“İzmir için yak kendini derlerse:
Kendimi yakarım…” demişti Kocaoğlu…
Yaktı kendini:
Kendisiyle beraber önerdiklerini de…
Bu yangında birinci derece yanıklar:
Alaattin Yüksel ve Abdül Batur…
Bir de karşı taraftan Tunç Soyer tabii…
Bu yangından sonra bu kişilerin Büyükşehir adaylığı hayal gibi…
İkinci derece yanıklar ise:
Kocaoğlu’nun bu çıkışına hemen destek veren; “ Bu yolda yalnız yürümeyeceksin” diyen, Gökhan Demirağ ve Mehmet Gönenç…
***
İzmir’de aday belirlemenin gittikçe uzaması, siyasetin ateşini yükseltirken, yangının ayak sesleri Kocaoğlu’nun veda konuşmalarında duyuluyordu…
“Görevimi CHP’li bir arkadaşıma devretmek en büyük arzumdur. Genel Merkezimizin liyakatı, adalet, hak, hukuk kavramlarını her şeyin üstünde tutarak, İzmir’linin malını gözü gibi koruyacak, İzmir’in parasını harcarken kendi parasını harcarmış gibi düşünecek, İzmir’in hakkını savunurken gözünü daldan budaktan esirgemeyecek bir ismi seçeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.”
Kocaoğlu bu çağrılara cevap alamayınca:
“ Benden sonraki aday elinden tutabileceğim, gönül rahatlığıyla oy isteyebileceğim biri olmalı.” dedi…
Yine dinleyen, cevap veren olmadı…
“Güvenmediğim, kefil olamayacağım birisi için oy isteyemem.” dedi…
Yine kulak asan olmadı…
15 yıl Büyükşehir Belediye başkanlığı yapmış birinin önerilerini kaale almazsan; son dakika, MYK toplantısına beş kala, usuleten dinler, bir oldu- bittiye getirmek istersen, orada yangın da çıkar, deprem de olur…
Kim ne derse desin, Genel Merkez İzmir’de ki süreci yönetememiştir… Aday belirlemeyi uzattıkça uzatmış, sorunları zamana yaymış, süre uzadıkça ateş yükselmiştir. AKP adayları sahada cirit atıp, tek kale maç oynarken, CHP hala sahaya çıkacak kaptanını ve oyuncularını belirleyememiştir…
Bakmayın siz şimdi “ Kuzuların Sessizliğine…” Büyükşehirdeki yangın, ilçe belediye başkan adayları açıklandığı anda, ilçelere de sıçrayabilir…
***
Aday adaylarının çok olması, sürecin uzaması sinirleri iyice germiştir. Her adayın etrafında bir taraftar topluluğu, bir grubu vardır. Ayrışmalar giderek derinleşmektedir. Yangına körükle gidip kendi gibi düşünmeyenleri yakalım, siyaset sahnesinden silelim diyenlerin oyununa gelmeden, ateş bacayı sarmadan bu yangın söndürülmelidir…
Bu saatten sonra, ne Kılıçdaroğlu’nun, ne de Kocaoğlu’nun dediği olur… Bu yangın ancak uzlaşmayla söndürülür… Bu tarihi sorumluluğu Kılıçdaroğlu ve Kocaoğlu üçüncü bir aday üzerinde anlaşarak pekala yerine getirebilir…
İkisine de ters gelmeyecek bir isim:
Mesela, Mehmet Ali Çalkaya…
İzmir Torbalı doğumlu… Başarılı bir Belediye başkanı… Siyaseti biliyor, devleti tanıyor, üstelik sol kökenli ve bir kırsal kesim çocuğu… Hitabeti iyi, yabancı dil biliyor…
Neden olmasın?