6 Kasım 2018 günlü gazete haberlerinde Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör : “Türkiye’de 500 civarında hastalık, zararlı ve yabancı ot bulunuyor. Bu hastalık ve zararla mücadele için pestisit kullanılıyor. Ancak doğru kullanılmıyor. Oysa insan sağlığı için tehdit oluşturuyor.” şeklindeki açıklaması ile bilinen vahim bir durumu yeniden Türkiye’nin gündemine sokmuş bulunuyor.
Güngör,devamla şunları da söylemiş;
“İlaçlama konusunda, hastalıkların ve zararlıların doğru teşhisi, doğru ilaç ve doz kullanımı gibi dikkat edilmesi gereken birçok husus var. İnsan sağlığı açısından en önemli risk oluşturan zirai ilaçlama konusunda yeterli hassasiyet gösterilmiyor.
Bugün maalesef birçok meslek dalı bu ilaçları ve gübreleri satabilmektedir.Çiftçi bu zirai ilaçları yetki almış eczanelerden temin edebiliyor. Eğitimi yeterli olmayan ve ilaçlama konusunda gerekli donanıma sahip olmayan çiftçi deyim yerinde ise eczacının da yönlendirmesi ile aldığı ilacı ürünlere veriyor.
Bu ürünler için doğru ilaç mı, doğru zamanlama mı, doğru doz mu bunun kontrolünde de ciddi eksikler yaşanıyor. Ürünler iç pazara sokulduktan sonra yapılan denetim de yetersiz olduğu için sofralara taşınan birçok gıda ürünü zirai ilaç kalıntılı oluyor.
Bu da yurttaşları kanser, kısırlık, böbrek rahatsızlıkları gibi ciddi risklerle baş başa bırakıyor.”
ve
“Türkiye’de üretilen sebze ve meyvenin yüzde 10’unun ihraç ediliyor, geri kalan yüzde 90’ının iç piyasada tüketiliyor.Gıda ürünleri, üreticiden alınarak hallere gidiyor. Hallerden de manav ve marketlere dağıtım yapılıyor. Çoğu süper market ise üreticiden doğrudan ürün alıyorlar. Buralarda satılan ürünlerde ‘ilaç kalıntısı var mı yok mu’ diye bir analiz yapılmıyor. Bakanlık ise zaman zaman buralardan kalıntı için örnek alıyor, ama analiz sonucu en az bir haftada çıkıyor. Eğer kalıntı varsa bu noktalara ceza kesiliyor. Ama biz, o satılan ürünü tüketmiş oluyoruz.”demiş.
Özetle Güngör, zirai ilaç kalıntılarının insan sağlığı açısından önemli tehlikeler oluşturduğu belirtiyor.
Gıda ürünlerinde zirai ilaç kalıntısında ulusal düzeyde kusurlular kimler?
Birincisi:Özden’in değindiği gibi bir çok meslek dalının zirai ilaçları ve gübreleri satabilmesi.
İkincisi:Çiftçinin ilaçlama konusunda yeterli eğitime ve gerekli donanıma sahip olmaması.
Üçüncüsü:Hallere ya da doğrudan marketlere gelen gıdalarda ilaç kalıntısının denetlenememesi.
Bu üç konuda Tarım ve Orman Bakanlığının yetersizliği söz konusu.
İnsanların sağlığı üzerinde Dünya'nın en büyük tarım ilacı şirketlerinin payı ne?
Bu bağlamda tarım ilaçları üreten uluslararası firmaların payını da hiç ihmal etmemek gerekiyor.
Örneğin Euronews.com (*);Bir çiftçinin Dünya'nın en büyük tarım ilacı şirketlerinden Monsanto’nun ürettiği RoundUp ve Ranger Pro ilacının içerdiği glifosat maddesinin Dişi Lenfoma hastalığına yakalanmasına neden olduğunu ispatlamak için Amerika Birleşik Devletleri’nde mahkemeye başvurduğunu bildiriyor.
Çiftçi Johnson’un avukatı , Monsanto’nun, kanser riskini gösteren araştırmalara rağmen 40 yılı aşkın bir süredir sattığı ürünlerle maddi çıkar için halk sağlığını bilerek tehlikeye soktuğu görüşünde. Wisner, "Monsanto için hesap verme gününün geldiğini" ifade ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) kanser kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu da ,glifosatın insanlarda muhtemelen kansere yol açabileceği bildiriyor. Dünyada birçok çevre örgütleri de ilacın acilen yasaklanmasını talep ediyor.
Ancak,çuvaldızı başkalarına batırmakla birlikte bir iğneyi de çiftçiye batırmak gerekiyor.
Çok az da olsa burada çiftçinin kusuru,hatta üzülerek söyleyelim daha fazla para kazanma hırsı da var.
Yıllar önce yaşadığım bir olayı kısaca anlatayım.
Güney Marmara’daki bir kente konferans için çağrılmıştım. Bir ziraat odası başkanı beni akşam yemeğine davet etmişti.
Başkan,maydanoz ve roka gibi yeşillikleri üreten bir çiftçiydi.
Garson sofrayı yeşillikler ile donatınca, bunları kaldırmasını ve lokantanın yakınında bulunan bahçesinden ve kendisinin tarif ettiği yerden yeşillikleri getirmesini istedi.
Ben,başkana garsona “Neden böyle söyledin?” deyince şöyle cevap vermişti:
”Pazara gönderdiğim yeşilliklere taze ve daha diri gözüksün diye ilaç veriyorum,ancak kendi tükettiğim yeşillikler için bu ilaçları kullanmıyorum.”
Zirai ilaç kalıntıları üzerine yapılan bir çalışmada,kirlilik oranının en yüksek saptandığı ürünler arasında sırasıyla maydanoz ,üzüm olmak üzere, biber, ıspanak ve kereviz olduğu bildiriliyor.