Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- 11 kenti vuran büyük depremde en büyük hasarı alan alanların sıvılaşmanın yoğun olduğu bölgeler olması dikkat çekiyor. Yer bilim uzmanları alüvyal zeminlerde oluşan depremlerde zemin sıvılaşması görülebileceğini söylüyor.
Büyük depremin ardından 30 Ekim 2020’de büyük deprem yaşayan İzmir’de de zemin sıvılaşması konusu yeniden gündeme geldi.
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur konuk olduğu SONSÖZ TV programında Karşıyaka’da Bostanlı ve Mavişehir, Konak’ta ise Güzelyalı ve Kordon’da riskli olduğunu belirterek, “Denize yakın yerler sıvılaşma riski taşır ancak bina sağlamsa bir sıkıntı olmaz” ifadelerini kullanırken Mart ayı meclis toplantısında konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise Karşıyaka’da, 600 hektarlık alanda yüksek sıvılaşma riski olan yerleşim bölgelerine işaret etti.
ZEMİN SIVILAŞMASI RİSKİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ
İZTO İnşaat Yapım ve Onarım Grubu Komite Başkanı İnşaat Mühendisi Okan Bildirici, depreme hazırlık konusunda Egedesonsöz’e yaptığı değerlendirmede önceliğin bu bölgelere verilmesi gerektiğini dile getirdi. Bildirici açıklamasında “Depremin üst yapıya etkisinin yanında zemine etkilerinin de tartışıldığı bu dönemde deprem etkisi altında oluşabilecek olası zemin sıvılaşması risklerini de yeniden değerlendirmemiz gerekmektedir” dedi
ACİL VE KAPSAMLI DÖNÜŞÜM ZORUNLU
İzmir’in yapı stoğunun eski olduğunu vurgulayan Bildirici, “ Ülkemizin pek çok ilinde olduğu gibi yaşadığımız şehirde de zemin sıvılaşması riski olan bölgeler bulunmaktadır. Üzülerek söylemek gerekir ki bu bölgelerde eski ve depreme dayanıksız yapı stoklarımız, şehir alt yapılarımız ve yollarımız mevcuttur. İzmir ilinin yapı stoğunun büyük bölümünün oldukça eski olduğu, mühendislik hizmetlerinden tam faydalanmadığı ve bu bölümün 1975 depreme yönetmeliği esaslarına göre yapılmış olduğu göz önüne alındığında acil ve kapsamlı bir dönüşümün bir an evvel hayata geçirilmesi zorunludur. Yapılacak kentsel dönüşümün planlamasında ise zemin sıvılaşması riskinin yüksek olduğu bölgeler öncelikli kılınmalıdır” ifadelerine yer verdi.
DENİZ DOLGULU, ALTERNATİFSİZ YOLLAR
Bildirici, olası bir depremin ardından tahliye için şehrin altyapısına da dikkat çekti. Bildirici,”Depremin ve deprem kaynaklı zemin sıvılaşmasının şehirlerin alt yapısına ve özellikle yollarına köprüler, bulvarlar, sokak ve caddelerine etkisi de göz ardı edilmemelidir. Olası deprem sonrası tahliye ve müdahale için şehir alt yapısının deprem ve sıvılaşma etkisi altında doğru performansı göstermesi ve kullanılır durumda olması gerekmektedir. İzmir için özellikle Körfez’i çevreleyen yollarımızdan Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nın deniz dolgusu olan kısımları, Yalı Bulvarı’nın bir bölümü ile Altın Yol’un alternatif yolları olmaması nedeni ile bu anlamda öne çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.