EGEDESONSÖZ – Sonsöz TV’de Fatih Yapar’ın konuğu olan AK Parti İzmir Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Eyyüp Kadir İnan, ‘AK Parti yaşam tarzına müdahale ediyor’ eleştirilerine yanıt verdi.
MUHALEFETİN YAŞAM TARZINA YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ ÇOK BAYATLADI
Sosyal medyada çok sayıda etkileşim alan, Karşıyaka Bostanlı’da bir barda bira içen bir vatandaşla sohbet ederken görüntüleri dair de açıklamada bulunan AK Partili İnan “Muhalefetin yaşam tarzına yönelik eleştirileri çok bayatladı. 21’inci senemizdeyiz. Ana muhalefetin bu denli istismarını iyi bir şekilde gördüler. Bayat korkutmacalarla yıllardır hemşehrilerimizi korkuttular. Bu istismarı yapanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Rakı içen arkadaşım da bira içen arkadaşım da var. Biz bu şehrin çocuğuyuz. İzmir’in çocuğuyuz. Siyaset amaçlı da yapmıyoruz. Doğal halimiz bu. Yaşam tarzları üzerinden siyaset ortaya koyan kişiler asla olmadık. Ailemiz de belli, yerimiz yurdumuz da belli. Hiçbir zaman ayrım yapacak kadar izansız olmadık. Ama ne yazık ki bu ana muhalefet bunu istismar ederek kendi seçmeni üzerinde algı yarattı. Bunun artık karşılığı yok. Olduğumuz gibi göründük. Bu siyasetin konusu da değil. Bunun siyaset tarzı benimsemek de doğru değil. Yıllarca başörtüsü sorunu yaşadı. Muhafazakârlara bu zulüm yapıldı. Hiçbir zaman ayrım içinde olmadık.” dedi.
‘KARŞIYAKALIYIM’ DEDİM, OLAMAZSINIZ DEDİLER
Bostanlı’da bir seçim çalışması sırasında yaşadığı engellemeleri de anlatan İnan şunları söyledi “O gün Bostanlı’da ilk defa sokağa girmedim ki. Lise yıllarım benim orada geçti. İzmir gençlik kolları başkanı iken de orada vardık, ailemle de vardım, eşimle de vardım. AK Parti adayı olarak oraya gittim arabadan indim, ellerinde Zübeyde Hanım’ın fotoğrafları olan insanlar beni karşıladı. Hayırdır dedim. Burada selam veremezsin dendi. ‘Ayıp ediyorsun, ben 15 dakika önce Zübeyde annemizin kabrinden geliyorum’ dedim. Balkonlardaki hemşehrilerimizi de bize karşı doldurmuşlar. Ben dedim selam vereceğim. Tapulu malınız değil. Buradaki hemşehrilerimize selam vermekten beni alıkoyamazsınız dedim. 40 dakika bana eşlik ettiler. Ben nereye gidersem oraya geldiler. Sonrasında da barikat olmaya çalışınca tepki gösterdim. 40 dakikadır bana Atatürk’ümüzün pankartını kaldırıyorsun, ben de sana şu soruyu soruyorum. CHP’nin 1’inci sıradaki milletvekili adayı kim? Atatürk’e ‘diktatör’ diyen birisi. Bana bu protestoyu yapacağına git CHP’nin İl Başkanlığı’ndaki listeyi protesto et’ dedim ama ne ilginçtir ki biz zaten CHP’li değiliz, onların da buna vebal olduklarını biliyoruz gibi bir cümle kullandılar. Ardından bir kardeşimiz beni sohbete çağırdı. Gittim tek başıma oturdum. Sonrasında bir hanımefendi bana ‘nerelisin’ dedi. ‘Karşıyakalıyım’ dedim. Karşıyakalı olamazsın dedi. Ben diğer arkadaşımızla sohbete devam ettim.” ifadelerini kullandı.
ŞEHRİ TANITAYIM DEDİM KABUL ETMEDİLER
CHP’li rakiplerinin İzmir’i dahi tanımadığını ifade eden İnan şunları söyledi:
Ondan önceki gün Küçükpark’ta idik, ondan önce Bornova My Via’da idik. Biz içinde doğduğumuz büyüdüğümüz semtleri çok iyi biliyoruz ama benim karşımdaki Gökçe Gökçen’e gelin şehri tanıtayım dedim. Teklifim de onay görmedi. Çok da samimiydim. Şehri de tanıtırdım. Kemalpaşa’yı, Bornova’yı, Karşıyaka’yı, Ödemişi bilmezler. Ben bu şehrin çocuğuyum. Bu şehirden aday olmuşum. Bu şehir için çalışacağım diyorum. Bu şehirde bana tepki gösteriliyor. Bu tepki şehrin genel kabulü de değil. Şehirde bir 1 tane CHP’li çıkıp da ‘bu doğru değil. Bu çocuğa yapılan yanlıştır. Dedi mi? Bu propaganda ruhuna aykırıdır dedi mi? Ben bunu CHP’lilerden bekledim. TİP’e bir saldırı olduğunda ben tepki göstermiyor muyum? TİP standını ziyaret de ettim. Ama o gün kenttin önde gelenleri bu yanlış demedi. Yanlış olduğu ortada. Önüme pankart konulup, barikat kurulup şehrimizdeki hemşehrime selam vermem engellendi. Faşizan bir tepki gördüm. Bir tane kişi çıkıp bu yanlış değil demedi. Beklediğimden değil olması gereken demokratik bir tutum. Bizim gençlik kollarımızdan biri başka bir milletvekiline karşı böyle bir nobran tutum içerisinde olsun. Ben anında gider gerekeni yaparım. Kendim CHP’nin broşürünü dağıtmaya devam ederim. Böyle bir şey bizim lügatımızda yok. Son zamanlardaki olayları da görüyorsunuz. Linç ve provokasyon olunca anında karalama. Kim ne kadar zarar görürse görsün. Ben arabadan indiğimde benim tekrar arabaya binip geri gitmemi beklediler. Biz bu şehrin çocuğuyuz. Biz misafir değil ev sahibiyiz.