GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
12 Şubat 2024 Pazartesi 12:52

Araştırmacı Yaldız’dan İzmir'in 31 Mart'ı için panorama: Soyer'in hamleleri, İYİ Parti'de ivme, CHP'ye 'çoklu aktör' uyarısı!

Gazeteci, Araştırmacı ve Bir TV Genel Müdürü Ümit Yaldız, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi kentteki politik atmosferi değerlendirdi. Yaldız, üç parti dışındaki diğer partilerin adaylarını duyurmasının sonucu etkileyebileceğini söyledi. Yaldız ayrıca CHP, AK Parti ve İYİ Parti’deki gelişmeleri de yorumladı.

EGEDESONSÖZ – Gazeteci, Araştırmacı ve Bir TV Genel Müdürü Ümit Yaldız, Sonsöz TV ekranlarında Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Programın gündeminde 31 Mart Yerel Seçimleri vardı.

Araştırmacı Yaldız, CHP’deki aday belirleme sürecinin sahaya yansıması, AK Parti’nin konumlanışı ve İYİ Parti’nin CHP’den yaptığı sürpriz transferlerin seçim sonucuna etkisi, DEM Parti’nin aday çıkarmasının olası sonuçlarına ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu.

İZMİR’DE KARTLAR YENİDEN KARILACAK
CHP’de reaktif ve duygusal bir süreç yaşandığını söyleyen Yaldız, “CHP seçmeni olan bitenin ne kadar farkında? Bizim de bilmediğimiz bir konu. Ancak araştırıyoruz. TİP’in, DEM Parti’nin aday çıkaracağının söylendiği, Saadet ve Demokrat Parti’nin aday çıkardığı bir durum var İzmir’de… İzmir için kartların yeniden karılacağı bir dönem görüyoruz. Cumhur İttifakı’nda bir Yeniden Refah Partisi bir ileri bir geri yapıyor. Ancak çok büyük değişkene sahip olacağını düşünmüyorum, yüzde 1’de kalacaktır. Pek çok aktör YSK takvimine kadar adaylar çıkarabilir. Öyle adamlar vardır ki partisi küçük olabilir. Örneğin Çeşme’de Ekrem Oran. Ekrem Oran gideceği partiye güç katabilir. Eğer YSK’ya partiler adaylarını ilan ettikleri an acilen karar vermişlerse ve ilçe seçim kurulu adayı kesinleştirmişse zaten başka partiden aday olunamıyor.  Aday adayı partisinden adaylık dosyasını çekerse başka partiden aday olabiliyor. İlçe seçim kurulu partinin adayını kesinleştirmişse o ilçeye başvuran aday adaylarının başka partiden aday olması mümkün değil. Ancak bağımsız olabilirler. Bu süreçleri CHP birçok ilçede hızla yürüttü ve netleştirdi. Buca'da Suat Nezir dosyasını geri çektiği içini İYİ Parti'den aday olabildi. Pek çok noktada CHP hukuki anlamda bu çalışmalarını yürütüyor. Deniz Yücel ve Murat Bakan bu süreçleri iyi biliyor. Özellikle Murat Bakan 2014 yılındaki küskünler süreci iyi biliyor. YSK takvimini beklemeden CHP birçok ilçede kesinleştirmeleri bitirdi” açıklamasını yaptı.

CHP ÇOK ŞEYE GEBE
CHP’de adayların YSK’ya bildirileceği tarih olan 20 Ocak’a kadar aday değişimleri yaşanabileceğini söyleyen Yaldız, “Bugün PM var CHP'de ve  Karaburun adayının değişme ihtimali yüksek. Menderes'te ya da başka yerde endişelerin olduğu ilçelerde düzenleme olması mümkün CHP'de. İtirazın olmadığı yer neredeyse yok. CHP, büyükşehir belediyesi ile 19 belediyesinin kurumsal desteğinden uzak, muhaf bir seçimde seçime girmek zorunda...” açıklamasını yaptı.

KILIÇDAROĞLU'NUN SOYER'E OLAĞANÜSTÜ KURULTAY SÜRECİNDE GENEL BAŞKANLIĞI VERECEĞİ ÖNERDİĞİ KONUŞULUYOR
Soyer’in siyasi mağdura dönüştürüldüğünü söyleyen Yaldız, “Bazı belediye başkanları aday gösterilmese de adaylara sahip çıkar ancak kendi aday olmuş gibi olabilir mi? Belediyenin tüm gücünü sahaya yansıtması mümkün olabilir mi? Kimi ilçelerde başka parti adayları ile daha yoğun çalışacak CHP'li başkanlar. Çok şeye gebe İzmir. Tunç Başkan'ın Paris'te yürüttüğü bir uluslararası görev var.  İzmir'de ‘Soyer kalsın’ eylemleri yapılıyor. Bunlara baktığımızda azımsanmayacak bir çoğunluk var. İlginç... Değişmesi çok uzak ihtimal ancak bunu son ana kadar çıkmadık candan umut kesilmez düşüncesi ile CHP İl Binası önünde eylem yapılma meselesi var. Bu süreç içinde İYİ Parti, Memleket Partisi gibi önemli bir etken olarak CHP karşısında duracak. Soyer kırgınları, küskünleri diye bir grup oluştu. Soyer siyasi mağdura dönüştürüldü. Öyle ya da böyle CHP ve İzmir siyasetinin bir aktörü olmayı sürdürecek. Bugün değilse yarın CHP kurultayında olur, erken seçimde başka bir görev olur bilemem ancak Soyer, Kocaoğlu gibi Urla'daki evine dönüp inzivaya çekilmeyecek gibi duruyor. İzmir'de bir ofis açacak Kılıçdaroğlu gibi. Kılıçdaroğlu'nun Soyer'e olağanüstü kurultay sürecinde genel başkanlığı vereceği önerdiği konuşuluyor. Genel başkan adayı dahil tüm bunlar konuşulurken CHP'nin adayına  destek vermeme, gönülsüz durma tavır var.Soyer bir yanlışın düzeltilmesi konusunda mesajlar veriyor” ifadelerini kullandı.

SOYER, AK PARTİ’DE OLSA İHRAÇ EDİLİRDİ
Soyer’in Ankara temaslarını yorumlayan Yaldız, “Cemil Bey’i Tunç Bey hala içine sindirilmiş değil. Adayı reddediyor ve itirazları var. Tüm bunlar konuşulurken CHP genel merkezi Ankara’ya davet adımı yaptı. ‘İzmir'de pabuç pahalıya gidiyor’ dedi ve CHP Genel Merkezi Soyer'i Ankara'ya davet etti. Soyer'e vaatte bulunulduğunu öğreniyoruz. Pratikte bir görev önerisi var. ‘AB düzeyinde bizim danışmanlığımızı yap’ deniliyor kendisine. Hatta bir adım ötesinde olası kurultayda bir üst görev genel başkan yardımcılığı düzeyinde görev öneriliyor diye duyuyoruz. Soyer'in normal şartlarda öneriyi kabul etmesi beklenir. Özel ve Soyer ilişkisi kötü başladı.Soyer’in siyasi tercihlerinin burda rolü ardır. Aslanoğlu'nun 3'üncü kattan 1'nci kata inip genel başkan adayını karşılamamış olması Soyer'e yazıyor. Özel'in il kongresinde yuhalanması Soyer'e yazıyor. Kızının düğünü meselesi Soyer'e yazıyor. Sonrasında kurultayda net Kılıçdaorğlu'nun yanında durması Soyer'e yazıyor. Genel Başkan Özel'in kurultay salonunda kalmadığı bir realite. Bu tüm Büyükşehir adaylarına yansımış şekilde...Böyle başlamış ve devam eden, kurultay sonrası ‘ödül yok, ceza yok’ dedi. İlk demeç olarak ‘İstanbul, Ankara, Aydın’ başarılı dedi, diğer illerde anket yapacağız’ derseniz İzmir başarısız demek olur. Gün aşırı ‘anket yapacağız’ diyen Soyer'i aşağıya çeken CHP, kendi ayağına sıktığı bir süreç yaşadı ve kırgınlığı arttırdı. Süreç normal ilerleseydi, kurultayda net durdunuz,biz de net durduk bir dönem ara verelim, sonraki turda yine beraberiz gibi ara formülle süreç olması gerekiyordu. PM'den 5 dakika önce sizi değerlendirmeyeceğiz deyip öfkeyi daha da büyüttü. Tunç Bey bunları kabul etmediğini kendi de açıkladı. CHP tarihinde bir partiliye geçişte başkanını görev verdiği ve bu görevin kabul edilmediği tek vakadır. Düşünün AK Parti'de Erdoğan bir belediye başkanını çağırıyor ve ‘danışman yapayım seni’ diyor, o kişi de ‘hayır’ diyor. Büyük ihtimalle memleketine dönene kadar partiden ihraç edilirdi. Gömleğin 1 düğmesini yanlış iliklersen hepsi yanlış gider” dedi.

TUGAY VAATLERDE DAĞ’I TAKİP EDİYOR
Yerel seçimlerde iki kutup yerine çok daha fazla aktörün sahada aday olarak çalışacağını hatırlatan Yaldız, CHP Adayı Tugay’ın AK Parti Adayı Dağ’ın vaatlerinin aynılarını söylemesine ilişkin olarak, “Türkiye son dönemlerde 2 kutuplu seçimlere alışmıştı. İlk defa çok aktörlü seçimlere hazırlanıyor. Sokağa seçim heyecanı çok yansımış değil ancak tüm aktörler sahaya indiği andan itibaren nabız yükselir. CHP adaylarının da birçoğu aday gösterilmedi. Şu an Kocaoğlu döneminde başlatılan 90 dakika üzerinden dönen bir vaat var. Benim de dikkatimi çeken, Hamza Dağ indirim yapacağız diyor, CHP adayı 3 gün sonra indirim yapacağız diyor. Bir takip durumu da var. Bunları CHP adayının söylemesi bir ironi taşıyor. CHP adayını bunu vaat etmesi farklı açıdan bakıldığında 'yapılabilir şeydi ancak mevcut başkan bunları yapmadı' gibi sonuç doğurur ve bu CHP'ye yaramayan şeylerdir” dedi.

AKTÖRLER ÇOĞALIRSA CHP'DE KAZANMA KAYGISI OLUŞABİLİR
Seçim çalışmalarında ‘İzmir’e neşter’ sözleriyle dikkatleri üzerine çeken Tugay’ın seçimlerde çoklu aktörler karşısında sorun yaşayacağını söyleyen Yaldız, “Daha önce Karşıyaka adayı olduğu için Tugay, kolay bir yerdeydi. Büyükşehir adaylığını şu anki içinde bulunduğu gerçeklik ile çok fark ettiğini zannetmiyorum. DEM, TİP aday çıkarırsa CHP'nin İzmir'de Büyükşehir'i kazanamama sorunu gibi bir ihtimal çıkabilir. O saatten sonra neşteri kimin vuracağı belli olmaz. 2014'te Binali Yıldırım Büyükşehir Adayı oldu AK Parti’den, Aziz Kocaoğlu o dönemde yüzde 51 oy aldı. O dönemden bu döneme değişikler oldu. 10 yıldan bu yana Türkiye daha da yoksullaştı, daha da farklılaştı... 2014'te iktidarın eli FETÖ konularından dolayı çok rahat değildi. AK Parti Adayı Yıldırım’a mitinglerde 17-25 Aralık dönemi üzerinden ayakkabı kutuları gösterildi. Buna rağmen 960 bin oy aldı. Aziz Kocaoğlu seçimleri 1 milyon 300 bin oyla kazanabildi. Bugün baktığımızda ise Cumhur İttifakı blok, Millet İttifakı 7 parçaya bölünmüş halde. Millet İttifakı’ndan herkes aday çıkarıyor. Yüzde 1 de olsa seçime girecekler, oy alacaklar. CHP'ye ne kalacak göreceğiz. CHP son yerel seçimde 5 parti ile ittifaka girdiği seçimde yüzde 40 oy aldı. Tugay, Karşıyaka'dan yüzde 70'le geçilerek geldiği için bence siyasi bir figür de değil, tıbbi bir figür. İzmir'in Karşıyaka olmadığını görecek. Karşıyaka’da ideolojik bir farklılık göz önüne çıkmıyordu. Aktörler sahaya indiği andan itibaren CHP'nin İzmir'de seçim kazanma kaygısı oluşacak. Kaybetmese, yüzde 46 ile kazansa bile Cumhur İttifakı’na yüzde 40'lık oy düşer ve büyükşehir meclisinde nefes aldırmazlar” ifadelerini kullandı.

ORAN, ÇEŞME’DE SON SÖZÜ SÖYLER
İlçelerdeki durumların ve saha yansımalarının anlatımı için erken olduğunu belirten Yaldız şu ifadeleri kullandı:

Büyükşehir özelinde ilk fotoğraf ortaya çıkacak. DEM, İYİ Parti ve Memleket Partisi'nin sahaya inmeden çekilecek her fotoğraf eksiktir. Çeşme'de bağımsız aday olarak Oran çıkarsa sonucu değiştirir. Kazınır kaybeder bilemem ancak son sözü söyler.

DEM’DEKİ KARARSIZLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ KURUMSAL KARARSIZLIK
DEM Parti için ayrı bir parantez açan Yaldız, “DEM Parti’nin 400 bin oyu yerel seçim ölçeğinde yönetmesi çok mümkün değl. Ancak etki edebileceği, DEM partisinin işaret edeceği adaya oy verecek ya da işaret halinde sandığa gitmeyecek bunun yarısı kadar bir kitle var. Bizim araştırmalarımızdaki DEM’deki kararsızların büyük bölümü kurumsal kararsızlık. Partiden gelecek karara kulak kesilmiş bir kitle var. Ancak o rakamın üstünü etki edemez. DEM Partisi'nin çekirdek oyu, partisi ile arasında siyasetin ötesinde ilişki kuran bir seçmeni var ve bu seçmen partiden gelecek habere göre oy kullanacaktır.  Başka partide bu kadar sadık bir seçmen yok. AK Parti'de de bir oran var tabii ki.. Çekirdek kadro olan ve Erdoğan'cı olan. İdeolojik partilerde vardır bu. Her partide vardır ancak DEM'de parti bağlılığı çok yüksek. Bu partinin seçmenleri kentin çeperlerinde yaşayan doğu e güneyoğu kökenli  olan, bağımsız adaya iplikle oy vermiş isimler. Okuma yazması olmayan vatandaşların ipin gittiği yerdeki bağımsıza oy verecek sadakatte seçmenlerden bahsediyoruz. Soyer'in kalması konusu da bir parantez… Soyer ile ilgili DEM Partisi'nin bir sorunu olmadığı, iyi ve olumlu baktığını 5 yıldaki araştırmalarımızda gördük. Soyer ile aralarında şaşılık ilişkisi yok. Ancak bir çok iddia gündeme getirildi. DEM Parti, Soyer iddiasından vazgeçti. 4-5 ilçede adaylara fit oldu denildi. Sonra DEM Partisi'nin İzmir özelinde sadece Soyer'i değil bir kaç adayı listeye koyduğu bunlardan birinin Cemil Tugay'ın olduğu değerlendirmeleri var.  Ancak Tunç Soyer ile kurdukları siyasi ilişkiyi, yakınlığı diğerlerinde görüp göremeyeceklerini bilemem. Soyer’in tüm kesimlerle belli bir ilişkisi vardı. Bu kesimle de Seferihisar döneminde kurulmuş ilişkisi vardı. Sonrasında DEM Parti her yerde aday çıkaracağız dedi. Bizim araştırmalarımızda DEM'in adayı olmamasına rağmen DEM'in adayına oy vereceğim diyen seçmen var. 20 Ocak’a kadar bunlar da değişecek” açıklamasını yaptı.

İYİ PARTİ-GENÇ PARTİ ÖRNEĞİ
İYİ Parti’nin Buca’da Suat Nezir benzeri isimleri aday yapmasının ciddi bir ivme yarattığını söyleyen Yaldız, “2019'da ittifaklı seçime girdik, Zeybekçi 1 milyon 30 bin oy, Soyer 1 milyon 530 bin oy almış. Arada 500 bin oy farkı var.  İYİ Parti, Buca'daki gibi adaylar belirlerse çok sürprizler yapar ve beklenen oyun üstüne çıkar. Bunun İYİ Parti ile alakası da yok. Yerelde ilk defa tek başına yarışa katılacak. Sorunlarla, istifalarla boğuştu, sorunlar konuşuldu tartışıldı, ‘Erdoğan ile örtülü ittifak mı yapıldı’ dendi. İzmir'de ise adaylar şekillendi. Adaylarda İzmir’in demografisinden Balkan  ve Rumeli kökenli isimler vardır. Buna en çok uyan Ümit Özlale... İYİ Parti'nin Büyükşehir adayı Özlale, CHP'den aday gösterilmemiş ve ilçelerinde karşılığı olan kişiler ile görüşmeler yapıyor. Aynı görüşmeleri Muharrem İnce de yapıyor.  CHP pazarına ciddi talep var. Buca sonuç verdi mesela. Önceki dönemden siyaset mağduru olan, hem Rumeli göçmenleri arasında potansiyeli olan kişiyi İYİ Parti oyuna soktu. Menderes'te geçmişte başkanlık yapmış isim İYİ Parti'de... Bunun gibi her yerde İYİ Parti adayı varsa bile revize edebilir. Özlale'nin 'bazı seçimlere kaybetseniz bile girilir' sözüne anlam verememiştik. İzmir'de 2002 seçimlerinde Cem Uzan gerçekliği yaşandı. Makedonya göçmeni olarak siyasete girdi. İzmir'de yüzde 18 oy alarak 2'nci parti oldu. 2004 ve 2007'de İzmir'i kendisine üst yaptı ve yüzde 7-8 oy aldı. Vatandaş diğer adayları çok içine sindiremezse, CHP adayı  için ‘dağ fare doğurdu’ duygusuna kapılırsa, AK Parti'ye eli gitmezse ‘uzayan kol bizden olsun’ diyebilir. Demografik yakınlığı olan adayı şımartmak için balkan kökenliler Özlale'ye destek verebilir. İYİ Parti'de suyun öte yanından adayların peşine düşüyor. İYİ Parti, Memleket Partisi gibi partiler yerel seçimlerde önemli değişikliklere imza atabilir, yer yer sonuç da alabilirler. Şu an vatandaşlar CHP'ye oy verme nedeni üretmeye başlayacak. Hamza Dağ, İzmir'in Bayraklısı’nda yaşamış ve uzun süre siyaset yapmış bir figür. Kordon’da genç kızlar aile pozlar veriyor. Genç, 43 yaşında bir aday. CHP'de hala adaya yönelik söylemler var. İlçelerde isyan var. Her yerde isyan var. CHP'deki bu görüntünün altında İYİ Parti'nin bir şekilde kente uygun düşen renk ve desenleri ile kendini öne çıkarması ve reaksiyon oylarını toplaması mümkün olabilir. 20 Ocak'tan itibaren insanlar adayın kim olduğu, nereden geldiği ile daha çok ilgilenecek” şeklinde konuştu.

‘ANKARA BİZİ ENGELLİYOR’ DEME DÖNEMİ BİTTİ
AK Partili belediyeler ile CHP’li belediyelerde yaşayan vatandaşların taleplerinin birbirinden çok farklı bir noktaya geldiğini belirten Yaldız, “İzmir'de 25 senenin sonunda CHP yönetimlerinin yorgunluğunu da saptıyoruz. Merkezi hükümet entegrasyonu bir şekilde sahaya yansıyor. Bu siyasi kayırma mıdır, böyle algılanıyorsa evet siyasi kayırmadır. CHP'den belediye başkanı olup merkezi hükümetten istediğini alan da var. Pek çok yerde pek çok sorunun çözebilen de var. Bu siyasi kutuplaşma ikliminde o cesareti gösteremeyen, diplomatik beceriyi ortaya koymayan bir kitle var. ‘Ankara bizi engelliyor’ deme dönemi bitti. AK Partililerin yönettiği yerlerdeki vatandaşların beklentileri ile CHP'li belediye başkanlarının yönettiği yerlerdeki vatandaşların beklentileri arasında uzay kadar fark var. Biri OSB bekliyor biri çöplerimi toplasa yeter diyor. Biri hastane yapsın belediye diyor, diğeri kaldırımlarımı yapsa yeter diyor. Belediye başkanının görevi değil ancak kentin başkanı kimliği ile Ankara'dan istediğini alıyor. CHP'li belediye başkanlarının çoğu ise bürokrat değiştirme, çöp toplama, kaldırım yapmanın ötesine geçemiyor. Çoğu ki Karşıyaka Belediyesi dahi personel maaş ödemekte zorlandı. Biz bunları 5 sene konuştuk, konuşmaya devam edeceğiz” dedi.

FARKLI SİYASET KENTSEL KAZANIMA NEDEN OLUR
Farklı siyasi unsurların İzmir’de iddialı bir hale gelmesinin kente katı sağlayabileceğini dile getiren Yaldız, “Belki bu performans kentsel kazanıma neden olur. Bugün bakınca Menemen Belediyesi'nin performansı ortada. Böyle olunca Çiğli Belediyesi ‘bak onlar bunu yapıyor bende yapmalıyım’ demez mi? Aliağa, Menemen'e bence insanlar gitsinler bir şeyler olmuş orada. Ben gittim gezdim. Bölgede dolaştığımda değişimi görüyorum. Yerli halkın da gördüğünü gördüm. İzmir metropolünde bakıyoruz yollar kaldırımlar... Tramvayla geldim, bir motorcu çukur nedeniyle motorunun kırıldığını bana anlattı” dedi.