Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye’nin en yıkıcı depremlerinin arasında yer alan ve Samos Merkezli olan 30 Ekim 2020’nin üzerinden geçen 3 yıllık süre sonrası kentte acılar dinmiş değil.
İzmir’de 6,9’luk depremin en büyük hasar verdiği Bayraklı’da vatandaşlar hala deprem acısını yaşarken, bir yandan da yıkılan evlerine kavuşamamanın maddi enkazı altında kalmış durumda.
Depremde evlerini kaybeden vatandaşların yanı sıra bir yandan da eğitim mağduriyetleri yaşanırken İZDEDA Eğitim ve Burs Sorumlusu Aylin Karaca 3 yıllık zaman dilimini Egedesonsöz’e değerlendirdi.
KÖPRÜ OLDUK
Derneğin kuruluş süreci ve yaptıkları amacı değerlendiren Karaca, “30 Ekim 2020 depremi sonrası Haydar Özkan Beyefendi’in İzmir Depremzedeleri Derneği’ni kurmasının ardından depremzedelerin sorunlarının görülmesi üzerine bizler de görevimize başladık. Tabii ki birçok sorunu dile getirdiğimiz, yaraları sarmaya çalıştığımız süreçte en büyük sorunlardan biri de ‘eğitim’ oldu. Biz deprem sonrası birçok öğrencimizin maddi yetersizlikler yüzünden çektiği zorluğu görerek, 30 Ekim’in ardından gelen ilk yaz ayı itibari ile öğrencilerimize burs bulmak için harekete geçtik. Çok fazla mağdur insan vardı. Çocuklarımız okuyamıyordu… Sağ olsun o süreçte yardım edenlerimiz oldu, daha sonra bizlerinde gösterdiği çaba ile bu büyüdü ve yardımcıların arasına büyük kurumlar, vakıflar geldi. Depremzede olup maddi durumu iyi olan vatandaşlarımızdan yardımlar geldi… Bunların hepsinin organize edilip yardım sahibi insanlara ulaştırmak gerekiyor. Bizde kimseyi kırmadan yardımseverler ile depremzedelerimiz arasında köprü olduk” diye konuştu.
MAĞDURİYETLERE NEDEN OLUYOR
Burs bulmakta zorlandıklarını belirten Karaca, “Geçtiğimiz sene itibari ile bu yardımlar maalesef azalmaya başladı, bu sene başında ise burs bulmakta oldukça zorlanıyoruz artık. Tabii ki vatandaşlarımızı da anlayabiliyoruz maddi zorluklarla uğraşıyorlar. 6 Şubat depremi gerçekleşti, ancak gerçekten öğrenci depremzedelerimiz zor durumda. Liseyi üniversiteyi kazanan, şehir dışında okuyacak öğrencilerimiz var, bunlar kiraya çıkmak zorunda kalıyor ancak biz bu sene itibari ile yardım bulabilmekte oldukça zorlanıyoruz. Aileleri zaten burada mağdur kiraya çıkmak zorunda kalmışken bir de çocuklarının şehir dışında okuması gerçek anlamda mağduriyetlere neden oluyor. Bize çok sayıda depremzede öğrencimizden telefonlar, mesajlar geliyor yardım talebiyle, ancak maalesef onlara destek olamıyoruz. Bu durum bizleri de gerçekten çok fazla üzüyor” dedi.
YARDIMCI OLAMIYORUZ
Bursun birçok farklı eğitim durumu için gerektiğini belirten Karaca, “Sadece lise ve üniversite öğrencileri de değil aslında… Yani burs diyince akıllara sadece bunlar geliyor ancak anaokuluna giden bir çocuğumuzun bile böyle bir ekonomik durumda giderleri çok fazla. Depremde evini kaybetmiş, kiraya çıkan bir yandan da evini yaptırmaya çalışan bir aile bunları karşılayamıyor, bizlere de talepler geliyor ancak bizlere destek verilmediği içi bizler de onlara yardımcı olamıyoruz. Örneğin konteyner kentte bir aile bize ulaştı. Çocukları Balıkesir’i kazanmış ancak maddi yetersizlikler nedeniyle nasıl göndereceklerini düşünüyorlarmış. Biz de bu talebi duyar duymaz çalışmalara başladık, umarım bir yardımsever bulabiliriz” diye konuştu.
YA DONDURUYORLAR YADA İZMİR’DEKİ OKULLARI TERCİH EDİYORLAR
Öğrencilerin uzak ilçeleri yazamadığını dile getiren Karaca, “Depremin ilk yıllarında üniversiteye gidemeyen öğrenciler vardı maddi yetersizler nedeniyle. Yani okulu kazanmış ancak parası olmadığı için başka bir şehre gidememişti. Şimdi ise öğrencilerimiz yüksek puan alsa da ailelerine yük olmamak, eğitimlerini tamamlayabilmek için daha İzmir’deki okulları yazmayı tercih ediyorlar. Bir öğrencimiz vardı, ailesi apartman görevlisiydi. Annesi ile birlikte kiraya çıkmak zorunda kaldılar. Çocuğumuz da üniversiteyi dondurmak zorunda kaldı ve çalışıyor. Bildiğimiz kadarıyla okul hayatını tamamen sonlandırmak zorunda kaldı ve artık hayatını geçindirmek için çalışmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
GÖNÜLLERİNDEN NE KOPARSA…
Yardım için net bir rakam belirtmediklerini söylen Karaca, “Bizler yardım taleplerimizde hiçbir zaman rakam belirtmiyoruz. Yani hayırsever vatandaşlar ne kadar vermek isterse onu ulaştırıyoruz. Çünkü bazen 500 TL bile en azından yol parasının yarısını karşıladığı için rahatlatıyor. Bazen kitap parasını karşılayabiliyor. Bu nedenle aslında yardımseverler ne kadar verirse en azından bir nebze merhem olur diye bakıyoruz” dedi.
LÜKS BİR HAYAT İÇİN İSTEMİYORLAR
Temel ihtiyaçlar için burs istendiğini belirten Karaca, “Şu an kentimize gelen 6 Şubat depremzedelerimiz var. Onlar için ciddi anlamda bir yardım talebimiz bulunuyor. Onlara da İzmir depremzedelerimizin yanında destek olmaya çalışıyoruz. Depremzedenin halinden depremzede anlar diyerek biz İzmir ya da 6 Şubat depremzedesi diye ayrım yapmadan yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Test kitabı olsun, okul üniforması olsun, yol parası olsun birçok talepler mevcut. Yani sadece temel ihtiyaçlar için bu paralar isteniyor, kimse lüks bir hayat sürmek için yardım aramıyor” ifadelerini kullandı.
BURSLA GELEN BAŞARI HİKAYESİNİ ANLATTI
Yaşadığı bir hikayeyi anlatan Karaca, “Bugün yapılacak yardımlar gelecekte bu bireylerin de gelişimini etkiyeceğini unutmamak lazım. Yani bugün yardım alan gencimiz büyüdüğü zaman onlar da başka mağdur insanlara yardım eli uzatacaktır. Ellerinden tutulan çocuklarımız ilerde birilerinin ellerinden tutacaktır. Yani ufak görünen rakamlar aslında bir yardım zincirinin oluşmasını sağlayacaktır. Bu nedenle iş dünyamızdan, belediyelerimizden rica ediyoruz, depremzedelerimizi unutmayın, depremzede öğrencilerimizi unutmayın, onlara verilecek yardımlar onlar için çok büyük önem taşıyor. Bir depremzede kızımız vardı. Kendisine burs verebilmiştik ve okulu tamamladı. 6 Şubat depreminde ise bizi çok duygulandırdı. Kendisi bir iş sahibi olabildi ve arkadaşları ile birlikte 6 Şubat depremzedelerine yardım ettiler, ellerinden gelen her şeyi seferber ettiler. İşte tam olarak bahsettiğim konu aslında buydu” diye konuştu.
ELLERİNİ ÇEKMESİNLER
İş dünyasına çağrıda bulunan Karaca, “İş dünyası İzmirli depremzedeleri unutmasın. Şunu yaptık, bunu yaptık diyerek ‘yeter’ demesinler, öğrencilerimize en azından destek olsunlar. Çünkü onlar geleceğin yöneticileri, işçileri, beyaz yakalıları olacak. Geleceğimiz onlar olacak. Ellerini depremzede çocukların üzerinden lütfen çekmesinler. Ancak şu an maalesef ki iş dünyasından gelen yardım oranı sıfıra yakın diyebiliriz” dedi.