GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
11 Mart 2021 Perşembe

Pamukların efendisi artık seramik yıldızı!

Sizinle konuşurken, şakalaşırken…

Gözlerinin içi gülüyorsa her daim…

Bilin ki…

Yarattığı dostlukların kapısını ardına kadar açan…

Sihirli samimiyetindir…

Zor bulursunuz başkalarında…

O’nun karşılıksız sergilediği…

“Al kalbim senin olsun…” güzelliğini ve dahi dostluğunu…

***

Ataları mübadele ile Arnavutluk’tan gelmiş…

Piriştina’dan…

Bahse girerim, iki ay sonra…

“Yav, zaman su gibi akıyor; ne zaman yaş 70 oldu?” diyecek…

Ah; az daha unutuyordum…

Arnavut inadı var ama…

O’na yakışıyor doğrusu…

***

Devlet memuru bir ailenin çocuğuydu…

Babası İlyas Nuri Dinleten, meşhur Hisar Camii'nin müezziniydi…

Annesi Münevver Dinleten ev hanımı…

Dört kardeştiler…

O parmak kadar çocukken…

Hisar Camii önünde satılan boncukları alıp…

“Maşallah” şeklinde dizerek…

Eve giren ekmeğe katkı koyardı…

Karataş Ortaokulu’nu bitirdiği gün…

İzmir Ticaret Borsası’nda…

Pamuk ticareti yapan ajanın / simsarın stajyeri olarak…

Ekmeğinin peşine düştü…

O sırada 15 yaşına yeni girmişti…

Tarihi İzmir Borsası’nın ele avuca sığmaz o ajanı…

Hem çalıştı hem de Akşam Ticaret Lisesi’ni bitirdi…

Bırakmadı, okumayı…

Ege Üniversitesi Ekonomi ve Maliye Bölümü'nden mezun oldu…

İşi çok zordu…

Bazen pamuk satabilmek için şehir şehir dolaşır…

Ayakkabısını bile ayağından hiç çıkarmadığı olurdu…

***

Aradan yıllar geçti…

Hikayemizin kahramanı Emin Dinleten

İzmir Ticaret Borsası’nın…

En fazla işlem hacmini gerçekleştiren Pamuk Ajanı oldu…

Adı; “Pamukların Efendisi”ne çıktı!

***

Siyasete heves etti…

Mehmet Ağar, o sırada Demokrat Parti lideriydi…

Kısa süre sonra Emin Dinleten…

Demokrat Parti’de Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi oldu…

Mehmet Ağar’ın ekonomi danışmanıydı…

İzmir Milletvekili Adayı oldu…

Çok hevesle çalıştı…

Partisi 2007 seçimlerinde baraj altı kalınca…

Politikadan elini-ayağını çekti…

Kendisini tamamen mesleğine verdi…

***

Emeklilikten önce son beş yıl…

Düzenli olarak Ege TV’de her Perşembe…

Çiftçiye yararlı olmak için…

“Beyaz Altın” pamuğun ne denli bir nimet olduğunu anlattı…

Genç üreticileri bilgilendirdi…

***

2000’li yılların başlarında…

İzmir’in vergi rekortmenleri arasına girdi…

44 yıl önce Nigar Hanım’la hayatını birleştirdi…

Birbirlerine deli gibi aşık oldular…

İki kızları dünyaya geldi; mutlulukları katmerlendi…

***

İzmir’deki bu Büyük Aşk’ın kahramanlarından Nigar Hanım…

Evdeki Reis oldu; çocukları O büyüttü…

Mutlu yuvasındaki onarım işlerini bile Emin Bey’e bırakmadı…

Aşklarını ölümsüzleştirmek için…

Emin Bey de…

Eşinin adına 10 bin fidandan oluşan bir “orman” hediye etti…

O fidanlar şimdi, boylarını geçti…

Aşk dediğin böyle büyüyor işte…

Ne güzel di’mi?

***

Evlendikleri günden beri dünyayı geziyorlar…

Varsa 200 ülke an itibarıyla…

Bilin ki; garanti 80’ini görüp, keşfetmişlerdir…

***

Emin Dinleten…

Babacığı İlyas Nuri Hoca gibi…

Olağanüstü bir sese sahipti…

Şuna gönülden inanabilirsiniz…

Bu güzel ülkenin…

Gelmiş geçmiş Türk Sanat Müziği solistlerinden…

Allah vergisi daha muhteşem bir sese sahipti…

Dost meclislerinin…

Değişmeyen yanık / içli sesi oldu…

Emin Dinleten’i “dinlerken” gözyaşlarını tutamayanları gördüm…

Efsane ezan okur…

Hem de beş farklı makamda…

(Sabah Ezanı: Sabâ makamında / Öğle Ezanı: Rast makamında / İkindi Ezanı: Hicaz makamında / Akşam Ezanı: Segâh makamında ve Yatsı Ezanı: Uşşak makamında…)

***

Emin Dinleten’e sorarsanız…

Emeklilik, pek hayal ettiği gibi olmadı…

Vatanında görmediği yerleri dolaşacaktı…

O’na da Pandemi izin vermedi…

Peki, ne yaptı?

İçinde hiç sönmeyen gençlik ateşi gibi…

Boyama tutkusunu yeniden gündeme taşıdı…

Çeşme’den bir yere ayrılmıyor…

Bir yıldır da…

“Seramik Obje Boyama” sanatı ile halvet…

Kendisi de şaşırıyor ister istemez…

“Nasıl bir tutkuymuş bu boyama sanatı; neden daha genç yaşlarda başlamadım?” diye hayıflanıyor…

Şimdi istese de vazgeçemeyecek durumda…

Boyadığı eserleri görenler…

“Ben de isterim, yoksa darılırım diyor…”

Renklerle can verdiği tüm seramik objeleri…

Bir hayır kurumuna bağışlayacak…

***

Bitiriyoruz…

Veda ederken…

Hayatın her yaşta “bahar” tadında olduğunu söyledi ve ekledi:

“Sanıyorum en önemli özelliğim, 1962 yılında çıktığım İzmir Ticaret Borası merdivenlerinden 55 senelik bir çalışmadan sonra; sözünü, ödemesini, çalışmalarını kurallara uygun yaparak aynı merdivenlerinden şerefle inmek oldu… Çok fırtınalar geçti hayatımızdan ama arkamızda kimsenin bize bir kırgınlığı, kızgınlığı olmadı… Allah’tan başka ne isteyebilirim ki?”

Nokta…

Sonsöz: “İnsanlar kitap gibidir… Gerçek karakterlerini kapağa bakınca değil, zamanla sayfalarını okudukça anlarsınız… / Hz. Mevlana…”