GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
6 Aralık 2023 Çarşamba 09:02

DP Milletvekili Uzun'dan iddialı çıkış: Ödemiş'te seçimi alırız!

Partisinin İl Kongresi'nde beş ilçenin adaylarının tanıtıldığını belirten DP İzmir Milletvekili Salih Uzun, "Genel Başkanımız Gültekin Uysal, tüm ilçelerde hazırlık yapılması talimatını verdi. Beş ilçenin adayları açıklandı. Ödemiş'te seçimi alacağımızı düşünüyorum. Hem Gazeteci Dilek Acar Güleç hanımefendinin hem de partimizin bu ilçede büyük bir ağırlığı var. Oradan çok iyi bir netice alacağız" dedi.

EGEDESONSÖZ- Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun, SONSÖZ TV’de katıldığı programda Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı.

2009 yılında Anavatan Partisi’nin son Genel Başkanı olan Salih Uzun, “bu bir serüvendir. 14 Mayıs'tan 3 ay önce adaylıklar belirleniyor ama siyasi hayatımız orada başlamadı. DP, Türk siyasetinin iki ana aksından birisidir. Birisi de CHP’dir. DP’nin parlamentoda ve siyasette ağırlığının artması Türk siyasetinin dengelenmesini sağlayacaktır” dedi.

CHP İLE DOĞRU İLİŞKİMİZ VAR
CHP listelerinden seçildiklerinin altınız çizen Uzun, CHP seçmenine olan duyarlılıklarının yüksek olduğunu söyleyerek “seçimlerden sonraki serüvenimizi, söylemlerimizi yakından takip edenler, genel başkanımız ve diğer milletvekillerimizin her açıklamasında CHP’nin kurumsal kimliği ve seçmeni ile ilgili duyarlı, hassas, onların emeğinin değerini bilen açıklamalar yaptığını görecektir. Parlamentoda meclis başkan adaylığı, hep sembolik değer ifade ediyor. Özellikle üçüncü tura kalmışsa… Nasılsa muhalefetin adayı sembolik değerdir ve ilk açıklamam, Can Atalay seçilmiş olsa da hapishanede ve onu aday gösterelim, siyasetin birinci gündem maddesi yapalım dedik. Her parti kendi adayını gösterme eğilimindeydi. O zaman biz de üç vekil olarak basın toplantısı yaptık ve ‘CHP listelerinden seçildiğimizden CHP adayına oy vereceğiz’ dedik. Sonuç değiştirecek bakımından değil CHP seçmenine karşı duyarlılığımızı önemsediğimiz için böyle yaptık. Temel kararlarda bu işi bu biçimde devam ettirmeye çalışıyoruz. 2’inci bölgede ilçe başkanlıklarında çalışan arkadaşlarımızla o kadar iyi bir ilişki kurduk ki hala sürdürüyoruz. Hangi ilçeye gidersem o ilçedeki CHP ilçe örgütüne ziyaret ediyorum. O ilçede başkanlığında Ankara’ya geldiklerinde beni de ziyaret ediyorlar. Ben bundan mutluyum ve gece gündüz çalışıp emek verdik. Onun hakkını teslim etmek durumundayız” şeklinde konuştu.

BELEDİYENİN SÖZCÜSÜ OLMAK ZORUNDAYIZ
Seçimden önceki tüm STK ziyaretlerinde, seçimden sonraki işbirliğini anlamlı zemine oturtma çabası içinde olduğunu belirten Uzun, "Vekil olarak bizler, belediyenin sözcüsü olmak zorundayız. Şehrin tartışmalarının içinde olmamız gerekir. İzmir’e her gelişimde STK’larımızı ziyaret ederim. Şehrin ana konularının parçası ve temsilcisi olmak lazım. Bunun için çabalıyorum" dedi.

İzmir'in projeleri ve sorunlarıyla yakından ilgili olduğunun altını çizen Uzun, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kuşak Yol Projesi var. Uğur Yüce Bey tecrübesini paylaşmış, dedik ki sadece siyasetçiler olarak tartışırsak olmaz. O projeyi herkese göndermiş olmasına rağmen ben aldım, Vali bey ile görüşmemde de taşıdım. Çin’in Kuşak Yol Projesi’nde İzmir’in odaklanması üzerine bir proje… Bu olursa hem İzmir hem Türkiye bundan büyük fayda eder. Türkiye'nin kalkınmasına ciddi katkı sağlar. Hayata geçer mi? Geçmesi için sağlıklı tartışılması ve çerçevesinin olması lazım. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde ilgili bir bölüm var ve makro anlamda veriler oluşturması gerekiyor. Limanlar var ve yetersiz. 16 limanın 16'sı da bana göre yetersiz. Bu tür makro projelerde kapasitelerin artıp artmayacağını bizler değil üniversiteler bilir. Kuşak Yol Projesi, Kuzey, Orta, Güney yoldan oluşuyor. Biz orta yoldayız ancak şu an güney koridoru işliyor. Bizim güneye entegre olabilmemiz lazım. Orta koridorun etkisi dünya siyasetinde azaldı. Bunların hepsi için üniversitenin çerçeve metin çıkartması lazım. Vali Bey bunun alanını açabilir. O çerçeve belgesinde sivil toplumun fonksiyonunu belirlemek gerek. Üniversite eğer veri tabanı çıkarırsa bambaşka projeler ortaya çıkar. Hangi noktada avantajları, dezavantajları var. Ortaya çıkmalıdır. Benim amacım şehrin projelerine katkı sağlamak… Çevre Mühendisleri Odası, periyodik açıklamalar yapıyor. Aliağa’da gemi söküm alanı var ve kapasitesini aşmış ve çevre riskleri var. Gemiler geliyor ve söküm işlemleri uygun mu, değil mi? ÇMO, Aliağa için açıklama gönderdi ve soru önergesi verdim. Oradan gelen cevabı kendilerine ilettim. Bir şehrin parlamenteri o şehrin sorunlarını sağlıklı zeminde tartışması ve sorunlarını meclise taşıması gerekir."

ÖDEMİŞ'TE İDDİALIYIZ
Demokrat Parti'nin Büyükşehir'e aday çıkarma gibi bir kararı veya eğilimi olmadığını, kendisinin de bazı yayın organlarında adaylıkla ilgili adının anıldığını ancak böyle bir niyetinin de kararının da olmadığını anlatan Uzun, Ödemiş'te belediye seçimlerini kazanacaklarını iddia etti:

"Hafta sonunda İzmir İl Kongremiz vardı. Genel başkanımız Sayın Gültekin Uysal da katıldı. Orada bizzat bütün ilçe başkanlarımıza her ilçede hazırlık yapma talimatı verdi. Dün 5 ilçe için adaylar tanıtıldı. Ödemiş, Çiğli, Bayraklı, Seferihisar ve Çeşme. Ödemiş’te Dilek Acar Güleç hanımefendinin iddialı bir çalışma yaptığını ve başarılı bir sonuç çıkaracağını düşünüyorum. Seçimi Ödemiş’te alabileceğimizi düşünüyorum. Gazeteci olmasının büyük avantajı var Dilek Hanım'ın. Kendi etkisinin yanı sıra DP’nin merkez sağ çizgisinin Ödemiş’te, Tire’de tarihsel ağırlığı vardır. Hem DP hem Dilek hanım birbiriyle uyuştu. Gazeteci olması sebebiyle networku bulunuyor. Oradan çok iyi bir netice alacağız"

DEMOKRAT PARTİ, GÜCÜNÜ HEP İZMİR'DEN EGE'DEN ALMIŞTIR
DP İzmir Milletvekili Salih Uzun, İl kongresinde yaptığı konuşmada sarf ettiği "DP, İzmir'de çok önemli. DP'nin İzmir'de performansının yükselmesi, Türk siyasetinde yükselmesini sağlar. Demokrat Parti İzmir'de güçlüyse, makul siyaset Türkiye'de alan sağlar" sözlerini şu değerlendirmelerle açtı:

"Bizim her ilçede hala yaşayan ve aktif siyaset yapan insanlarımız var. Adaylık dönemimde her birini ziyaret edip çalışmaların içerisine kattım. Ya ANAP’tan ya da Doğru Yol’dan eski belediye başkanlarımız var, siyasetçilerimiz var. Merkez sağı sadece ANAP ve Doğru Yol olarak bakmayalım. Öncesinde DP, AP gücünü İzmir’den almıştır. İzmir ile Ege ile bu makul siyaset uyuşuyor. İzmir kapsayıcıdır, insanı ılımandır. Merkez siyaset güçlenecekse, performansını yükseltecekse İzmir’den yükseltir. İttifak düzeni ile birlikte iki kutba ayrılıyor siyaset. Bence tehlikeli bir şey bu. Orta alanın güçlenmesi lazım. Milliyetçi-sağ iktidar var ve onun karşısında olan herkes bir araya gelmek zorunda kalıyor. Stratejik olarak tam doğru değil, sistem bize bunu dayatıyor. Bu olmasaydı başka ittifaklar olurdu, ittifak kümelenmelerini daha farklı kurabilirdik. Daha doğru kümelenmeler yapmak lazım. İkili kutuplaşmadan Türkiye’yi çıkarmak lazımdır ve orta alanı kuvvetlendirmek lazımdır. Merkez siyaset yapan partilerin performansının artması Türkiye için önemlidir."

KÜLÜ ÜFLERSEK, ALTTAKİ KOR ORTAYA ÇIKACAK
Demokrat Parti'nin İzmir'den kendi gücüyle milletvekili çıkarmasının mümkün olduğuna vurgu yapan Milletvekili Uzun, "Hani bir ateş yanar, küllenir. Külünü üflersiniz, alttaki kor ortaya çıkar. DP işte aynen öyle. 1983’ten beri ANAP’tan, DYP’den kimler başkanlık, meclis üyeliği yapmışsa olanlarla buluştum. Mesele o koru, potansiyeli harekete geçirmek. Harekete geçirirsek merkez sağ siyaset eski etkinliğini kazanır" dedi.

MHP, O YÜZDE 51 SAYESİNDE SİYASET YAPIYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, artık yüzde 51 ile değil, salt çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiği yönündeki açıklamasına MHP'nin yaptığı itirazı değerlendiren Uzun, "AK Parti ile MHP arasındaki bağlarda çatlak mı oluyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"O tartışmaya muhalefet unsurları girmemeliydi. Esas gündemi örtüyor çünkü. Yoksulluk had safhada… Barınma, kira ciddi bir sorun. Ana yakıcı sorunlar var ve 50+1 tartışması açıldı. Bu tartışmaya girmemek lazım diye düşündük. Kendi ortakları olan MHP’nin siyasetteki varlığını sağlayan en önemli unsur 50+1… 50+1 olmasa şu anki etkinliği olmayacak ve itiraz da ettiler. 50+1’in değişmesi halinde MHP’nin siyasetteki etkinliği azalacaktır. O cenahta iktidar medyasında bile kendi içlerindeki sorunları tartıştırmayıp muhalefet içindeki sorunları konuşuyoruz. Halbuki öbür tarafta son derece ciddi sorunlar var ama medya gücü ile o tartışmaları örtmeyi ve bu tarafın durumunu tartışıyorlar. Bu tuzağa düşmeyelim, her topa girmek zorunda değiliz diyoruz. Onların içinde çok ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz"

MUTLAK SURETLE EKONOMİ BİLİMİNİN GEREKLERİNE DÖNMELİYİZ
Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçek enflasyonu yansıtmadığını belirten Milletvekili Salih Uzun, enflasyonu düşünmenin formülünü anlattı:

"Türkiye’de enflasyon oranları gerçekleri yansıtmıyor. Şimdiki bakan bunun doğrusunu açıklayın hesap kitap yapamıyorum dedi TÜİK’e. Bu nitelikli bir dolandırıcılıktır. Bütün memurların, emeklilerin maaşları, vergi oranları, onların açıkladığı rakamlara göre tespit edildi. Enflasyon endeksli tahviller var. Onların yanlış rakamlarından dolayı hak kaybı yaşayan insanlar var. Şimdi gerçeğe daha yakın açıklıyorlar. Temel sorun gıda enflasyonu. Dünyada tarımda 4’üncü sıradayız ve nasıl oluyor da gıda enflasyonunda rekor kırar Türkiye? Türkiye’nin en temel meselelerinden birisi budur. Ekonomi bir bilimdir. Bilimin kurallarına rağmen onun karşısında olursanız işin içinden çıkılmaz. Faiz sebep, enflasyon neticedir diyen mantıktan çıktık. 85 milyonu üzerinde denen bir ucube iddiaydı ve vazgeçtiler. Bunun hesabını kim verecek? Mutlak suretle ekonomi bilimin gereklerine döneceğiz."

O PETROL İÇİN HEPİMİZ SEVİNMELİYİZ
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın Gabar'daki petrol kuyularını ziyaretini anlatan Uzun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ziyaret sonrası yaptığım açıklamalar eleştirildi. Aslında bu konuya bakış, olağanüstü şekilde bu keskin yarılmanın, kutuplaşmanın çok açık göstergesi oldu. Seçimlerden sonra TPAO’ya yazı yazdım. Gabar’da petrol bulduğunuzu ve görmek istediğimi söyledim. Kabul gördü. Gittim, 100 kuyuda 100 bin varil günlük üretilecek dendi. 13 kuyu faaldi, 17 bin varil üretim vardı. 100 bini görecektir. Hedefledikleri ile gerçeklik arasında sapma yok dedim. 2024 sonunda belki o hedefe de ulaşılmayacak ama hedeften sapma yok. Petrolümüz var. Kazarsınız, çıkar ya da çıkmaz riskleri vardır. Bir üniversite burayı gezsin, rezervi o söylesin dedik. Bir parlamenter olarak ne yaparım dedim? Oraya büyük yatırım yapılıyor. Dağlık bir alan burası. Yol, gözlem kuleleri yapılıyor. Her kule için büyük masraf yapılıyor. Ben dedim ki burada riskler var ama bu risk alınmalıdır, bu yatırım isabetlidir dedim. Bizim en temel meselelerimizden birisi enerji bağımsızlığı meselesidir. Ödemeler dengesinde en büyük ödeme enerjidir. Varlık Fonu’ndan kaynaklı risk var, parlamento denetleyemiyor, Sayıştay denetleyemiyor. Varlık Fonu’ndan burasının satışının olabileceği yönünde risk var. Ortak varlıklarımızla toplum olarak sevinemiyoruz. Söylenene inanmayanları hain ilan ediyorlar. Her seçim öncesi petrol bulacağım deyip üfürmüşsünüz. O varlık bizim varlığımız, Erdoğan’ın değil. Biz bu varlık için sevinmeliyiz. Keskin ayrışma siyaseti Türkiye’nin en temel sorunu. Siyasetin hali sürdürülebilir bir halde değil. Türk siyaseti normalleşmek zorundadır."