Gökhan KOÇ/EGEDESONSÖZ – CHP’de gözler hafta sonu yapılacak büyük kurultaya çevrilirken, 73 oy kullanacak İzmir Örgütü’nde de hazırlıklar sürüyor.
- İZMİR’DEN KILIÇDAROĞLU’NA TEK FİRELİ DESTEK!
İzmir'de ilçe başkanları, belediye bakanları ve kurultay delegeleriyle toplantı yaptıktan sonra Ankara'ya giden CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Yüksel Çakmur dışındaki kurultay delegelerinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini açıkladı.
Kılıçdaroğlu’na destek kağıdına imza atmayan tek isim olan Çakmur Egedesonsöz’e konuştu.
Çakmur yaptığı açıklamada imzayı Kılıçdaroğlu’na destek vermek ya da destek vermemek anlamında algılamadığını, özgürlüğe ve demokrasiye ambargo koymak şeklinde algıladığını ifade etti.
AMBARGO KOYAMAZSINIZ!
Çakmur, “Benim imza verip vermemem konuşuluyor. Ben o imzayı destek verip vermeme anlamında algılamıyorum, etik değer olarak görüyorum. Kurultaya giderken iradeniz kişisel iradedir. Hiçbir şekilde devredilemez, vazgeçilemez. 200 yıldan beri demokrasinin ana kuralı budur. Demokrasi ve özgürlüğe ambargo koyamazsınız. Zaten bu ülkede iktidar yeterince ambargo koyuyor. Biz kişisel meselelerle uğraşmayı bırakmamız lazım. Bizim partimizde zaten genel başkanlık sorunu olduğunu düşünmüyorum. Bizim partimizde ideoloji sorunu var. Muhafazakâr sağ iktidar diye, bizde muhafazakâr sağın ilkelerine bağlanmaya çalışıyoruz. Kişisel mesele yaratmanın bir anlamı yok. Kenetlenmemiz lazım. Cumhuriyet Halk Partisi’nde ideolojik bir temel oturması lazım. 2-3 kurultayı seçimsiz yapmamız lazım. Fikirlerin söylenmesi, bölge toplantılarıyla da bunu bütün örgüte yaymak lazım. Dediğim gibi ben destek vermemek anlamında değil, demokrasi ve özgürlüğe bir müdahale olarak algıladığım için imza vermedim. İmza atılacaksa da kurultay yapılmasın” dedi.
12 EYLÜL’ÜN VAHŞİ ÇOCUĞU…
Sorunu şahıslara bağlayıp olayın kişiselleştirilmemesi gerektiğini söyleyen Çakmur, “Türkiye’de 1980’lerden beri 35 yılı aşan dönemden beri sağ iktidarda. Zenginlik, demokrasi vaat edenler siyasi islamı iktidara getirdiler. Halkı yerine kendi bakanlarını ve aç gözlü çocuklarını zenginleştirdiler. Türkiye bir diktatörya ile karşı karşıyadır. 12 Eylül’ün vahşi çocuğuyla karşı karşıyayız. Bizlerin kenetlenmesi, birlik olması lazım. Yoksa gemi su almaya başladı” ifadelerini kullandı.