GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
18 Ağustos 2021 Çarşamba 10:38

'Tedirginlik içindeyiz' dedi: Yanan yerleri imara açtırmayacağız!

CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban yanan orman alanlarının imara açılmasıyla ilgili herkesin ciddi endişe içinde olduğunu söyledi. Alban, “Alanların turizm bölgesi ilan edilmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Oraların yeniden yeşil ve orman olmasını istiyoruz” dedi. Alban, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un bölgeye ziyaretlerinden sonra tedirginlik yaşadıklarını söylerken, “Yangına maruz kalan yerlerin turizm gelirleri yüzde 80 oranında düştü” diye konuştu.

EGEDESONSÖZ- Orman yangınlarıyla birlikte zor günler geçiren Muğla’da yaraların sarılmasına yönelik çalışmalar devam ederken CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban önemli açıklamalar yaptı. Alban, yangınla mücadele yönetiminin başarısızlıkla sonuçlandığını vurgularken birçok yerde yangınların yanacak bir tane bile ağaç kalmaması nedeniyle ancak söndüğünü söyledi. Alban, yangına maruz kalan yerlerde yüzde 80 oranında bir turizmde düşüş meydana geleceğini anlattı. Orman alanlarının imara açılmasına yönelik olası çalışmaları yakından takip ettiklerini söyleyen Milletvekili Alban, “Alanların turizm bölgesi ilan edilmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Oraların yeniden yeşil ve orman olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Milletvekili Alban, “Yanan alanların imara açılması ile ilgili endişe çok var. Mesela Bodrum'a giderken Pina Yarımadası var. Orada yangın çıktı. Bugün Antalya’dan AKP milletvekili olan (İbrahim Aydın) Muğla Orman Bölge Müdürüydü. Açıklamalarında ‘yalan alanlar kesinlikle yeşillendirilecek’ diyordu. Şimdi orada aslanlar gibi 3 tane devasa otel var. Onun yanında 4'ncü otel de iznini almış ancak orman olduğu için yapılamamış. Şimdi imara açılır mı? Her şey olabilir” dedi.

Orman yangınlarıyla mücadele ederken Cumhurbaşkanlığı kararıyla ‘hüküm ve tasarrufu devlete ait olan yerlerin’ Kültür ve Turizm Bakanlığı kararıyla turizm bölgesi ilan edilmesine yönelik karar çıkartıldığını anlatan CHP’li Alban, “Nereler kamuya ait? Hazine malı, mera, yayla, orman… Bunların tamamında mera kanunu bir anda yok sayıldı, yayla kanunu yok sayıldı, orman kanunları yok sayıldı. Böyle bir hak verildi. Turizm bakanı isterse istediği yerleri turizm alanı ilan edebilir. Genel Başkanımız da dedi; oraları bizim cesedimizi çiğnemeden imara açamazlar… Biz  de açtırmayacağız. Halkımızı getireceğiz,  planlama olursa bütün yurttaşlarımızı o meclisin etrafında toparlayacağız ve oraları turizm alanı ilan ettirmeyeceğiz. Yangından çok etkilenmeyen, yeşillendirilmiş, ceviz badem gibi bitkilerle alanları ağaçlandıracağız. Elimizden geleni değil, bizim yapmamız gereken ne varsa o engeli oyup biz oraları turizm alanı değil ormanlık alanı olması için çalışacağız. Eğer oralar imara açılırsa o zaman o bakan yangının neden çıktığını hesabını vermek zorunda kalır” diye konuştu.

Yangınların yoğun olarak yaşandığı dönemde turizm bakanının bölgele geldiğini ve bunun şüphelere neden olduğunu anlatan Alban, “Tarım ve Orman bakanı ile İçişleri Bakanını anladık da turizm bakanına ‘niye geldin’ diye sorduk. Hatta kendisine ‘kupon arazi mi arıyorsun. Buraları keşif edeceğine buralardan çık bu halk buraları imara açtırmaz’ dedik. Turizm bakanı yanan alanları keşfedeceğini gitsin neden Ukrayna ve Rusya dışındaki ülkeler bize turist göndermiyor onu araştırsın. Turizmci kan ağlıyor ama bakan geliyor burada kupon arazi arıyor” dedi.

İSTİFA EDİN YARGIDA HESAP VERİN!
Orman yangınlarının çıkış sebebi ve eş zamanlı olması konusunda “savcılar tespit etmeli, güvenlik güçleri araştırmalı” diyen Alban, “Bu felaketi bizim başımıza kim açtıysa bunlar bulunmalı tespit edilmeli ve yargılanmalıdır. Kim bunları engelleyemedi ise bunlar istifa etmeli ve yargı önünde hesap vermelidir. Bu yangınların bir sorumlusu olması lazım. Güvenlik sorunu varsa içişleri bakanı da sorumludur. Eğer tedbirler alınmamışsa da orman bakanı sorumludur. Bu kadar alan yandıysa ‘ben orman bakanıyım elimi kolumu sallayarak göreve devam ederim’ diyemezsiniz. Göreve devam edemezsin! Sen istifa etmeli ve yargı önünde hesap vermelisin. Neden tedbir alamadın? Bir orman bakanını görevi nedir? Ormanlarını koruma geliştirmek ve çoğaltmak.  Biz orman bakanından ormanları korumaya çalışıyoruz. Biz turizm alanlarını da turizm bakanından korumaya çalışıyoruz” diye konuştu.

AZERİLER GELDİ AMA…
Azerbaycan’dan gelen yangın söndürme ekiplerinin bölgeye geldikten sonra koordinasyon sorunu yaşadığını anlatan Milletvekili Alban, “Azeri yangın söndürme ekibi askerlerden oluşuyordu. Azeri askerler oradan kalkıp geliyor ve bizim ordumuz buradaysa neden bize destek vermiyor tabii bunu sorarlar. Azeri askerlere bir arkadaş demiş ki ‘çok iyi uzmanca söndürüyorsunuz bunu nereden öğrendiniz?’… O da ‘sizin Türk komutanlarınız bizi eğitti’ demiş. Hatay'da Denizli'de vali askerleri yangın yerine çağırdı ve geldi. İzmir'de vali yangın çıktığında Ege Ordusu’ndan destek istedi ve göreve çağırdı. Muğla'da vali neden askeri çağırmadı? Çünkü yönetemezlik vardı.  Bizim Muğla Valisini çevre konusunda sabıkası kabarık. Çanakkale'de, Kazdağları'nda çevre katliamına engel olmadı. Vali bizim askerlerimizi yangın söndürmek için değil yangını söndürmeye gelen vatandaşı darp etmek için görevlendirdi” dedi.

TURİST ARTIK GELMEK İSTEMEZ
Yangından Muğla’da toplumun, turizmcinin ve gelecek olan ziyaretçilerin de etkilendiğini söyleyen Milletvekili Alban, “Bu yangın süreci milli servetlerimizin heba olmasına neden olmuştur. Burada vatandaşlar ayakkabısını üstünü çıkartıp yangın ile mücadele etti. Bizim milletimiz böyle bir millettir ancak idarecilerimiz sınıfta kalmıştır. Bu yangının büyümesine göz yumulmuştur. Bizim ormanlarımızın ciddi bir alanı yandı. Bu alanlar yandı, buraya gelen turist sadece kum deniz güneş için değil, doğa içinde geliyor ancak bunlar yok oldu. Gelenler kapkaralar içinde denize kuma girecek. Siz gelir misiniz? Durum turizmi çok etkileyecek. Düşünün; bir manzara yok ki doğa katliam yaşanmış, canlı sesi yok, rüzgar estiğinde simsiyah küller esiyor denizlerin üstüne de geliyor. Gelir mi turist? Muğla geneli için demek gerekirse turizm potansiyelinin yüzde 80'ini bu durum düşürür” diye konuştu.

VALİ’YE TEPKİ: “TELEFONLARA ÇIKMADI”
Milletvekili Alban, yangınların yaşandığı uzun süreçte Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın süreci yönetemediğini söyledi. Alban, “ Bu süreç Muğla da hiç yönetilemedi. Bakanlık ve valilik tarafından yönetilemedi. Ben bunu her yerde söyledim.  Ne yazık ki kriz masası kurulmadı. Muğla'da yangın harekat merkezi oluşturulmadı. İdareciler orman teşkilatının dışında Muğla için özel önlem almalıydılar. Muğla’da havalimanlarında yangın için özel helikopterler ve uçaklar bulunmalıdır. Burası diğer iller ve bölgeler gibi değerlendirilmemelidir.  Tarım bakanı ‘gece çakmak çakılsa haberimiz olur’ dedi ama söylediği sistem varsa bile çalışmadı. Bu ilin yedi milletvekili var. Vali bizim telefonlarımızı açmıyor. Şahsen ben 5 kez aradım ama  açmadı. Özel kalemini aradım açtı ve dedi ki ‘vali bey şu an  bir görüşmede ben ileteceğim, hemen sizi aratacağım’....Onun üzerinden günler geçti hala aramadı. Bizim bir milletvekilimiz AKP’nin milletvekilini aradığında yanında vali varmış. O zaman onun telefonundan vali ile görüşebilmiş. Düşünün kentin mülki amiri var ve biz milletvekilleri olarak iletişim kuramıyoruz. Ne yazık ki yedi milletvekili, 13 belediye başkanı ve büyükşehir belediye başkanıyla hepimiz bir araya gelip toplantı bile yapamadık” dedi.

Milletvekili Alban yangınlarda kendisini en çok üzer şeyin tabelalar olduğunu anlattı. Alban, “Bizim coğrafyamız yangınla mücadelede zorluk çıkartıyor. Engebeli, dağlık alanlar çok fazla. Kesinlikle karadan ulaşımın olmadığı yerler var. Yangın alanlarına insanlar ulaşabilsin diye ‘düğüne gider, şenlik alanına gider’ gibi konulan ‘yangın alanına gider’ tabelaları konuldu. Bu manzarayı görünce kahroldum. Beni en çok etkileyen görüntülerden birisidir” diye konuştu.

Alban şunları söyledi:

“Türk Hava Kurumu’na kayyum atayanlar 4 milyon doları tamir ve bakım onarım için vermedi ama Somali’ye 30 milyon dolar gönderdi. Bunlar yangınları söndürdük diye övünüyorlar. Yangın gitti gitti, yanacak yer kalmayınca yangın söndü. Yangın kendiliğinden söndü. İnsanlar köylerini canları pahasına savundular. Jandarma köyleri boşalttı ve yangına maruz bıraktı. Jandarmadan kaçıp saklanan köylüler etraftaki ağaçları kesti, hat oluşturdu ve öyle köylerini kurtarabildiler. Muğla Menteşe Şenyayla Köyü’nde herkes yaşadığını anlatıyor. Gidin oralarda yaşananları dinleyin. Belediyeleri sorumlu tutanlar bunun hesabını veremezler. Belediyeler kentlerin yaşam alanlarından sorumludur. Orman alanlarından orman bakanı sorumludur. Yangın bir evde de çıkıp ormana sıçrayabilir, bu yine ormanın yangını olur. Hangi partinin adayı olursa olsun ben ayırmadan söylüyorum. Belediye başkanlarının yetkileri anayasa da tarif edilmiş. O anayasadaki maddeye dayanarak zaten onu oraya getirmişler. Burada yanlış bir cümle, yanlış bir söz var. Bu doğru değil.  Görev açık ve net tarif edilir. Kendi belediye başkanları da var bununla mücadele eden. Açıklamalarla onların da haklarını yediler”