GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İnşaat/Emlak
27 Mayıs 2024 Pazartesi 13:02

Büyükşehir’in eski bürokratından Ekoköy çıkışı: Ekolojinin içini boşaltıyorlar!

Foça’daki Ekoköy projesini eleştiren Hasan Topal, “Mutlaka korunması gereken alanları Ekolojik Köy, Eko Turizm gibi söylemlerle yapılaşmaya açmak, ekoloji biliminin sürdürebilirliğinin içini boşaltmaktan, yozlaştırmaktan öteye bir şey ifade etmez” dedi. Topal, Foça Belediye Başkanı Fıçı’nın “yıkılacak” dediği Ekoköy’deki yapıların, yürürlükte onaylı bir imar planı yoksa, pekala yıkılabileceğine vurgu yaptı.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin eski Başkanı, İzmir Büyükşehir’in geçmiş dönem Genel Sekreter Yardımcısı Mimar Hasan Topal, Foça’da İZSİAD tarafından “Ekolojik Tarım Turizmi” adı altında hayata geçirdiği projeyi değerlendirdi. Ekoloji ve sürdürülebilirlik kavramlarının içinin boşaltıldığını öne süren Topal, “Yapılaşmaya açılmaması, mutlaka korunması gereken ve aslında yaşam destek sistemlerimizi oluşturan alanları ‘’Ekolojikköy, Ekoturizm, Yeşil Bina, Temiz Enerji, Temiz Sanayi’’ gibi söylemlerle yapılaşmaya açmak, ekoloji biliminin de sürdürülebilirliğin de içini boşaltmaktan, değersizleştirmekten, yozlaştırmaktan öteye bir şey ifade etmez” eleştirisini getirdi.

RUHSATA AYKIRIYSA, BAŞKAN O YAPILARI MÜHÜRLEYEBİLİR, YIKABİLİR
Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne taşınan Ekoköy tartışmasına “O yapılar yıkılacak” ifadesini kullanırken, Hasan Topal, “Bir uygulama, yürürlükte onaylı imar planı olmadığı sürece, o yapı mühürlenebilir, yıkılabilir. Buna hiçbir yasal engel yoktur. Varsa bir plan, o plana uygun hale getirilir. Plana işlemek diye bir şey var. Fakat planla, plana işlemek aynı şey değil. Bir şeyi kitabına uydurup plana işlerseniz, o olmaz. Birileri bir yeri yapılaşmaya açmak üzere plan yaptırıyorsa, bunun tüm plan ölçeklerine uygun olması lazım. Foça, Özel Çevre Koruma Bölgesidir. Sadece kıyıya değil, Foça’nın tüm bölgesine bu duyarlıkla bakılmalı. Ekoköy için onaylanmış bir plan yoksa, ruhsata aykırıysa, Foça Belediye Başkanı orayı mühürleyebilir, yıkabilir” ifadelerini kullandı.

O İFADELER, DEĞERLERİ ALANLARI YAPILAŞMAYA AÇMANIN CİLASI OLUYOR
Foça’da 510 dönüm arazi üzerinde ‘Hayallerinizin ötesinde bir köy sizi bekliyor’ başlığı ile satışa çıkartılan Ekoköy ile ekolojik tarım turizmi tartışmaları devam ediyor. Bugün, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun gönüllü danışmanlığını yapan eski bürokrat Hasan Topal, sosyal medya hesabından, “'Ekolojik, sürdürülebilirlik'' gibi kavramlar içi boşaltılarak popüler kültürün beğeni ve pazarlama aracına dönüşünce, tarım alanları, meralar, doğal çevre vb. potansiyel yaşam destek sistemlerinin tahribatı için bir araç haline getiriliyor.
Ekolojik köy, ekolojik tarım, sürdürülebilirlik mutlaka korunması gereken değerli alanları yapılaşmaya açmanın cilası oluyor. Doğal kültürel çevre, peyzaj vb. değerler kimin umurunda şeklinde bir çıkışta bulundu. Topal, Egedesonsöz’e yaptığı değerlendirmede, bu ifadelerin açılımını yaparken, Ekoköy gibi projeleri de eleştirdi:

O PROJELER VE YAPILAR, EKOLOJİK KAVRAMIYLA SÜSLENEREK PAZARLANIYOR
“Son yıllarda ülkemizde, bölgemizde ve şehirde aslında o yerde yapılmaması gereken pek çok proje, yapı, tesis vb. yatırım “Ekolojik, sürdürülebilir, yeşil’’ gibi kavramlarla süslenerek pazarlanıyor. Toplum yanıltılıyor. Dünyanın ve insanlığın geleceği için çok değerli anlamı, içeriği olan ve toplumların ortak hedefi olması gereken ekoloji ve sürdürülebilirlik kavramları, içi boşaltılarak, popüler kültürün beğeni ve tüketim nesnesi ve pazarlama aracı olarak sunuluyor. Sürdürebilirlik; insanın ve canlıların ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını yok etmeden karşılamak olarak tanımlanabilir. Sahip olunan kaynakları hoyratça tüketmeden, kirletmeden, bozmadan geleceğe taşıyabilmek de denebilir. Doğadan gıdaya, enerjiden çevreye, kentleşmeden endüstriye yaşamsal faaliyetlerin tümünü kapsayan bir kavramdır. Ekoloji; doğa ve çevre bilimi olarak tanımlanabilir, canlıların hem kendi aralarında hem de çevreleriyle olan ilişkileri kuran ekosistemleri oluşturur. Ekosistemler, tüm türler için yaşamı destekleyen işlevleri ayakta tutar, yani ekosistemler, insan ve canlılar için bir yaşam destek sistemleridir. Ekosistemler bozulduğunda, zarar gördüğünde bütün türler ve yaşam zarar görecektir. Ekolojiklik kavramı da doğayı, çevreyi, ekosistemi koruyan, gözeten ve bulunulan ekosisteme uygunluk olarak tanımlanabilir.”

BU TÜR YAPILAR, TARIMSAL ÜRETİM PROJESİ DEĞİLDİR
Yapılaşmaya açılmaması gereken tarım alanlarının, meraların, ormanların, kıyıların, sulak alanların, makilik ve fundalıkların, derelerin, göllerin, başlarına “Ekolojik”, “Yeşil” ve “Sürdürülebilir” ifadesi kondurularak konut, sanayi, turizm, enerji yatırımlarının yapıldığına işaret eden Hasan Topal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm buraların, yürürlükte bulunan planların ana kararlarına uygun olmadıkları halde yapılaşmaya açılması, doğanın, çevrenin, tarihin, ekosistemin tahrip edilmesidir, toplumu aldatmanın çarpıcı göstergeleridir. mera alanlarının, ekolojikköy adı altında yapılaşması, yapılaşmaya açılması, arazinin doğal yapısını bozmayan, ekoloji duyarlı, çok sınırlı yapılaşma içeren bir kırsal yerleşme planlaması ve tarımsal üretim projesi değildir. Örneğin yeşil alanlarda yapılmaması gereken büyük binalar ve tesislerin çatıları yeşillendirilince sürdürülebilirlik değildir. Örneğin ekoturizm adı altında, aslında özenle korunması gereken alanlar, turizm ve konaklama tesisleri için yapılaşmaya açılması ekolojik ve sürdürülebilirlik değildir. Bütün bu yanlışlıklar çoğunlukla yürürlükte bulunan İl Çevre Düzeni Planlarına ve İl Nazım İmar Planlarının ana kararlarına uygun olmayan şekilde yapılıyor, yapılmaya çalışılıyor. Bir başka ifade ile planların ana kararları deliniyor, bir başka biçimiyle plansızlık sürüyor denebilir. Bütün kurum, kuruluş ve kişilerin, doğal kültürel değerlerimize, yaşam güvencemiz olan yaşam destek sistemlerimizi oluşturan tarım, orman, mera, dere, kıyı, göl, dağ, ova, zeytinlik vb. kaynak alanlarımıza saygılı ve duyarlı olmaları ve planlı gelişmeyi benimsemesi gerekiyor.”