GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
20 Mart 2021 Cumartesi 10:48

CHP’li Bayır'dan ‘İnce’ gönderme: Bu adama yarım oy bile çıkmaz!

Kendisini arayan yüzlerce kişinin, CHP'den ayrılıp yeni parti kurma hazırlığında olan Muharrem İnce için "Bu adama yüzde 1 değil, yarım oy bile çıkmaz" dediğini belirten İzmir Milletvekili Bayır, "İleride, yanlış yaptık, diyebilirler. Bu yüzden kapıyı tam da kapatmamak lazım" açıklamasında bulundu.

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, SonSöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Bayır, gündeme dair çok önemli değerlendirmelerde bulundu. İktidarın, istedikleri şeyi gündeme getirdiğini, asıl konuşulması gerekeni unutturmaya çalıştıklarını belirten Bayır, "İlginçtir, Andımız meselesini HDP’yi hoşnut etmek için kaldırıyor ama diğer taraftan HDP’yi kapatmaya çalışıyor" dedi. Bayır, bu konuda şunları söyledi:

GERÇEK GÜNDEM, MUTFAKTAKİ YANGINDIR
"Gerçek gündem, mutfaktaki yangın, pahalılık, yoksulluk, özgürlükler gerçek gündem. Ne hikmetse vatandaşın gözünü açmaması için kendi yandaş medyasıyla o gündemi değiştiriyor. Mecliste parlamento grubu olan bir partiyi kapatırım diyor ve hop gündemi değiştiriyor. Örneğin Anayasa değişimi söz konusuydu. Cumhuriyeti kaldırmak ve hilafeti geri getirmeyi istiyorlar. 2023’te bunu getirmeyi istiyorlar ama toplum buna müsaade etmeyecek. Biz de etmeyeceğiz. O kadar çok sallanıyorlar ki artık düştü düşecekler."

GELİN, ŞU SEÇİM BARAJININ TAMAMINI KALDIRALIM
Halkın verdiği oyun kutsal olduğunu düşündüğünü belirten Tacettin Bayır, parti kapatma konusunda görüşlerini şu sözlerle dile getirdi:

"Seçimle gelenin, seçimle gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu partinin bir terör örgütüyle bağlantılı olduğunu düşünüyorsun ama adamlar çıkıp oy alıyor. Barajı yüzde 7’ye mi çeksem diye hesap yapıyorsun. Senin ortağından fazla oy almış bir partiyi kapatmak istediğini söylüyorsun. Gelin, bu seçim barajının tamamını kaldıralım diyoruz, biz de. Bu kadar farklı dilde renkte insan varken neden insanı tek tip bir kalıba sokmaya çalışıyorsun? Farklı düşünenler olabilir. Bu tür düşünen insanlar için kaldıralım barajı gitsin diyoruz. HDP’yi kapatıp Doğu ve Güneydoğu’yu geri almayı düşünüyorlar. Cumhur İttifakı oyları toplandığında çok geride kalıyor, geçmiş seçimlere bakılırsa. Erken seçime cesaret edememesinin sebebi de bu. Son iki seçimde zaten istediği sonucu alamadı. Şırnak’a Hakkari’ye gittim, o bölgede iki tip insan var. Hayvancılık yapan ama zamanla, ithalat nedeniyle hayvancılıktan vazgeçenler var. Gençlerimiz kaçakçılık yapıyor ve bunu diyorlar açık açık. Silah yoksa, uyuşturucu yoksa, geçiyor gidiyor diğer tarafa. Asker kontrol ediyor, silah uyuşturucu yoksa, devlet izin veriyor. Adamların zaten geçim kapısını kapatmış devlet. Her köyde köy koruyucusu var, 1800 lira maaş veriyor ama AK Parti'ye oy çıkmazsa alırım görevden diyor. Ötekine Yeşil Kart vererek oy topluyor. Oyunu toplayamadığı okumuş, bilgili kesim ya CHP'ye ya da HDP’ye veriyor oyunu. Yıllardır ihmal edildik hala bir şey aşamadık diyorlar. Şırnak’ta bütün kenti yıkmışlar, yüzde 60’ı göç etmiş."

KAMUOYU YOKLAMALARI İYİ DEĞİLSE ERKEN SEÇİME GİTMEZLER
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, erken seçim konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarında seçimi kazanacaklarını düşünene kadar, ya da kendilerine bir kahramanlık yaratana kadar erken seçime gitmezler. İstikrar der, terörü temizlemek der. Yetmezse, darbe gibi konularda kahramanlık yaratmaya çalışırlar. 6 - 7 yıldır esir tutulan ana kuzusu askerlerimizi almaya gittik, tabutlarıyla döndük. Her işin bir uzmanı vardır, bilmiyorsan uzmanına bırakacaksın. Baktığın zaman her konuda kendini uzman görüyor. Kılıçdaroğlmu, bacaklarını titretiyor Erdoğan’ın. Grup toplantısında söyledikleriyle Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın uykularını kaçırıyor. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu korkutamıyor ama kendisi korkuyor. Türkiye’de bir dalgalanma olmazsa, 2023’te olur seçim. Yeni bir kahramanlık hikayesi geliştirirse o zaman harekete geçerler ama ben bu sefer, bu konuda da aldanacağını düşünüyorum! Telefonla yapılıyor bu anketler, benim polis eşim var diyerek doğru bilgi vermiyor. Acaba bir şey olur mu, endişesi hakim. Bu nedenle halk gerçek düşüncesini söylemeye korkuyor. Telefonla yapılan anketle dedikleri gibi sonuç alabilirler ama sandığa gittiğinde gerçeklerle yüzleşecekler. Vatandaş elini vicdanına koyacak sandıkta."

ANDIMIZI, BİZİ KENETLENDİREN BİR ŞEY OLARAK GÖRÜYORUZ
Andımızın okunmasının, Danıştay kararıyla kaldırılmasıyla ilgili görüşlerini de anlatan Bayır, "Bir yandan HDP’yi PKK’lı olmakla suçluyorsun,  bir taraftan Andımız da Türküm cümlesini..." dedi ve ekledi:

"Geçen gün çok güzel söyledi ‘Andımızın hangi cümlesinden rahatsızsınız?’ dedi Genel Başkanımız. ‘Türküm diyebilseydiniz PKK olmazdı. Doğruyum diyebilseydiniz yoksulluk olmazdı. Çalışkanım diyebilseydiniz açlık olmazdı. Küçükleri koruyabilseydiniz tacizler olmazdı. Yurdu, milleti çok sevseydiniz fabrikalar satılmazdı. Siz zaten and içmeyin.’ Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurt dışında Andımız meselesi örnek gösteriliyordu. Birlik ve beraberlik meselesinde andımız büyük bir etkisi olduğu görülüyordu. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları yedi düvele nasıl baş kaldırdılar? Nasıl bir Türk bayrağından bir ulus yarattıysak, bence bizi o  zaman bir araya getiren adımlar, bunların hepsi o kurtuluş savaşının bir parçası ve başarısıydı. Eğer o gün Mustafa Kemal Atatürk bunları başarmasaydı, ki bir çok sistemi de dünyayı inceleyerek kararını almış, aktarmış ve sonra da kendi ülkemizin şartlarına uyarlamış bir insan. O günden bugüne bununla hesaplaşma içinde olanlar yıkmaya çalışıyorlar. Çok denediler ama yıkamadılar.  Yaptıkları her şeye rağmen bugün toplum Atatürk sevdasından vazgeçmedi. Andımız da bu anlamda bizi kenetlendiren bir şey olarak görüyoruz."

BUNCA BAKARKÖR YÖNETİCİ VARKEN, ÇIĞLIK ATMAKTAN VAZGEÇMEYİN
"Bugünkü iktidarın her lafı ayrıştırıyor. Burada aslında toplumu hep geriyoruz, biraz da güldürelim insanları. Bir fıkra var ve bundan çıkarılacak önemli bir de ders var, fıkra şöyle:

"“Yolcular uçağın hemen yanı başında, bavullarını gösteriyorlar. Uçak şirketinin minibüsü yanaşmış, içinden kaptan pilot ile yardımcısı inmiş. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston, kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilot desen, elinde bir tasma, tasmanın ucunda bir köpek. Pilotlar sağa sola çarpa çarpa uçağa binerken yolcularda şafak atmış atmasına da kimse birbirine bir şey sezdiremiyor. İçlerinde "Yok canım, o kadar da olmaz" diyenler çoğunlukta. Kapılar kapanmış, uçak pistte yol almaya başlamış. Uçak hızlanmış, pistin sonu yaklaşmış. Yolcular panikte. Beton pistin bitip çimlerin başladığını gören yolcular, dayanamamışlar, basmışlar çığlığı. Tam o anda kaptan pilot da önündeki levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tekerleklerini yerden kesip havalanınca, kaptan pilot derin bir soluk alıp yardımcısına dönmüş: "Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte geberip gideceğiz!"

Türkiye açısından baktığımızda ülke siyasetinde de bunca bakar kör yönetici varken, siz siz olun çığlık atmaktan vazgeçmeyin. Bu ülke için AKP için pistin sonu geldi, daha çok çığlık atmak lazım."

RANT İÇİN BELEDİYELERİN YETKİLERİNİ ELLERİNDEN ALIYORLAR
"Manisa ve İzmir arasında inanılmaz minibüs rekabeti var. İzmir’de ikamet edip Manisa organizede çalışan kişilerin buradan servislerle Manisa’ya taşınması, Manisa’da ikamet edip de Aliağa’da çalışan insanlar var onun taşınması. Bu  minibüslerin taşımacılığını UKOME komisyonu yapıyor. Bu komisyonda kararı alan büyükşehir belediyeleri. Belediyelerin büyük bir bölümünü iktidar elinden kaybedince ben Ulaştırma Bakanlığı olarak bunlar benim yaptığım karayolunu kullanıyorlar, burada ki söz sahibi hak sahibi ben olayım diyor ve oradaki rant için belediyelerin yetkilerini elinden almış durumda. Bununla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, dava açmış durumda ve büyük ihtimalle kazanacak. Celal arkadaşımız burada bize bir rapor sundu, Büyükşehir bunun için çalışıyor. Zekeriya (Mutlu) Bey ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla da görüşmeler yaptık. Bütün amacımız esnafın pandemiden en az zararla çıkarak çarklarını döndürmesini sağlamak. Ki bu konuda lokanta ve restoranlar inanılmaz derecede yanlış bir uygulamayla yürütülüyorlar. Saat 7’de kapatıyorlar. İnsanlar 5’te işten çıkıyor. Yol yarım saat sürse; yarım saatte balığını mı pişirecek bir kadeh bir rakısını mi içecek? Amaç zaten burada restoranı açmak değil başka bir şeydi bana göre... İşin doğrusu alkolü engelliyorlar. Bütçeyi toparlayan dolaylı vergiler, en çok alkolden alınıyor. Hiç olmazsa saatin 9’a alınması lazım. Esnaf bu konuda pandemi koşullarına uyacak, bunun da garantisi verilmesi lazım. Esnaf buna uyar. Hiç olmazsa 2 saat daha ekstradan açsınlar. Bu adamlar bir senedir zaten perişan oldu. Bir yıldır evlerine ekmek götüremediler."

GENEL BAŞKANIMIZ, GERÇEK NEYSE, ONU DUYMAK İSTİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir ziyaretinde bir vatandaşın şikayeti konusuna da değinen Tacettin Bayır, şunları söyledi:

"Ankara yada İstanbul üzerinden yürüse, burada 2 yıl öncesine kadar  sen vardın deneceği için mecburiyetten İzmir'e yükleniyorlar. Bizim partimiz Adalet ve Kalkınma Partisi gibi replikleri hazırlamıyor. Biz genel başkanımızı direkt halkın arasına sokuyoruz. Vatandaş gördüğünü söyledi diye kızmıyoruz, genel başkanımız da bunu istiyor zaten, gelsin söylesin istiyor. Genel başkanımız gerçek neyse, onu duymak istiyor. AKP gelseydi önceden gidilir senaryo hazırlanırdı. Bütün senaryolar onlarda hazırlanıyor ama CHP’de öyle değil; CHP’de özgürlük var, herkes istediğini söylüyor. Biz de her şey doğaçlama. Doğrusu da bu samimiyetten kaynaklı bir şey."

MUHARREM İNCE'YE: KİMSE SANA İNANMAZ
Türkiye Cumhuriyet’i parlamenter sisteme geçtiğinde bütün partilerin anasının Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna işaret eden Bayır, "Dolayısıyla bütün partiler Cumhuriyet Halk Partisi’nden doğdu. Ondan sonrakilerde de aradığını bulamayıp gitmeleri doğrudur. Giderken partiye hakaret ederek, tabela partisi dersen ben de derim ki, ‘Ey Muharrem! Bu parti seni grup başkan vekili yaptı, cumhurbaşkanı adayı yaptı, defalarca milletvekili yaptı. Şimdi yani sen, ben artık anlaşamıyorum aradığımı bulamadım, istediğim noktaya gelemedim; iki sefer aday oldum, genel başkan olamadım, diyorsun. Giderken de CHP için 'tabela partisi' diyorsun. Kusura bakma, kimse sana inanmaz. Halk siyasetten uzak gibi gözükse de görüyorlar. Bana defalarca telefon geldi, ‘Bu adama yüzde 1 değil, yarım bile oy çıkmaz’ dendi bana. Sonradan doğruyu bulup, biz yanlış yaptık da diyebilirler. Bu yüzden kapıyı tam da kapatmamak lazım. Birbirimizin yüzüne bakabilecek düzeyde cümleler kurmamak gerekiyor."

URLA'DA, MENEMEN'DE YAŞADIKLARIMIZI MİLLETVEKİLLİĞİNDE YAŞAMAYALIM
Tacettin Bayır, önseçimle ilgili görüşlerini şu ifadelerde devam ettirdi:

"Bunun sistemi kurulabilir, fermuar sistemi kurulabilir. Millet ittifakına giren siyasi partiler de kendi aralarında önseçim yapabilir. Biz de yaparız. Bunun adaletli bir matematiği yapılabilir. Önseçimde diretmemin sebebi şudur: Son dönemde, Urla’da Menemen’de yaşadıklarımızı milletvekilliğinde yaşamayalım. Ben her şeye rağmen en kötü önseçimin bile en iyi atamadan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü önseçimden gelen kişi, binlerce kişinin önünde kendini kanıtlayacak, öyle bir tiyatro oynayamaz. 160 bin kişi var İzmir’de partinin üyesi. Bunu iki bölgeye bölündüğünde 80 bin kişi yapar. 80 bin kişinin önünde önseçime girmek, 80 bin kişiyi aldatabilmek, yani sanki partiliymiş gibi görünmek rolü yapmak, çok mümkün değildir. Mutlaka açık verirsiniz. Liyakat, emek, CHP’li olabilmek, 80 bin kişi sıralamayı ortaya koyduğunda inanın ki bu partiye en bağlı, en gönül verecek insanlar seçilir. Benim üçüncü dönemim. Daha yeni 5 yıl doldu ama her şeye rağmen gençlerin önünü açalım. Örgütün kantarına çıkalım, örgüt ne tartarsa doğru tartar. Örgüt beni 10’uncu sıraya koyarsa başımın üstünde yeri var. Milletvekili değil sadece herkesin önseçimle seçilmesini talep ediyorum. 60 yaşında bir insan olarak 38 yılımı doldurdum. Bu kadar zaman sonra ben takım elbise giyip genel merkezde ceket ilikleyemem. Seçmeyeceklerse seçmesinler. Bütün arkadaşlarımın önseçim isteyeceğini düşünüyorum. Bazı arkadaşlarım genç, biz doyuma ulaşmış olabiliriz, daha bu partiye çok emek verebilecek kişiler bunu söylemeyebilirler. Hem önseçime hazırlanıyordur hem de genel merkezle ilişkilerini iyi tutmaya çalışıyor olabilir."