GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
11 Aralık 2021 Cumartesi 23:28

'Sarayın vesayeti altındasınız' dedi... Yerli ve milli palavrası atmayın!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde CHP Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Murat Bakan çevre ve iklim konusu üzerinden iktidara yüklendi. Milletvekili Bakan, “Tarım Bakanlığı’nı ormanları yaşam alanı olarak değil; yonga, odun, kereste, üretim alanı olarak gören bir zayıf akıl yönetiyor” dedi. Çevre Bakanlığı için ise, “Siz, sarayın vesayeti altındasınız, Bakanlık olarak kendi başınıza hareket edebilecek durumda değilsiniz” diye konuştu.

EGEDESONSÖZ - CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde partisi adına konuşma yaptı. Bakan, iklim krizi, çevre konuları ve bakanlıkların çalışmaları üzerinden yaptığı değerlendirmede hükümeti eleştirdi.  Bakan, üç yıldır bakanlığın bütçesinin konuşulduğunu fakat bir şeyin değişmediğini söyledi.

Bakan konuşmasında, “Bakın, iklim politikaları dünyanın geleceğini belirleyecek, bunun için ciddi bir finansmana ihtiyaç var; azaltım politikaları için ihtiyaç var, koruma politikaları için, iklim adaleti için ihtiyaç var. Geçen sene de ben bütçeyi eleştirmiştim; geçen sene genel bütçenin binde 27’siydi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesi, şu anda binde 28 oldu arkadaşlar. Hani, öyle koca koca laflar ediyorsunuz ya “Yeşil Kalkınma Devrimi” diye. Binde 1’le mi Yeşil Kalkınma Devrimi yapacaksınız, binde 1’le mi? Yani, utanıp sıkılmadan “Yeşil Kalkınma Devrimi” diyorsunuz. Bakın, Türkiye 3,2 milyar dolarlık bir fona ulaştı bu Paris İklim Anlaşması öncesi, o para alındı mı? Alındıysa nereye harcandı, nereye harcanacak? Avrupa Birliğinin önümüzdeki altı yıllık, 2021-2027 sürecinde bütçesi 1,8 trilyon avro, bunun yüzde 30’unu iklim politikalarına ayırıyor. Bizde binde 28, Avrupa Birliğinde yüzde 30 değerli arkadaşlar. Bu bile tek başına sizin iklim krizi diye bir derdiniz olmadığını ortaya koyuyor. Bütçe gerçekleşmenize bakıyoruz, yani yüzde Performans Programı’nda, 2019 yılı Performans Programı’nda yüzde 70, yüzde 30. 2020’yle ilgili altı aylık veri olduğu için 2019’u örnek veriyorum. Bütçe gerçekleşmesi yüzde 95 şehircilik, yüzde 5 çevre politikaları Sayın Bakan. İklim kriziyle mücadele sadece Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı işi değil, bu bir devlet politikası olmak zorunda. Sizin Bakanlık olarak tüm Bakanlıkları koordine etmeniz lazım. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı geldi, birkaç gün önce burada bütçe sunumu yaptı; 2 defa karbon azaltımından, iklim krizinden bahsetti, ikisinde de “Nükleer güç santraliyle karbon emisyonunu azaltacağız.” dedi. Değerli arkadaşlar, nükleer güç santralleri sıfır emisyon değil, kaldı ki bu temiz ve yeşil bir enerji de değil. Biz bunun tehlikelerini unutmadık, Çernobil’i unutmadık, Fukuşima’yı unutmadık. Sadece Çernobil’de 200 bin insan öldü Çernobil’de, 100 bin çocuk sakat doğdu. Karadeniz’e yağmur oldu yağdı o radyoaktif bulutlar ve hâlâ Karadeniz insanı o nükleer santral patlamasından dolayı kanser riski altında. Dolayısıyla, azaltım politikası yapacaksanız, kömürden çıkmanız lazım, Enerji Bakanı kömürle ilgili tek laf etmedi burada. Yani nükleer güç santrali yapmak sizin emisyonunuzu düşürmez ki emisyonunuzu olduğu yerde tutar en fazla sıfır emisyon bile olsa; dolayısıyla orada da bir politika yok” ifadelerini kullandı.

İSİM DEĞİŞTİREREK OLMAZ!
Tarım ve Orman Bakanlığı’nı da eleştiren Milletvekili Bakan, “Tarım ve Orman Bakanlığı; yutak alan olarak 2 tane yutak alan var; bir tanesi denizel ekosistemler, tatlı su ekosistemleri, sulak alanlar; diğeri de ormanlar. Ormanlarla ilgili bakan çıktı, Tarım ve Orman Bakanı 2019 yılında, dedi ki: “Orman ithalatını azaltarak orman üretimiyle 1 milyar dolar cari açığı kapatacağız” Yani ormanları yaşam alanı olarak değil; yonga, odun, kereste, üretim alanı olarak gören bir zayıf akıl yönetiyor Tarım ve Orman Bakanlığını. Bakın, Seyfe Gölü yok, hani, o Nasrettin Hoca’nın göle maya çaldığı Akşehir Gölü yok, Burdur gölü yok, bu göller yok. Sulak alanlar noktasında da yapılabilecek hiçbir şey yok. Siz önce Tarım ve Orman Bakanını zapt edeceksiniz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, bir hafta içinde 2 yönetmelik çıkardı. Bakın, iklim değişikliğiyle ilgili, Bakanlığın ismine bir şey ekleyerek iklim değişikliği olmaz. Önce bakanlıkların tamamını koordine edebiliyor olmanız lazım. Millî Eğitim politikası, millî eğitim müfredatına iklim krizini nasıl ekleyeceksiniz?” diye sordu.

İKLİM MÜLTECİLERİ VURGUSU
Mülteci göçü ve yaşanan krizlerin yeni dönemde ülkeleri etkileyeceğini de anlatan Bakan,  şunları söyledi: “İklim mültecileriyle karşılaşacağız çok yakın zamanda, İçişleri Bakanlığının böyle bir derdi, böyle bir çalışması var mı? Yok. Daha çok yeni; dünyanın kalbî Glasgow’da atarken Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde, Cumhurbaşkanı geldi, burada EPDK’nin binasının açılışında: “Biz ‘çevre’ diyerek enerji hamlemizi engellemeye çalışanlara meydanı bırakmayacağız.” dedi. Asıl, biz size bırakmayacağız meydanı. Önce çevre demek önce vatan demek arkadaşlar. Vatan dediğiniz soyut bir kavram değil ki. Siz, eğer ülkenizin ormanlarını korumuyorsanız, göllerini, denizlerini, dağlarını korumuyorsanız vatanı korumuyorsunuz ki. Ondan sonra çıkıp, burada “vatanseveriz, yerliyiz, millîyiz” palavrası atmayın bize. Siz, politik ajandanızın en üstüne enerji politikalarını koymuş olabilirsiniz, siz, politik ajandanızın en üstüne rant politikalarını, şehircilik politikalarını koymuş olabilirsiniz; bizim ajandamızın en üst sırasında Sayın Bakan, sürdürülebilir yaşam var. Bakın, iklim kriziyle siz mücadele edemezsiniz, iklim kriziyle biz mücadele ederiz. Siz, sarayın vesayeti altındasınız, Bakanlık olarak kendi başınıza hareket edebilecek durumda değilsiniz”