GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
31 Ocak 2020 Cuma

Namert komşu!

Yer dingo’nun ahırı değil!

Avrupa Parlamentosu’nun Brüksel’deki genel kurulu…

Herif kürsüye çıkıyor…

“Sözde Komşu”nun sözüm ona bağımsız milletvekili…

Yani…

Yunan tohumu, kendileri…

Kürsüye geldi; tükürür gibi konuşmaya başladı:

“Kimse Yunan vatandaşlarının durumunu konuşmuyor… Herkes göçmenlerden bahsediyor, ne olacak bizim haklarımız?”

***

Kafatasçı olduğu belliydi…

Konuşmak yetmez, “hareket çekmesi” lazımdı…

Önce kıskançlığını kustu:

“Bir tarafta da Türkiye var, her istediğini yapabiliyor... Ülkemize akın akın göçmen geliyor…”

Kafadan bacaklı kafatasçı, n’olacak; demeye kalmadı…

Yanında getirdiği kağıttan Türk Bayrağı’nı…

Önce başının üstüne kaldırdı…

Bi’kez daha sesini yükselterek bağırdı:

“İşte bu Türk Bayrağı… Bununla ne yapılır, yırtıp atılır… Artık buna bir son vermeliyiz…”

Anlık bi’olaydı…

İğrenç biçimde; kursağında ne varsa saçmıştı…

Bi’an genel kurula baktı ve…

Caart, diye bayrağımızı yırtmaya başladı…

***

Biz ne yaptık?

Büyük(!) tepki gösterdik…

Tepkimiz tarihten bir yaprak gibiydi:

“Şanlı bayrağımıza uzanan elleri nasıl kırdığımızı, denize nasıl döktüğümüzü en iyi bu ırkçı kafalar bilir… Avrupa'nın şımarık, ırkçı çocukları hadlerini bilsin…”

Sonra arkası geldi…

Musallat, dedik…

Kalleş ve kirli elli, dedik…

Avrupa Parlamentosu’na gözdağı verdik:

“Bu palyaço hakkında gerekenin yapmasını bekliyoruz…”

N’apacak Avrupa Parlamentosu?

“Ha’di len evine…” mi, diyecek?

Mümkün mü?

***

O şarlatan vekil var ya…

İster misiniz, Atina’ya geldiğinde…

Krallar gibi karşılansın!

Olmaz, demeyin…

Bunlar kinli, her şey beklenir…

***

Bi’kaç gün sonra bunların hepsini unutacağız…

Kafatasçı Yunan vekil…

Adını bile buraya yazmaya değmez…

Yediği nane ile kalacak…

Artık, torunlarına anlatır…

Karnını hoplata hoplata

***

Yazıp, çizerken…

Bunlara bi’de “Komşu” diyoruz…

İzmir’i işgal ettikten sonra…

Bu kentin halkına kan kusturan atalarının…

98 yıl önce 9 Eylül’de…

Mehmetçik tarafından…

Nasıl denize döküldüğünün acı hatırası…

Hala bunların ciğerlerini parçalıyor…

***

Aslında…

Kabahat bizde…

Yaz tatilinde…

“Yunan adalarına gidiyoruz şekerim!” diye diye…

Tepemize çıkardık bunları!

***

Aslında…

Cennet bir ülkede yaşıyoruz…

Üç tarafımız denizle çevrili…

Paran varsa, tatilin en kralı bu ülkede…

Geride bıraktığımız yıl…

40 milyondan fazla yabancı turist bizi seçti…

Manyak mı bu gelenler?

Bayılmasalar bu cennet memlekete gelirler mi?

Peki…

Bunların arasında Yunan var mı?

Var…

200 bini geçmez…

Peki; kaçımız geçen yıl Komşu’yu tercih etti tatil için?

1.5 milyon!

Şimdi, şöyle itiraz eden olacaktır:

“Bi’kafatasçı bayrağımızı yırttı diye o cennet Yunan adalarına gitmeyelim mi?”

Bi’şi diyemem vallahi!

Ha’ni bi’tavsiyede bulunacağım, yanlış olacak…

İyisi mi…

Öyle düşünen varsa…

Cevabımız yalın ve anlaşır:

“Yüreğinin götürdüğü yere, güle güle…”

***

Neden böyle diyorum?

Çünkü…

Çirkin Komşu(!) da yüreğinin götürdüğü yere gidiyor!

Son 20 yılda…

Sinsi sinsi…

Ege Denizi’nin bir Yunan Gölü olması için çalışıyor…

İşte…

İzmir’in Koyun Adası…

Aydın’ın Eşek Adası…

Muğla’nın Keçi Adası…

Aydın’ın Hurşit Adası…

Bi’ara savaşı bile göze aldığımız Kardak Kayalıkları…

Bodrum Turgutreis’in karşısındaki Keçi Adası…

Bodrum Gümüşlük’ün dibindeki Kilimli Adası…

Didim’e sadece 2 mil Bulamaç Adası…

Bu adaların tamamında…

Binlerce Yunan askeri var…

Nasıl izin verdik?

Demek ki, “Komşu”nun şımarması doğal!

***

Bitiriyoruz…

Tarihten bir yaprak ile…

Bilirsiniz ama…

Bi’kez daha hatırlatamakta yarar var…

İzmir’in Yunan işgalinden kurtulduğu günler…

Ulu Önder Atatürk…

Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde konaklayacak…

Girişte kadınlı, erkekli muazzam bir topluluk birikmiş…

Gazi, İzmirliler’i selamlıyor; köşke yöneliyor…

O da ne?

Birdenbire yüzü asılıyor…

Kaşlarını çatıyor…

Çünkü…

Geçeceği yerde boylu boyunca bir Yunan Bayrağı sermişler…

Karşılayanların önde gelenlerine bunun nedenini soruyor…

Aldığı cevap “kısasa kısas” modeli:

“Yunan Kralı Konstantin’in 1921’de İzmir’e geldiğinde burada ağırlanmıştı… Köşk’e yere serilen Türk Bayrağını çiğneyerek içeri girmişti…”

Ulu Önder, kesti; attı:

“Yunan Kralı hata etmiş... Çünkü, bayrak bir milletin onurudur... Ben bu hatayı tekrarlamam…”

Bir işareti yetti…

Anında, yerdeki Yunan bayrağı kaldırıldı…

Gazi, bembeyaz mermer basamakları yavaş yavaş çıkmaya başladı…

***

Ve, günün sorusu:

“Yunanistan niye efeleniyor?”

Müsadenizle…

Bu sorunun cevabını size bırakalım…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”