GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Serdar DEĞİRMENCİ
YAZARLAR
4 Aralık 2018 Salı

Rakımıza dokunma

“Mahallenin en güzel kızından” sonra:

Şimdi de sıra geldi rakıya

Reis’in adayı; “Baltayı yine taşa vurmuş…”

İzmir’liler “ Rakımıza dokunma” dediği için; Ona da “Eyvallah” demek düşermiş…

Kazanırsa, İzmir’liler rakılarını özgürce içmeye devam edebileceklermiş…

Nedense; İzmir deyince bunların aklına hep kız ve rakı geliyor…

 İzmir’i kız ve rakıdan ibaret sanan zihniyet; İzmir’in, İzmirlinin hassasiyetini bilmiyor, anlamıyor…

Demokrasiye olan inancını, Kadın- erkek eşitliğini, çağdaşlığını, Atatürk ilke ve devrimlerine yürekten bağlılığını, cumhuriyetin yarattığı bütün değerlere sonuna kadar sahip çıktığını, İzmir’li olmanın çağdaş yaşamdan, demokratik hak ve özgürlükten yana olmaktan geçtiğini görmüyor, görmek istemiyor…

                                                              ***

Rakımıza dokunmayacakmış!

Dokunmadığınız neyimiz kaldı ki?

Cumhuriyete; cumhuriyetin yarattığı bütün değerlere, bütün kurumlara dokundunuz…

“Ergenekon’un savcısıyım” diyerek, Ergenekon’la, Balyoz’la, Askeri Casusluk davasıyla; Türk Ordusuna dokundunuz…

“ Allah verdikçe veriyor” diyerek yüksek yargıya; Danıştay’a, Yargıtay’a, Anayasa Mahkemesi’ne, adalete dokundunuz…

“Ben okumuş değil, cahil adamın ferasetine güvenirim” diyenleri dekan:

 “ Kadın adaylara oy vermem” diyenleri rektör yaparak; üniversitelere dokundunuz…

Özgür haber alma hakkımıza;  gazetelere, televizyonlara dokundunuz…

Özelleştirme adı altında; bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza dokundunuz…

Cam sanayine, Demir çelik fabrikalarına, maden ocaklarına, rafinerilere dokundunuz…

Gübre Sanayi işletmelerine, tekel işletmelerine, tuz işletmelerine dokundunuz…

Sümer Holding’e, Et ve Balık Kurumu’na, şeker fabrikalarına dokundunuz…

Barajlara, elektrik dağıtım şirketlerine, bankalara dokundunuz…

Tersanelere, liman ve gemilere, denizcilik işletmelerine dokundunuz…

Haberleşmeye, Türk Telekom’a, Aycell’e dokundunuz…

Şırıl şırıl akan derelerimize, yemyeşil ormanlarımıza, gencecik fidanlarımıza dokundunuz…

Kozmik Odaya girdiğiniz yetmezmiş gibi; “ En az 3 çocuk yapın”diyerek, yatak odamıza bile dokundunuz…

                                                                         ***

Bir dokundunuz:

Türk Telecom’u; Arap’lara…

Telsim’i ; İngiliz’lere…

Tüpraş’ı ; Koç ve Şheel’e…

Petkim’i;  Azeri Socar’a…

Tekel Sigara Fabrikalarını; Hollanda Şirketlerine…

Tekel Mey’i;  Amerika’lılara…

Araç Muayeneyi;  Alman’lara…

Finansbank’ı;  Yunan’lılara…

Yapı Kredi’yi;  İtalyan’lara…

Ve daha nicelerini…

Sattınız da sattınız…

Şimdi de İzmir’e gelmiş; rakınıza dokunmayacağız diyorsunuz…

Kim inanır size?

                                                                               ***

İnandığımız lider Atatürk’ün bir anısıyla son noktayı koyalım yazımıza :

Mustafa Kemal, İzmir’i aldıktan sonra gün batımında, Kordon’da oturup rakısını yudumlarken çağırdığı Rum Garsona:

-Vre Dimitri, sizin Kosti ( Yunan Kralı Konstantin) buraya geldi mi?

-Geldi Paşam…

- güneş batarken rakısını içti mi?

- İçmedi Paşam…

-E  sormadın mı be çocuk, ne halt etmeye almış  İzmir’i ?