GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
12 Nisan 2016 Salı 08:25

Başbakan’ın ‘CHP İzmir’ iddiasına ilk tepki: Manipülasyon yapıyor!

CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aksünger, ‘Kimlik bilgileri CHP İzmir’den sızdı’ sözlerine yanıt verdi, seçim denetimini yok etmek için yapılan bir manipülasyon olduğunu söyledi.

Gökhan KOÇ/EGEDESONSÖZ – Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı TV programında kimlik bilgilerinin sızdırılması hakkındaki açıklamaları gündemde bomba etkisi yarattı.

Davutoğlu, bilgilerin CHP İzmir üzerinden ele geçirildiğini açıkladı. Davutoğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “2009 yılında ana muhalefet partisinin bir vilayetteki temsilcilerinin bu bilgilere ulaştığı ortaya çıkıyor. Genel merkeze veriliyor onlar da teşkilata aktarıyor. Eski bir milletvekili ile ilgili de yargı süreci işliyor. Bu veriler başka şekilde dışarı da çıkıyor. Devletin herhangi bir mekanizmasından çıkmış değil. Kendi aralarında çalışırken yayılması… Devletin güvenlik sıkıntısı yok. Ama maalesef YSK’nın yasal olarak zorunlu olduğu için CHP Genel Merkezi’ne, genel merkezden İzmir il teşkilatına gönderilmesiyle bilgiler sızıyor.”

Davutoğlu’nun açıklamalarına CHP cephesinden ilk yanıt Bilişim Uzmanı, CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger’den geldi.

Aksünger, Davutoğlu’nun sözlerini ‘manipülasyon’ olarak değerlendirdi. Aksünger, “Bu bir manipülasyondur… Sebebi şu… Emniyet 27 Temmuz 2010’da 7 ilde operasyon düzenleyerek onlarca kişiyi gözaltına aldı. Açılan davada 12 kişi bu sebepten hüküm giydi… Yani yargı bunu kimin yaptığıyla ilgili kararı vermiş… Seçimleri denetimden uzaklaştırmak için CHP’yi adres gösteriyorlar. Çünkü şuan seçimi denetleyebilecek en iyi sistem CHP’de var. Mesnetsiz bir iddia” dedi.

Aksünger, Davutoğlu’nun ‘eski bir milletvekili’ ifadesiyle CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı’yı kastetmiş olabileceğini de belirterek, “Ancak Emrehan Bey, 2009 yılında böyle bir sistemi açmadı, 2013 yılında bizim sistemimiz açıldı. 2010 yılına bu konuda kurumlara güvenlik sertifikası veren bir firma vardı. O sertifika bu bilgiler konusunda o kurumların güvenilirliliğini ortaya koyuyordu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yanlışlıkla verdi. KKTC iade etti, ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi bir yıl süreyle bu bilgileri kullandı. İnsanların kişisel bilgilerine ulaşıyordu. Başbakan onu da dile getirsin" diye konuştu.

"SIZDIRILAN BİLGİLER DAHA KAPSAMLI"
Öte yandan DHA’ya konuşan ve 2011 yılında CHP'de Bilişimden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Emrehan Halıcı, şunları söyledi: "Siyasi partiler kendi örgütüyle seçmenin adı, soyadı, hangi sandıkta oy kullanacağı, kendi binasında başka hangi isimlerin seçmen olarak göründüğü bilgilerini paylaşıyor. Biz 2013 yılında bunu yaptık. Ancak sızdırılan bilgiler vatandaşların annesinin kızlık soyadı, adresi gibi bilgiler olduğuna göre siyasi partiler dışına kişi ya da kurum tarafından sızdırılmış olabileceği fikri bende uyanıyor. Eğer bu bilgiler 2008- 2009 yılına aitse siyasi partilerdeki biri tarafından sızdırılmışsa ve yeni olmuşsa siyasi partilerde bu bilgiliren en son hali var, neden o yılları paylaşsın. Bu da soru işareti. Başbakan'ın elindeki bilgiler bende yok ama somut bir kişiye ulaşılmış ise daha detaylı açıklama gerekir, Bu bilgiler birçok kurumda var. İçişleri Bakanlığı'nın MERNİS projesi'nin bilgileri bunlar. Bunun hemen somut bir sonuç çıkmadan siyasi partilerle ilişkilendirilmesini doğru bulmuyorum. Hepimizi endişenlediren bir gelişmedir bu. Bu kuşku nedeniyle bundan sonra siyasi partilere bu tür bilgilerin verilmemesi yaklaşımı son derece yanlış olur. 2007 yılından itibaren seçimlerle ilgili ciddi güven tartışması oluştu. Hayali seçmenler, ölülere oy kullandırılması, taşıma seçmen gibi çok ciddi soru işareti yaratılmıştı. Uyguladığımız e- seçmen ile 2011 yılından itibaren bu dedikodular en aza indi. Bu uygulama YSK tarafından da kullanılmaya başlandı. AKP de benzer uygulamalar yaptı. Bu durum seçim güvenliğine katkı koyan bir gelişmedir. Kazananın başarısına gölge düşmememesini sağlar. Bu tablodan geriye dönülmesiyle seçmen bilgilerinin seçim güvenliği ile ilgili ciddi tartışmalar olabileceği konusunda uyarmak istiyorum. Bilgilerin sızdırılması kabul edilebilir değildir. Kim sızdırdıysa gereken araştırma kavuşturma yapılmalı. Teknolojinin bu kadar ilerlediği bir ortamda şeffaflık bu kadar önemli iken yasaklarla dolu uygulamaya dönmek kabul edilebilir değildir. Hükümeti bu konuda duyarlı olmaya davet etmek isterim."