLA SORU VAR’
Bölgeye giden çadırların yerli üretim olmasından ziyade ithal olması üzerine gelen soruyu değerlendiren Soyer, bunun öncesinde cevaplanması gereken çok daha fazla soru olduğunu belirterek şunları söyledi:

Çok daha fazla soru var. Bugün fay hatları üzerinde yaşamaya başlamadık. Yüzlerce yıldır felaketler yaşadık fakat biz ders almıyoruz. İmar affı var, anayasa üzerinden bunu değiştirmek gerekiyor. Anayasal bir güvenceyle imar affı tamamen kaldırılması lazım. Depremden depreme hocalarla görüşüyoruz. Depremden sonra onları unutuyoruz. Kimsenin ilgisi de kalmıyor. İlkokuldan itibaren neden müfredata koymuyoruz bu bilgileri? Neden depremle barışık yaşama kültürüne ve eğitimine sahip olmuyoruz? Bütün bunlar neden hiç önemsenmiyor?

‘İZMİR’İN FAY HARİTASI ÇOK ESKİ’
Belediye olarak depreme karşı mikro bölgeleme çalışmaları yaptıkları belirten Başkan Soyer, İzmir’in fay haritasının çok eski olduğunun altını çizerek, “Biz mikro bölgeleme çalışması yapıyoruz. Çok eski tarihlere dayanıyor İzmir fay hatları haritası. Bu fayların güncel olarak ortaya konması lazım. Bu bilgilerin bu kentteki herkesin biliyor olması lazım. Depreme hazırlıklı yaşamak konusunda sınıfta kalmış durumdayız. Depreme dirençli hale nasıl getirebiliriz bunu yapmamız lazım” dedi.

İZMİR’İN YAPI STOKU NE DURUMDA?
Büyükşehir Belediyesi’nin başlatmış olduğu ücretsiz yapı tespit çalışmalarına dair bilgi veren Soyer, ayrıca İzmir’in yapı stoku hakkında bilgi vererek “Biz zaten bunu ilçe ölçeğinde yapmaya başladık. Bayraklı’da bunu yaptık. Bornova’da çalışmalar devam ediyor. Depremden sonra vatandaşların kaygılarını giderebilmek için kentin her noktasından başvuru almaya başladık. Biz bütün bu çalışmaları yapıyoruz ama bütün bunlardan sonra kentsel dönüşüm gerekiyor. Deprem afet daire başkanlığı kurduk. Biz o günden bugüne kentsel dönüşüm konusunda çabalarımız sürdürüyoruz ama yüzde 36’sı kaçak veya ruhsatsız. Yüzde 52’si 99’dan önce yapılmış. Sadece yüzde 12’si 2000 senesinden sonra ruhsatlanarak yapılmış durumda. Dönüşümle ilgili bir hedefimiz var. Türkiye yeni bir tarafa evrilmek zorunda. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yepyeni bir dünya kuruldu. Türkiye bu depremin ardından yepyeni bir şekilde çıkmak zorunda. Biz yaptık onlar yapmadı… Bu kentsel dönüşüm meselesi biz, onlar ayrımını kaldırmalı. Hepimizi içine alan bir mesele. Bu ayrımları artık bir tarafa atmak mecburiyetindeyiz” sözleriyle İzmir’in yapı stokunu anlattı.

‘KENTİN GELECEĞİNİ STK’LAR İLE TASARLAMAK GEREKİR’
Olası İzmir Depremi hakkında gerçekleştirilen toplantı hakkında detayları aktaran Başkan Soyer, “En son Osmaniye’ye gitmeden önce 5 saatlik bir toplantı yaptık. Birçok STK, dernek ve vakıf katıldı. Oradaki depremle ilgili nasıl bir koordinasyon sağlarız, İzmir’de bir deprem halinde nasıl daha hazırlıklı bir kent oluruz bunları konuştuk. Burada ortak akla ihtiyaç var. Mahalle afet gönüllülerini kuruyoruz. Bütün STK’ların işbirliği ile olabilir. İnsanların gönüllü olarak bu eğitimleri alması lazım. İzmir’in bütün kılcallarına yayılan gönüllüleri ortaya çıkarmamız lazım. Deprem anında kendi mahallesinde bir şey yoksa komşu mahallelerde ne yapacağını biliyor olması lazım. İlk yardım müdahalesi biliyor olması lazım. Bu STK’ların kentin geleceğini tasarlamak noktasında işin içinde olması lazım. Gelin bu ortak akılda birlikte olalım dedik. Tematik olanları ayırdık” dedi.

İKTİSAT KONGRESİ HAKKINDA DETAYLAR
Deprem sebebiyle 15-22 Mart’a ertelenen İzmir İktisat Kongresi hakkında konuşan Soyer, kongreye dair şu detayları anlattı:

İktisat Kongresi yüz yıl önce yapılırken yanmış, yıkılmış bir ülke. Üç buçuk yıl işgal altında kalmış şehirler. Çok ağır bedeller ödenmiş. Savaş sonrası iklimi vardı. Erzurum’da Misak-ı Milli neyse İzmir’deki kongre o idi. Bir tarafta bu ülkenin sınırları belirlendi diğer tarafta ülkenin iktisat politikaları belirlendi. Daha ortada Cumhuriyet yokken, devlet kurulmamışken öyle bir takvimde kongre toplandı. Biraz o günlere benzeyen bir tablo var. Ülkenin büyük bir bölümünde büyük bir afet yaşandı. Büyük bir enkaz var. Buradan sıyrılıp çıkmak, buradan parlak ve aydınlık bir gelecek inşa etmek mecburiyetindeyiz. Eğer bizim atalarımız yüz sene önce bunu başardıysa bu bizim hem onlara olan borcumuzdur hem de bizden sonra gelecek çocuklarımıza ve torunlarımıza olan borcumuzdur. Biz bu enkazın altında kalmamak mecburiyetindeyiz. Zümrüdü Anka kuşu gibi, o yanmış yıkılmış coğrafyadan yeni bir Cumhuriyet kurmak zorundayız. İktisat Kongresi’ni 15-22 Mart tarihine öteledik. O tarihler arasında kongreyi yeniden Türkiye, yeniden Cumhuriyet, yeniden Demokrasi başlığıyla yapıyor olacağız. Bütün hazırlıklarımızı o takvime planladık. Ülkenin geleceğine ışık tutacak yeni iktisat politikalarında İzmir tarihi misyonunu yerine getirerek ev sahipliği yapacak.

‘İZMİR’İ HALA DAHA TAMAMLAYAMANLAR…’
Son olarak bölgedeki kalıcı yapılanma hakkında 1 yıl süre veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine değinen Başkan Soyer, durumun imkansız olduğunu İzmir üzerinden örnekleyerek şunları söyledi:

Doğru yanlış değil, imkan meselesi. Buna imkan olduğunu düşünmüyorum. Riskli alan olarak tespiti yapıldıktan sonra İzmir’de, rezerv alanda deprem konutları yapıldı. İki etap altında 6 bin 800 civarında konut yapılacaktı. 3 bin civarında olan konut tamamlandı. Sadece 550’si depremzedelere aktarılabildi. Bu ölçekte bir depremde siz bu performansı gösteriyorsanız, bu kadar büyük bir coğrafyada bu kadar yıkımdan sonra bu iddiayla ortaya çıkarsanız bu çok inandırıcı olmaz.