Metehan UD / EGEDESONSÖZ – İzmir’in Balçova ilçesinde yer alan İnciraltı ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı geçtiğimiz günlerde kritik karara imza attı ve bölgenin SİT derecesinde değişikliğe gitti.
Resmi Gazete’de yayımlanarak askıya çıkarılan değişikliğe göre İzmir’in Balçova sınırlarında içerisinde yer alan ve 21. Grup Kuzey 1. Etabı Doğal SİT alanı adlandırılan İnciraltı’nın SİT statüsü güncellendi.
Yeni kararla birlikte İnciraltı Kent Ormanı’nı da içine alan bölgenin SİT derecesi düşürüldü. Hali hazırda 1 ve 2’inci derece doğal SİT statüsünde olan bölgenin derecesi 2’nci derece doğal SİT’e denk gelen nitelikli doğal koruma alanı ve 3’ncü derece doğal SİT’e denk gelen sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı değiştirildi. Yeni karara göre yapılaşmaya yasaklı olan bölgeler de kısmi olarak konut ve turizm yapılaşmasının önü açıldı.
YAPILAŞMA BASKISI ARTACAK
SİT değişikliği kararını EGEÇEP Bilim Kurulu üyesi, Ziraat Mühendisleri Odası Eski Başkanı ve İzmir eski milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır Egedesonsöz’e değerlendirdi.
SİT derecesinin düşürülmesinin her zaman tehlikeli olduğunu kaydeden Sındır “SİT derecesi düştükçe yapılaşma baskısı artacakken bir taraftan da SİT kararı verilmesine neden olan koşullar yok edilecek. SİT derecesinin düşürülmesi her zaman tehlikelidir. İnciraltı bölgesi için ben Ziraat Mühendisleri Odası’nda iken, siyasette iken ve EGEÇEP’te iken hep söyledim orası bir tarım bölgesi. Orada hala mandalina bahçeleri var ve hala üretim de yapılıyor. Oranın iklimi mikro kliması, toprağı da dönüşmüş değişmiş de değil. Toprak kirlenmesi, bor artışı gibi söylemler hep yapay nedenler… “ dedi.
RANT İŞTAH KABARTIYOR
İnciraltı üzerindeki şehirleşme baskısının sonucunda bölgenin SİT derecesinin düşürüldüğünü belirten Sındır “Bakanlığın planları bölgeyi kentsel yerleşim alanına dönüştürmeyi hedefliyor. İmar planları ve bu SİT değişikliği ile birlikte İnciraltı yaşanmaz bir hale dönüştürülmek isteniyor. İnciraltı’nın tarımsal niteliği hala korunabilir. Yeter ki güçlü bir irade konulabilsin. Ama dediğim gibi rant herkesin iştahını kabartıyor. Rant iştahı da imar baskısının hayata geçirilmesine neden oluyor. Konut ya da turizm nasıl vasıf verirseniz verin sonuçta tarım alanı yok oluyor, imar ve betonlaşmayı getiriyor. Bu da kentsel yaşamın zorluklarını beraberinde getirecek. Halbuki bütün İzmir’in nefes alabileceği çok özel bir alan burası” ifadelerini kullandı.