GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Ocak 2021 Cuma

Orta Direği’ni kaybeden ülke!

Tamı tamına 37 yıl önceydi…

1980 Darbesi yaşamış Türkiye, normale dönmeye çalışıyordu…

Asker’in bastırmasına karşın…

Bir süre sonra Siyaset Kazanı fokurdamaya başladı…

Her türlü sıkıntıya karşın…

1983’te sandıktan yeni kurulan Anavatan Partisi çıktı…

Seçimi Turgut Özal kazanmıştı…

Sevimli politikacıydı yeni Başbakan…

Seçim propagandaları sırasında hiç usanmadan…

“Orta Direk” dedi, durdu…

Peki, neydi bu “Orta Direk”?

Türkiye’nin “kahir ekseriyeti” idi!

Yani…

Vatandaşın, pek büyük çoğunluğuydu…

Rahmetli Turgut Bey’e göre…

Türkiye, aslında bir “Orta Direk” ülkesiydi…

Daha açık ifade etmek gerekirse…

Küçük memur…

Emekli…

Küçük esnaf…

Küçük çiftçi gibi…

“Düşük ve sabit gelirli” vatandaşımı tarif ediyordu…

Özal’a sorarsanız…

“Orta Direk”, toplumun geniş bir kesimini temsil ediyor…

Ekonominin ve Siyaset’in önemli aktörü oluyordu…

***

Özal’la birlikte…

Serbest piyasa ekonomisine geçildi…

Döviz taşımak…

Alım/satım yapmak serbest hale geldi…

Sonunda…

Dolar aldı başını gitti…

1984’te 442.5 TL.’ye…

Ertesi yıl 574 TL.’ye…

1986’da 756 TL.’ye kanatlandı…

***

O sırada…

Memleketimde asgari ücret…

24 bin 500 TL.’ydi…

Enflasyon, %49’larda dolaşıyordu…

420 Gram ekmek 27 Lira 30 Kuruştu…

***

Yıllar böyle geçti…

Orta Direk, hayatından mutlu muydu?

Ne gezer…

Ama dişini sıkmaya devam ediyordu…

Hayat, böyle de güzeldi…

***

Gelelim, fasulyenin nimetine…

Çeyrek asırdan fazla zaman…

Orta Direk’in ağzına…

Hep bir parmak bal verildi…

Daima…

Seçim zamanı gelip, çattığında hatırlandı…

Ama, Özal’dan sonra bi’daha kimseler…

“Sen benim canımsın Orta Direk” demedi…

***

Turgut Özal’dan sonra…

Kimler, kimler geldi geçti…

Yıldırım Akbulut… Süleyman Demirel… Erdal İnönü… Tansu Çiller… Necmettin Erbakan… Bülent Ecevit… Abdullah Gül… Recep Tayyip Erdoğan… Ahmet Davutoğlu… Binali Yıldırım…

Bi’tanesi bile…

O efsane “Orta Direk” sıfatını ağzına almadı…

Oysa…

Vatandaşın büyük bölümü…

Aynaya baktığında…

Hiç yüksünmeden “Orta Direk” sıfatını kendine yakıştırıyor…

Politikacıların da kendisini unutmamasını istiyordu…

***

Vatandaşın hevesi kursağında kaldı…

Emekli… Bürokrat… Çiftçi… Besici… Esnaf… Sanatkar…

Hepten unutuldu…

Asıl onlar “Orta Direk”ti…

Türkiye’nin Çatısı’nı…

Onlar ayakta tutuyordu…

“Fakir, fukara, gureba” sayısı artmaya başladı…

***

Orta Direk’in kaybolmaya yüz tuttuğunu…

İlk AK Parti keşfetti ama…

Uygulama ne yazık ki “yanlış” oldu…

Konfüçyüs’ün o meşhur…

“Birine iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret…” sözünü unuttu…

Bunun yerine…

Sosyal Yardım kapısını araladı…

Muhtarlar aracılığıyla…

Evlere koli koli yiyecek, içecek gitmeye başladı…

Hatta…

Elektriği olmayan köylere buzdolabı verildiği efsanesi yayıldı…

Çalışan azaldı, yardım alan çoğaldı…

Garip “meslekler” türedi…

Kim olduğu belli olmayan bi’takım insanlar…

Belediye işçilerinin yerine…

Sokaklardan çöp toplamaya…

Sonra onları satarak yeni sektörler yaratmaya başladı…

***

Şehirlerdeki pazaryerinin “özgün yapısı” değişti…

Eskiden “üretici” gelirdi semt pazarına…

Sonra?

Hal’den aldığı sebze-meyveyi…

“Köyden geldi bunlar tazecik, organik…” diye pazar açanlar türedi…

***

Sonunda…

Kimin “Orta Direk” olduğu bilmece haline geldi!

Oysa…

Çok değil, 20 yıl önce “Orta Direk”i yanına alan…

Seçim kazanıyordu…

Şimdi ise…

Oturduğu yerde çalışmadan, yardım alan için…

Artık karada ölüm yoktu!

***

Bugün, bir değil iki üniversite bitiren iş arıyor…

Üstelik aylardır; bazıları ise yıllardır…

Orta Direk ise…

Artık o eski Orta Direk değil…

Eski Orta Direk için de hayat pahalıydı ama…

Hiç olmazsa…

Çalışıp, evine ekmek götürüyordu…

Mutluydu Kemal Sunal’ın filmlerindeki insanlar gibi…

***

Bitiriyoruz…

Asıl üzerinde durulması gereken özel bir ayrıntı var…

Üniversite mezunu beyaz yakalılar ile…

Asgari ücretli arasındaki maaş farkı gittikçe daralıyor…

Böyle bir tabloda…

“Orta Direk” kimin aklına gelir ki?

Nokta…

Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür! / Hz. Mevlana…”