GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Emin ÖZTÜRK
YAZARLAR
16 Haziran 2017 Cuma

PERŞEMBENİN GELİŞİ…

“Naziler önce Yahudileri götürdüler, sesimi çıkartmadım. Evet, ben bir Yahudi değildim. Sonra komünistler için geldiler, sesimi çıkarmadım, evet, ben bir komünist değildim. Sosyal demokratları hapsettiklerinde sesimi çıkarmadım, evet, bir sosyal demokrat değildim. Sendikacıları almaya geldiklerinde sustum, evet, ben bir sendikacı değildim. Benim için geldiklerinde ise, buna karşı çıkabilecek kimse kalmamıştı…”

CHP’nin Papaz Martin Niemöller’in bu sözlerinde haberdar olmaması mümkün mü? Değil elbette…

Bir yandan yargı ‘siyasallaşılıyor’ diyeceksiniz, diğer yandan HDP’li vekilleri siyasallaştığını söylediğiniz yargıya emanet edeceksiniz.  Bugün’ halkın iradesine saygı’ diye sorabilmenin yolu, belki de siyasallaştığı söylenen yargıya HDP’li vekilleri teslim etmemekten geçiyordu!

Berberoğlu’nun tutuklanmasını elbette çok önemsiyorum. Aynı şekilde CHP’nin ‘adalet yürüyüşü’nü de… Ancak benim takıldığım sadece bunlar değil. Bugün sokağa inen CHP 16 Nisan sonrası ‘sokak’ faktörünü yok saydı ya, ben orada kaldım…

Neden ‘Hayır’ bloğuyla birlikte demokratik bir hakkı kullanmak yerine zamana oynayıp ‘umut’ tacirliği yapıldı?

Bugün tercih edilen kitlesel demokratik protestolar 16 Nisan sonrası yapılamaz mıydı?  Belki de sokak çareydi, belki de çözüm sokaktaydı? Bu yöntem neden görmezden gelindi?  

Hem ‘bu şaibeli bir sonuçtur. ‘Evet’in meşruiyeti yoktur.’ diyeceksin hem de demokrasi adına sonucu baştan belli girişimlerde bulunacaksınız! Mağlup takımın top çevirerek zamana oynadığı nerede görülmüş.

Her zaman söyledim tekrar yineliyorum; bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu vardır. Nokta… Muhalefet derken sadece siyasi partiler anlaşılmasın. Gelişmiş demokrasilerin vazgeçilmezi odalar, sendikalar, dernekler, barolar vs. gibi sivil toplum örgütleri kastedilen.

Martin Niemöller’in kapısı çalındığı gibi bir gün kendi kapıları da çalınacaktı. Çalındı… Mecliste bekleyen dosyalara bakarak bunun son olmayacağını söylemek mümkün.

Dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle mecliste bekleyen 20 dosya var. Fezlekelerin yedisi CHP’lilere ait, 12 HDP’lilere, bir tanesi AKP’liye… Ankara’dan yola çıkan ‘Adalet yürüyüşü’nde Kemal Kılıçdaroğlu’nun günde 18 Km yürüyerek etabı 28 günde tamamlanası planlanıyormuş.

Dosyaların birinin kendine ait olduğu düşünüldüğünde 6 çarpı 28 Km daha yürünecek yol var demektir. Ha ‘adalet herkes için’ diyerek yolu Edirne’ye kadar uzatırsa o başka tabi…