Covid-19 salgını, hayatımızı alt üst etti.
Hayatını kaybedenlerin sayısı 6 bine yaklaştı.
On binlerce insan, yaşamla ölüm arasında gitti geldi.
Ekonomi iflas etti.
Sağlık sistemi, uzun bir süre sadece koronavirüse odaklandı.
Sebze meyve fiyatları, aldı başını gitti.
Tıpkı altın gibi...
Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen ile görüştüm.
"Bu fiyatlar ne böyle başkan! Her şey ateş pahası! Bu artış,nereye kadar sürecek?"
Hamdin başkanın cevabı ilginçti:
"Bu fiyatlara alışacağız.
Alışmak zorundayız.
Keşke bu fiyatlar böyle kalsa!"
Derin bir nefes aldı, ekledi:
"Sebze meyve fiyatlarını siz 11. ayda görün!"
Şaka gibi...
***
Fiyatlar yükselmesine yükseliyor da...
Çok şükür, düşenler de var.
Mesela domates, 3 liraya indi.
Sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde 6-7 liraydı.
O kötü günlerde 10 liraya kadar yükselen salatalık, bugün 2 lira...
Patates, üreticide 60 kuruş, halde 125 kuruş, tezgahta 2.5 lira...
Soğan, bu yıl tüketiciyi hiç üzmedi.
***
Freni boşalan ürünlerin başında gelen sarımsak...
40 liradan başlıyor, 70 liraya, hatta 100 liraya alıcı buluyor.
Kilosu 10 liradan aşağıya limon yok.
Şeftali, 9-10 lira...
İyi bir kayısı, 14 lira...
Yaz aylarının gözdesi karpuzun kilosu 1.5-2 lira...
Vatandaş, fiyatı düşen birkaç ürün dışında hiçbirini, bir hafta sonra aynı fiyata alamıyor.
Hamdin Erişen diyor ya...
"Keşke fiyatlar böyle kalsa..."
Vatandaş da bu gidişle fiyatların düşmesinden umudunu kesecek.
O da "Keşke fiyatlar böyle kalsa!" diyecek.
***
Hamdin Erişen'in şu sözlerini doğrusu yadırgadım:
"Vatandaştan domates, biber, patlıcan pahalı diye hiç şikayet duymadım.
Çünkü pazar tezgahlarındaki ürünleri hemen hemen hepsi, makul fiyatlarda.
Bu fiyatlara alışacağız. Alışmak zorundayız."
Bu ifadelere ilaveten, bir manav arkadaşın sözlerini eklemek zorundayım:
"Pandemiden inşallah kurtuluruz.
Ekim sonunda Kasım'da ikinci dalga gelirse...
Bu fiyatları kimse tutamaz."
***
Durum bundan ibaret...
Gerisi lafı güzaf...