GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
18 Eylül 2023 Pazartesi 13:37

Araştırmacı Yaldız’dan İzmir kongresi için panorama… Soyer için ‘birinci çinko’

İntegral Araştırma Koordinatörü ve Gazeteci Ümit Yaldız, CHP İzmir İl Kongresi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kurultay sürecinin bir bütün olarak yorumlanması gerektiğinin altını çizen Yaldız, süreci tombala oyununa benzetti. İl Kongresi’nde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kazanan taraf olduğunu kaydeden Yaldız, kongre salonunda yaşanan kavgayı kurgu olarak yorumladı. Yaldız, kavga ile kongrenin ertelenmesinin amaçlandığını da vurguladı.

EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü ve Gazeteci Ümit Yaldız, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Programın gündeminde olaylı CHP İzmir İl Kongresi vardı.

Ümit Yaldız, kongrenin kazananları ve kaybedenleri konusunda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Kongreyi tombala oyununa benzeten Yaldız, kurultay sürecini bir bütün olarak yorumlanması gerektiğinin altını çizdi.

LAFI BÜKMEYE GEREK YOK, MÜCADELENİN AMACI ADAYLIK!
Yaldız kongrede yaşananlarla ilgili yaptığı değerlendirmede  “Özgür Özel’in adaylığı İzmir’de kavga sebebi olamaz. Kavgaların temelinde yerel seçim öncesi pozisyon almak var. Bu kongreyi alanlar yerel seçimde 1-0 öne geçmiş olacaklar. Eskiden yılbaşlarında tombala oyunu oynanırdı. Tombalada üç aşama vardır. 1’nci çinko, 2’nci çinko, üçüncüsü ise tombaladır. Soyer birinci çinkoyu yaptı. MYK yada PM’ye birilerini sokarsa 2’nci çinko olur. Adaylık ise tombala olur. Teşbihte hata aranmasın ama maçı bitirmenin birinci ayağı budur. Belediye başkanları ve adayları açısında da bu bir mücadeleydi. Bornova’da mahalle delege seçimlerinden itibaren bu yaşandı. Olgun Atila ile Mustafa İduğ semt semt çatıştı ve ortada ilçe yönetimi belirlendi. İduğ, kurultay delegesi değil ama Olgun Atila kurultay delegesi. Yani onun için de birinci çinko bu… Utku Gümrükçü’nün de Abdül Batur’un da Tunç Soyer’in de mücadelesi budur. Yeniden aday olmak istiyorlar ve adaylık için il kongresi kritik önem taşıyor. Lafı bükmeye gerek yok. Mücadelenin sebebi budur. Herkes kendi koltuğunu, gücünü, pozisyonunu koruma derdinde… Yerel seçim öncesi kongrelerde yaşanan gerginliğin nedeni budur. Bu kongreyi diğerlerinden ayırmak mümkün değil. İl başkanlığına hakim yapı belli ve bariz… Büyükşehir ve ilçe başkan adaylarının belirlenmesinde, kurultayın belirlenmesinde bu kongreler etkili olacaktır. Kurultayın sonucu da burayı etkileyecektir. Bunun dışındaki her şey laf-ı güzahtır” dedi.

KAVGA KURGUYDU, AMAÇ KONGREYİ ERTELETMEKTİ
Salonda yaşanan gerginliği kurgu olarak niteleyen Yaldız, “İddialı olacak ama kongre salonunda yaşananlar kurgudur. Aynı sloganı atan gençlerin aniden birbirine girmesi, ortalığı karıştırmalarının altında İzmir kongresini erteletme amacı yatıyor idi. Bunu 1-2 gün önce duydum. Ertelenerek zaman kazanılıp buradaki atmosfer değişecek, Aslanoğlu’nun adaylığına bir soru işareti yaratılacaktı. Ankara’da bir takım milletvekilleri, belediye başkanları, hatta büyük ilçelerin belediye başkanlarının ‘Aslanoğlu’nun hakkında iddia var, istemiyoruz’ dediklerini duydum. Engin Özkoç, Ednan Arslan, Deniz Yücel ile birlikte ‘Aslanoğlu aday olmasın’ diye Kılıçdaroğlu ile görüştüler. Sonrasında Sayın Kamil Okyay Sındır ismi öne çıktı ve bir dizi gelişme oldu. Mesele Aslanoğlu değil. Kaç yıllık bir figür ki kendisine tavır olsun? Buradaki konu Aslanoğlu’nun arkasındaki siyasi güç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve başkanın etkileyeceği ilçe belediye başkanları. Aslanoğlu’na karşıyız diyenlerin dilinin altındaki bakla Soyer’e karşıyızdır. Bu kavga verildi, bu çatışma salondaki münakaşanın sebebidir. Aslanoğlu, hasbelkader Heval Savaş Kaya tarafından desteklenmiş ve siyasete girmiş bir figürdür. Balçova Belediye Meclis üyeliği dışında tanımıyoruz. İzmir siyasetinde kısa sürede aktör oluşan Aslanoğlu’na karşı neden bir cephe oluşsun? Cephe ona karşı değil. Onun ötesine bakmak lazım. Asıl kavga oydu ve salonun karışmasının temel nedenidir” açıklamasını yaptı.

CHP’DE HER AN HER ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Kurultaydaki tablonun netleşmesi ile rüzgarın tersine dönebileceğini kaydeden Yaldız, “daha alınacak yol var. Kurultaya bakmak lazım… İstanbul, Ankara nasıl şekillenecek? Rüzgar bir anda CHP’de ters döner. 25 yıldır kesintisiz gazetecilik ve son 7-8 yıldır araştırma sektörünün içindeyim. 2009’da Deniz Baykal’a İzmir delegelerinin tamamının imza verip ertesi gün Kılıçdaroğlu’na imza verdiklerini biliyoruz. CHP’de her şey her an değişebilir. Kazanmış gibi görünenler birinci çinko ile kalabilirler” şeklinde konuştu.

KENDİ İLÇENDE BLOK, KONGREDE ÇARŞAF İSTEYİP HIR-GÜR ÇIKARDILAR
Kongrede yaşanan çarşaf liste-blok liste tartışmasına değinen Yaldız, “Çarşaf liste aleyhine söz alan Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin konuşma yaptı. Çarşaf listeyi savunsam beni etkilerdi. ‘Hangimiz bu salona çarşaf liste ile geldi?’ dedi. İlçeleri blok liste ile yapıyorsun burada çarşaf liste istiyorsun. Çarşaf liste uygulaması Kılıçdaroğlu döneminde uygulanmaya başlandı. Blok yapılan kurultaylar, kongreler de oldu. En demokratiği çarşaf listedir, tamam. Ama sen kendi ilçende paşa paşa blok liste ile seçilip kongrede çarşaf liste isteyip hır gür çıkarıyorsun. Bu kavgayı ilçende de versen sana şapka çıkarırdım” dedi.

ÖZEL’İN ÜSLUBU SAĞLIKLI DEĞİLDİ
Genel başkanlığa aday olduğunu ilan Özgür Özel ile Kılıçdaroğlu lehine slogan atan gençler arasında yaşanan tartışmaya da değinen Yaldız, “Siz oy vermezsiniz, Özgür Özel ile aynı yolda yürümezsiniz. Ancak hali hazırda partinin grup başkanı… Ele güne karşı o nezaketin yapılmaması lazımdı. Onun da bu çiğlikle konuşmaması gerekirdi. Henüz genel başkanlık kıratında olmadığını gördü. Sağlıklı bir üslup değil, henüz Özgür Özel olmamış. Ancak sayın Özel’e de yapılan doğru olmamıştır” ifadelerini kullandı.

KAZANANLAR-KAYBEDENLER…
Aslanoğlu’nun kongre listelerini yorumlayan Yaldız, kongrede kazananların ve kaybedenlerini olduğunu belirterek “Listeyi daha çok sadakat listesi olduğunu görüyorum. Kılıçdaroğlu’na en sadık İzmir listelerindi biri olduğunu söyleyebilirim. İsim isim incelendiğinde böyle bir fotoğraf çıkıyor. Tunç Soyer birinci çinko yaptı, MYK için Rıfat Nalbantoğlu, MYK ve PM için Mahir Polat birinci çinko yaptı diyebiliriz. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’nun ilçesinde kongre kaybetse de genel başkan tarafından kurultay delegesi olarak önerildiğindi duymuştum. Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ için de duymuştum. Ancak kentteki basınç sebebiyle olmadı. Heval Savaş Kaya’nın adaylık iddiası var. Belki Konak, Karabağlar, hatta Buca… Heval Savaş Kaya, Buca siyasetçisiydi, oradan Karabağlar’a geldi. Konak’tan da il delegesi oldu. Kazananlarda biri de odur. Murat Bakan’ı da kazananlara yazanlar var, kendisini bence bir sonraki tura kendi saklıyor. Sayın İmamoğlu’na, Özel’e açık destek veriyor. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur yine kazandı diyebilirim. Batur hakkında aslında yakın tarihte ortaya atılan iddialar vardı. Ruhsatlandırma işlemleri üzerinden Erdoğan’a yakın şirketlerle ilgili iddialar vardı. Buradan sorun yaşayacağı söyleniyordu. Bunlara rağmen iki listede vardı. Batur siyaseten İzmir’in en yetenekli isimlerindendir. 30 senedir belediye başkanlığı yapıyor. En büyük handikapı da odur. 6 dönem vekillik meseleleri tartışılıyor partide… Birinci çinkoyu yaptı ama iş tombalaya gitmeyebilir. Bana göre Tuncay Özkan’ın da kaybettiğini düşünmüyorum. Gümrükçü dışında Ekrem Oran, Erhan Kılıç, çeşitli ilçe başkanları var. Bir ayağı Özkan’da olan isimler var. Şakir Başak’ın Tuncay Özkan ile siyaseten yollarını ayırdığı biliniyor. Özkan’ın özgür iradesine bırakılsaydı Şakir Başak derdi. Oyunu bozmak isteyen taraftı. Buna rağmen vitrinde görünen iki-üç ismin kurultay listesinde olması onun açısından kazanımdır. Ayrıca üst kademeden Engin Özkoç’un varlığı ve Tuncay Özkan’a desteği yadsınamaz. Direk cepheyi derinleştirmemek için siyaseti kurgulayanlar Özkan ile görünen isimleri dışlamadık demek için yazmışlardır. Özkan’ı kaybedenlere yazamadım, kazananlarla kaybedenler arasında bir yerde… Üç kadın belediye başkanı yazılmadı. Başarı, başarısızlık kriter midir? Balçova Belediye Başkanı’nı başarılı bulurum, diğer ilçelerde de durum benzer. CHP’de kadın belediye başkanı olmak ciddi handikaplar barındırıyor. Kongre sonrasında kadın belediye başkanlarının yokluğu üzerinden değerlendirmeler yapıldı. Ben bu yorumlara ek olarak bir önceki dönemde iki kadın belediye başkanı daha vardı. Hem Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş hem Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar’ın ikisi de belirli başarı skalasının üzerindeydi. Üzerleri yerel seçimde çizildi ve itiraz edilmedi. Kadın siyasetçileri çok kolay harcayan partidir CHP… Yerel seçim öncesinde kadın belediye başkanları için bir uyarıdır da bu durum. Aklıma takılan detaylardan biri de bu. Kadın belediye başkanlarını değil il delegesinin hanımının yazılması söz konusu… Kadın siyasetçilerle ilgili kolay harcayabilir tutum var parti içinde… Üstünün çizilmesi hak ediliyorsa tamam… Ama 3’te 0 olmamalıydı” değerlendirmesini yaptı.

GÜMRÜKÇÜ ŞU ANLIK KAYBEDENDİR AMA…
Kongrede çıkan olayların arka planında Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü olduğu yönündeki iddiaları yorumlayan Ümit Yaldız, “Çiğli’de de kaybeden taraftaydı. Çiğli’de çarşaf istediyse burada da isteme hakkı vardır. Gümrükçü’yü kongre için kaybedenler listesine yazarım. Ancak Gümrükçü kaybederken de kazanan bir siyasi aktör… Böyle bir geçmişi var. Sayın Gümrükçü’nün 8-10 yıllık periyotta hep bir yere aday olduğunu hatırlıyorum. Bir yere mutlaka adaydır. İl başkanlığına, büyükşehir grup başkanlığına, kurultay delegeliğine, hatta büyükşehire aday… Bir yerde frene basması lazım sanki… Düşünmeden, durmadan yürüyor sanki… Sürekli olarak ilçesinde örgütle münakaşası var. Ne istiyor, ne yapmak istiyor karar verilmesi lazım. Kongredeki kavgada eğer bir aktörse bu dönem için işi birmiş demektir. Sonuç itibariyle dikkat çekti, kendisini konuşuyoruz. Bir sonraki sürece bu döneme itiraz eden bir siyasetçi olarak yazıldı. Bu il başkanına, büyükşehir belediye başkanına itiraz etmiştir. Şu anlık kaybedendir ama bir sonraki dönem tekrar topu önünde bulabilir İzmir siyasetinde… Kavgayla ilgili Kamera kayıtları vardır, parti kurumsalı bundan şikayetçi olabilir, olay polislik de olabilir. Parti dışından partili olmayan birileri getirilmişse parti burada hukuki olarak sürece girebilir. Parti ile alakası olmayanlar kongre salonuna nasıl girer? Dingo’nun ahırı gibi herkes konuşmacıların önüne yürüyebiliyor mu? Demek ki birileri birilerine belki sahte kartlar oluşturdu. Belki daha büyük organizasyon ile karşı karşıya CHP… Büyükşehir belediye başkanının salondan çıkarılması, il başkanının yumruk yemesi ile ilgili iddialar var.” dedi.

KILIÇDAROĞLU, İZMİR KONGRESİNE GELMELİYDİ
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir Kongresi’ne gelmemesini eleştiren Yaldız, kongre salonunda yaşanan kavganın kurgu olduğunu belirterek “Kongreler, CHP gibi demokrasiye nefes verdiren partiler için önemlidir. Genel başkanın İzmir’e gelmemesi ne demek? Yani Özgür Özel’in geldiği yere Kılıçdaroğlu’nun gelip mekanın sahibi ve parti başkanı olarak oradaki rüzgarı değiştirebilirdi. İzmir’e bir misyon yüklenmişti. Kongrenin İzmir ile başlanmasının nedeni İzmir’den Kılıçdaroğlu’nu destekleyen bir yapı çıkacak, ülkeye bu yapı öncü rol üstlenecekti. İzmir kongresindeki durum ortada… Her yerde kavga oldu sonrasında… Amaçları kavgalı kongre ise başardılar” şeklinde konuştu.