EGEDESONSÖZ-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın toplantısı düzenledi.
Düzenlediği basın toplantısında İzmir Bayraklı ’da inşaatı ve tartışmaları devam eden Bayraklı Şehir Hastanesi'nin inşaatında yolsuzluk yapıldığını ileri sürdü. Ellerinde açıkladığından daha fazla belge olduğunu belirten Mahir Polat, Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nı göreve davet etti. Polat, savcılığın da düzenlediği basın toplantısını ihbar kabul ederek soruşturma açması gerektiğini söyledi.
‘NİTELİKLİ BİR VURGUNDAN BAHSEDECEĞİM’
Sağlıkçıların ve hastaların daha iyi sağlık hizmeti alması için açılacak olan hastanelere karşı olmadıklarını belirten Mahir Polat, “Bayraklı şehir hastanesi ile ilgili nitelikli bir vurgundan bahsedeceğim. Ancak öncesinde bir konuya değinmek isterim. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak insanlarımızın sağlıklı bir ortamdan sağlıklı bir kuruluştan faydalanmasını isteriz. Dolayısıyla sağlıkçılar açısından da iyi hizmet verebilecekleri binalara kavuşacakları bir sağlık sisteminden yanayız. Bizim sağlık ile ilgili bir rantsal dönüşümden rahatsızlığımız var. Şehir hastaneleri ile ilgili çekincelerimiz var ulaşımla ilgili ve buradan bir rant devşirilmesi ile ilgili çekincelerimiz var. Bununla ilgili de milletvekillerimiz defalarca açıklamalar yaptılar” dedi.
‘YOLSUZLUK DOSYALARI GELMEYE DEVAM EDİYOR’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiye yapmış olduğu “Yapılan yolsuzluklara ortak olmayın imza atmayın” çağrısı üzerine Parti Genel Merkez’lerine çokça dosyalar geldiğini aktaran Vekil Mahir Polat sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yeri ve zamanı geldiğinde Parti Merkezi’mize gelen bu belgeleri açıklayacağımızı söylemiştik. Yeri ve zamanının geldiğini düşündüğümüz için bu konuyu açmak istiyoruz. Çokça şehir hastaneleri ve kamu özel iş birliği ile ilgili sorular sordular. Bunlarla ilgili yapılan sözleşmelerin neler olduğu ile ilgili çeşitli sorular sorduk ancak bizlere her defasında Ticari sır olduğu ve dolaysıyla açıklanamayacağı söylendi. Ancak bizler ipuçlarını yakaladıkça üzerine gittik.
Sayın bakan soru cevap kısmında “Şehir Hastanelerinde garanti olarak ödenen tek bedel kira bedelidir yani kullanım bedelidir” diyor. Bizim dayanaklarımızdan bir tanesi bu açıklama bir diğeri ise yine soru cevap kısmında arkadaşlarımıza verdiği “Kamu özel iş birliği ile yapılan hastanelerimizin inşaat maliyetleri yerine kira bedeli veriliyor buda zaten her yılın bütçesinde kullanım bedeli olarak yer alıyor. Diğer hizmet alımlarının merkezi bütçe ile karşılanan hastanelerimizde o usule göre temin ediliyor” diyor yani burada maliyeti ile paralel bir kiradan bahsediyor Sağlık Bakanı”
HORTUMU KESMEK YERİNE…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş konuşmasına ithafta bulunan Polat, “Konuşmamın başında bu ülkenin başbakanı vakti zamanında, “Dicle nehri kenarında bir kurdun kaptığı koyun dahi benim mesuliyetim altındadır” diyor. Bu vurgunda sayın cumhurbaşkanının sorumluluğu altındadır. İmtiyazlı hortumcular olarak bahsediyor Sayın Erdoğan 2003 yılı gurup toplantısında. Bugün kamu özel işbirliği ile yaratılanda tam da imtiyazlı hortumcular kadrosu içerisinde. Hortumları kesmek yerine maalesef imtiyazlı guruba dev kanalar açmış bizim hazinemizden tüyü bitmemiş yetimin hakkını onlara peşkeş çekmiş durumdalar” dedi.
Bayraklı Şehir Hastanesi’nde iddia ettiği yolsuzluk konularını açıklamadan önce Gümrüklerde yapılan uygulamadan bahseden Vekil Polat, “Ben aynı zamanda Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dış Ticaret ve Gümrük Politikalarından sorumlu başdanışmanıyım. Bu doğrultuda gümrüklerle ilgili konular benim tarafımdan takip edilir. Basiretli tüccarlar için gümrük yönetmeliğimizin uygulamakta olduğu bir 333’üncü madde var. Bu maddeye göre Gümrüklü sahada eşya getirdiğinizde çeşitli nedenlerle eşyanın bir başka alıcıya devredilebilmesine izin verilmiş. Buda eskiden gümrük iradesinin denetimindeydi bu iktidar ile birlikte Gümrüklü sahada işletmecilerin denetimine verilmiş durumda. Yani tacirlere yönelik yönetmelikte uygulanan bir kolaylık, hortumcular ve imtizacılar açısından maalesef bir nitelikli vurguna alet edilir hale gelmiş” ifadelerini kullandı.
‘VURGUN BELGELERLE ÖNÜMÜZDE DURUYOR’
Polat yapılan vurgunun belgelerle gözler önünde durduğundan bahsederken sözlerine şöyle devam etti:
“Öncelikle benim kentimde kurulmuş olan Bayraklı Şehir Hastanesi. İzmir Bayraklı Hastane Yatırım ve Sağlık Hizmetleri A.Ş tarafından yapılmış olan bir şehir hastanesi var yeri itibariyle ulaşım açısından da tartışmalı bir yere yapılmış durumda.
Anlatacağım ve sizinle sadece bir kısmını paylaşacağım belgelerle Türkiye’de kamu özel işbirliği ile ne şekilde bir hortumculuğun yapıldığını Küçükte olsa göstereceğim…
Bayraklı şehir hastanesi bir firmadan bakteri tutmayan bir yer kaplaması ithal ediyor. Metrekaresini 10,45 Euro’ya, gelen kaplama distribütör üzerine geliyor. Bayraklı Şehir Hastanesi’ni kuran “Türkerler Gama İzmir” ortaklığına 333’üncü madde gereğince devir yapılıyor. Bu devirde fiyat tamı tamına 11,09 Euro olarak kayıtlara geçiyor. Arkasından Türkerler Gama ortaklığına, Bayraklı Şehir Hastanesi’ne 17,055 Euro’ya devrediyor. Yani 10 Euro’ya aldığınızı 17 Euro’ya devrediyorsunuz burada yüzde 70 civarı bir faturayı, maliyeti şişiriyorsunuz. Başta da söylediğim gibi maliyet üzerine bir kira bedeli. Yani yüzde 70 sadece on binlerce metre kareden düşünürseniz kaplamayı buradan bir vurgun belgeleriyle önümüzde duruyor”
BİR DİĞER VURGUN
Ellerinde olduğu belgelerden bir diğerini de açıklayan Polat, “Bir medikal firmasından 30 adet ultrason cihazı ithal ediliyor. İlk fatura 318 bin 726 dolar peki sonra Türkerler gama devri yapılıyor 1 milyon 230 bin dolara devir yapılıyor. Sonrasında 1 milyon 344 bin dolara İzmir Bayraklı Şehir Hastanes’ine devir yapılıyor en sonunda da 1 milyon 347 bin 383 dolara ithalatı gerçekleşmiş oluyor. Bu örnekte sadece 30 tane cihazda 1 milyon 28 bin 657 dolarlık bir vurgundan bahsediyoruz. Buradan 2 tane dosyayı almıştım ancak onlarca dosya var. Bu dosyalar arasında bir ortak kısım var oda cihaz ithalatlarının tamamı Türkiye’de tartışmaların göbeğinde olan Muratbey Gümrüğü’nden yapılmış. Bayraklı Şehir Hastanesi’nin 9 ve 13 kilometre olmak üzere bir tarafta İzmir Gümrüğü bir diğer tarafta da İzmir TIR Gümrük Müdürlüğü olmak üzere 2 tane birinci sınıf gümrük müdürlüğü en yakında 650-700 km uzaklığındaki Muratbey Gümrüğü’nden neden ithalat yapıldığı en önemli sorularımızdan bir tanesi” dedi.
CİHAZLAR ALINIRKEN İNCELEME YAPILMAMIŞ
Sağlık Bakanlığı’nın sipariş edilen cihazları alırken inceleme yapması gerektiğini savunan Polat, “2. el olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyordu. Ancak dosyalarda hiçbir incelemeye dair bir şey yok” derken sözlerine şöyle devam etti:
“Tüm dosyayı incelediğimizde, Dosyada olmayan bir şey gördük hem Cimer üzerinden hem de Gümrüklere yapılan İkinci el tıbbi cihaz ithalatı ihbarı olmuş. Yani bir gurup Türkiye’ye 2. el tıbbi cihaz ithal edileceği ihbarları yapılmış. İyi bir şirket, iyi bir denetleyici ve Sağlık Bakanlığı talimatla yetkili kuruluşlar veya uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetle bu gelen tıbbi cihazları muayene edip 2. el olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyordu. Ancak dosyalarda hiçbir incelemeye dair bir şey yok
MALİYETLER ARTTIRILIYOR!
Burada sadece bunlar değil asansörlerden yürüyen merdivenlere kadar maliyetler arttırarak sadece inşaat ve makine maliyetleri arttırılarak bir dolandırıcılık yapılmıştır. Peki diyebilirsiniz ki burada büyük bir kar var bu karın gelir vergisi, Gümrük Vergisi ödenmiş mi? Diye ancak elimde Bakanlığın açıklamış olduğu yatırım teşvik belgesi var bu belde de görüldüğü üzere her türlü vergiden muaf bir şekilde bunları yapmışlar. Ve bizim hazinemizden bizim çocuklarımızın bizim sağlığa muhtaç insanlarımızın cebinden bir para hortumlanmak suretiyle nitelikli bir dolandırıcılık yapılmıştır
BURADAN BİR ÇAĞRI YAPIYORUM
“Hem Ticaret Bakanlığı hem de Sağlık Bakanlığına, çok hızlı bir şekilde Sağlık Bakanlığı’nın tüm kamu özel iş birliği ile yapılan hastanelerdeki cihazları kontrol etmesi bunların 2. el olup olmadığının denetlemesi gerekiyor. İnsan sağlığı açısından bunu yerine getirmelerini istiyoruz. Hemen ardından tüm bu maliyetlerin denetlenerek Türkiye’nin cebinden bir paranın hortumlanmasının bari bizim ihbarımız sonrasında teftiş edip ona göre teslim alsınlar. Ticaret Bakanlığı ise kendi içerisinde neden bilirkişi raporu yapılmadı neden hep bu cihazlar daha yakın bir gümrük olmasına rağmen aynı gümrükten geçirildi bunları bir teftiş kuruluyla denetlemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Vicdanlı ve basiretli Türk toplumumun savcısı olduğuna inandığımız savcılar tarafından tüm bu konular hakkında soruşturmalar açılmasını bekliyoruz”