GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
20 Nisan 2022 Çarşamba 22:04

Çavuşoğlu açıkladı: Putin-Zelenski görüşmesi masada

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ahmet Hakan'ın CNN TÜRK ekranlarında yayınlanan Tarafsız Bölge programına konuk oldu. Bakan Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna krizi, Türkiye-ABD ilşkileri, İsrail'in Mescid-i Aksa baskını ve gündeme dair sıcak gelişmeleri değerlendiriyor.

Bakan Çavuşoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

* Yaklaşık 3.7 milyon Suriyeli göçmen var. Diğer sorunlu bölgelerden de Türkiye'ye gelenler oldu. Düzenli, düzensiz göçmenler 5 milyona yakın. Bazıları ülkelerine döndü. Bazıları Batı ülkelerine gittiler.

* Uzun yıllardır süren uzun bir konu. BM, AB'yle yapılan insani bir işbirliği var. Bu soruna ne açıdan baktığınız önemli. Bu işi siyasete alet etmemek gerek. Bir olgu bu. Türkiye'de bu kadar göçmen var. Suç işlenme olarak baktığınız zaman Türkiye ortalamasına göre değerlendirmek gerekir. Siyasetçilerin abarttığı düzeyde mi ona bakmak gerekir.

* Şartlar oluştuğu zaman, insanların ülkelerine dönmesini de sağlamak lazım. Bunu da sağ görüşlü olarak yapmak lazım. İnsan haklarına saygılı, kendi hukukumuza göre bu yapılmalı.

* Toplumsal derken işin içine giriyor. Sınıra yakın şehirlerde bu sorunun olduğunu görüyoruz. Kilis'te Hatay'da sorunların arttığını görüyoruz. 85 milyona baktığımızda böyle bir sorun yok. Kent kent bakmak lazım. 85 milyona baktığımızda demografik bir bozukluk yok. Önemli olan bunları geri göndermek.

* Bizim terörden arındırdığımız yerleri Suriyeliler güvenli olarak görüyor. Fakat hepsi oradan gelmiyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye'deki göçmenleri göndermek üzere bir proje başlattık. 4 ülkeyle beraber. AB ve yüksek temsilci artık bu konuda daha yapıcı bir işbirliği yapmak istiyorlar. BM, Suriye Rejim'i ile görüşmelere başladı. Güvenli bir ortamın oluştuğundan emin olmak için bu görüşmeler başladı.

* Sahada biz kolaylaştırıcı bir rol üstlendik. İnsani konularda BM üzerinden uluslararası örgütlerden, sivil toplum örgütlerinden bu tür işbirliği yapılabilir. Öncelikle insani can güvenliğini sağlamak lazım. Daha sonra bu insanlar ülkelerine döndükten sonra temel ihtiyaçlarını karşılamak lazım. Okul, hastane, barınma gibi.

"3 AYDA 21 BİN GÖÇMEN GÖNDERİLDİ"
* Rejim ara sıra af ilan ettiğini söylüyor. Kontrol ettiği yerdeki insanlara da gerekli hizmeti veremiyor. Ama en önemlisi can güvenliği. Öyle olsaydı Lübnan'da göçmen kalmazdı. Ayrıca döndükten sonra temel ihtiyaçların karşılanabileceğinden de emin olması lazım insanların.

* Tüm bu şartlara rağmen Türkiye olarak biz bu göçmenleri göndermeye devam ediyoruz. Geçen sene yurt dışına gönderdiğimiz göçmen sayısı yüzbinlerdi. Bu sene gönderilen göçmen sayısı ilk 3 ayda 21 bin.

* Afganistan'a bile Taliban'dan sonra 9 bin 700 Afgan uçaklarla geri gitmek istediler. Geliyorlar sınırda yakalanıyorlar. Avrupa'ya gidemeyeceğini görünce ülkelerine geri gitmek istiyorlar. Ayrıca girişi engellenenler var Geçen sene 451 bin göçmenin sınırda geçişini engelledik.

* Burada duvarlar, çitler, optik kameralar var. AB'de Türkiye'nin sınırdaki projelerimize destek veriyor. Çünkü Türkiye'den bu mülteciler geçmesin Avrupa'ya gelmesin istiyorlar. Birileri sanki Türkiye'nin sınırlarında hiçbir tedbir yok. Hiçbirisi engellenmiyor ve geri gönderilmiyor gibi algı var. Böyle olmadığı için bu rakamları paylaştım.

SOSYAL MEDYADAKİ GÖÇMENLERİN VİDEOLARI
* Halkımızın elbette duyguları var. Biz bu görüntüleri kışkırtanları eleştiriyor. İftiraya varan aşağılayıcı eleştiriler yurt dışına giden vatandaşlarımıza yapılmadı mı? Türkler gettolaşıyor Avrupalı olmadı diye eleştiriler yok mu? Asimilasyon hemen olacak diye bir şey yok. Yanı başımızdaki ülkeden gelse bile kültürel farklılıklar var. Bu bir sorun. Biz bu sorunu yönetiyoruz. Ama ırkçılık yapmadan, insanlık anlayışından ve hukuktan uzaklaşmadan bu konuyu ele almak lazım.

* Elbette şu anda AB ve Mülteciler Yüksek Konseyi Suriyeliler ile görüşmeler yapıyor. Ayrıca BM temsilcisi bu konuları da ele alıyor. Biz ne diyoruz. Taliban'la angajmana giriyoruz. Ülke çökmesin daha fazla mülteci gelmesin, teröristler yeniden türemesin diye. Biz tanımadan angajmana girmesinin faydalı olduğuna inanıyoruz. Son günlerde Rejim YPG ve PKK ile ciddi çatışıyor. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Bu YPG/PKK'nın da Suriye'yi bölme planları var.

* Ülkedeki yönetimle aramız iyi değil diye ülkenin parçalanmasını destekleyemeyiz ki. Terör örgütünü destekleyemeyiz. Bunlar esasen istihbaratı ilgilendirdiği için geçmişte istihbarat düzeyinde görüşmeler olmuştu. Bunu da Cumhurbaşkanımız dile getirmişti. Göçmen konusu uluslararası bir sorun olduğu için BM'nin ve uluslararası örgütlerin angajmana girmesi lazım.

UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
* İstanbul'daki görüşmelerden sonra savaşın bu kadar uzayacağını düşünmüyorduk. Bu savaşın devam etmesini isteyenler var. NATO'ya bağlı ülkelerden savaşın devam etmesini isteyenler var. Savaş devam etsin Rusya zayıflasın istiyorlar. Olan Ukrayna'ya oluyor.

* Ukrayna'yı rekabet alanı olarak görmemek lazım. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı kabul edilemez. Güvenlik garantileri ve diğer konulara geldiğimiz zaman bu savaşın devam etmesine yönelik bir kanaat oluştu bizde. Trajik görüntüler geldikten sonra bunun devam etmemesi lazım.

* Putin'in Rusya'da hedefleri var. Bizim kabul etmediğimiz sebepler ama kendisine göre haklı olduğunu düşüyor. Sonuçta müzakere ettikleri konuların içinde zor konular var.

Antalya'daki görüşmede bir sonuç çıkmayacağını biliyorduk ama onları bir araya getirmek önemliydi. Bizimle yapılan görüşmelerde söyledikleri konuşmalara baktığımızda umutlarımız artmıştı. Biz de ona göre açıklamalar yapmıştık. Katliam görüntüleri gelince ortamı gerginleşti. İstanbul anlaşmasından uzaklaştılar.

* Her şeye rağmen iki tarafta müzakerelere devam etmek için görüşmeler yaptılar. İki taraf şu anda da müzakerelere devam ediyorlar. Arka kapı diplomasisi de liderler arasında devam ediyor.  Zelenski "Görüntülere rağmen ülkenin Cumhurbaşkanı olarak görüşmelere devam etmem lazım" dedi.

HANGİ TARAF BARIŞA DAHA YAKIN?
* Bu konuda değişik toplantılara katıldık, sürekli telefonda da görüşüyoruz. O nedenle bir taraf barışa daha yakın dersek arabuluculuk görevimize saygısızlık yapmış oluruz.

* Zelenski Ukrayna'nın devlet başkanı. Zelenski bu savaş başladıktan sonra güçlü bir liderlik sergiledi. Elbette ki savaş başlayınca dışarıdan yardıma muhtaç oldu. Ama dışarıdan yardım istedi diye "onların güdümüne girdi" demek doğru olmaz.

* Zelenski savaş başlamadan önce de Putin ile bir araya gelmek istiyordu. Savaş başladıktan sonra her Cumhurbaşkanımızla konuştuğunda Putin ile bir araya gelmek istediğini belirtiyordu. İkisi de görüşme için olumlu mesajlar veriyorlar fakat şartlar oluştuğunda.

Rusya, Ukrayna'nın NATO dahil hiçbir askeri ittifaka girmemesi istiyor. Bu konuda mutabıklar fakat Ukrayna garantörlük istiyor. Rusya diyor ki" senin bana askeri ve silah olarak tehdit olmayacağın bir sayıda olman lazım"

ZELENSKİ-PUTİN NE ZAMAN BİR ARAYA GELİR?
* Bu metin üzerindeki uzlaşma hala masada. Eğer bugün bir an önce olmazsa savaşın uzun yıllara yayılması söz konusu olur. Bu da insanlık için iyi bir şey değil. Birbirlerine gönderdikleri metne baktığınız zaman iki lidere bağlı. Her an bile olabilir.

* Cumhurbaşkanımız iki liderle her görüşmesinde "sizi bir araya getirelim, bu işi sonlandıralım" mesajını veriyor. Bizim kararlılığımızda hiçbir geri adım yok. "Biz ne yapalım, aman ya" deme lüksümüz yok. Sayın Cumhurbaşkanımız da önümüzdeki liderle tekrar görüşecek. Bugün Lavrov ile görüştüm, dün de Kuleba ile görüştüm.

* Zor şartlarda ne kadar kendimize karşı olsak da Dışişleri Bakanları arasında bir dostluk da oluşuyor. Her ikisiyle de ne zaman görüşmek istesem telefona çıkarlar. Görüşme olursa Antalya da olur İstanbul da olur.

* Antalya Diploması Forumu marjında oldu. İki Dışişleri Bakanı da daha önceden gelmeyi kabul etmişti. Cumhurbaşkanımız bir pazar günü Putin ile görüştükten sonra "Lavrov'u da Antalya'ya bekliyoruz" dedi. Daha sonra Lavrov geleceğini bize iletti. Sonuçta Antalya Diplomasi Formu marjında oldu. Tabi bir sonraki görüşme İstanbul'da oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız karar verir, ya da iki lider nereyi isterse orada olur. Yer önemli değil. İstanbul da olur Antalya da.