GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Ocak 2020 Pazar

Kurşunum bitinceye kadar!

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

Bu özel anıyı…

İlk kez kaleme alan ünlü tarihçimiz Enver Behnan Şapolyo ile…

“Nükte ve Fıkralarla Atatürk” kitabında yer veren…

Gürcü asıllı gazeteci – yazar Niyazi Ahmet Banoğlu’nu…

Saygıyla analım...

***

23 Nisan 1920…

Ankara’da…

Büyük Millet Meclis’i açılıyor…

Memleketin her köşesinden mebuslar (milletvekilleri) geliyor…

Yeni Meclis’e gelenlerin bir kısmı…

Ankara’da elle tutulur hiç bir şeyin olmadığını görünce…

Resmen şoke oldular!

***

Ne bahsedilen Yeşil Ordu…

Ne hazine…

Ne yatacak bir otel…

Hiçbir şey yoktu…

Sadece…

Mustafa Kemal vardı…

***

O vekillerin bazılarına…

Bu milli dava “çürük” gelmiş olacak ki…

Memleketlerine (kentlerine) dönmeye karar verdiler…

Bunlar geri dönerse…

Meclis’te bir huzursuzluk yaşanmayacağına…

Kanaat getiren Gazi Mustafa Kemal…

Kürsüye çıktı…

Müthiş heyecanlıydı…

Atatürk’ün o güne kadarki yaşamında…

Belki de hiç böylesine canlı bir tablo doğmamıştı…

Meclis’in vekillerine…

Tarihe geçen bir konuşma yaptı…

***

Ve, tane tane…

Kelimelerin üstüne basa basa…

İçinden geçenleri seslendirdi…

***

İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek…

Memleketlerine dönmek istiyorlarmış…

Ben, kimseyi zorla Milli Meclis’e davet etmedim…

Herkes kararında hürdür ve bunlara başkaları da katılabilirler…

Ben, bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatıyla…

Buradan bir yere gitmemeye karar verdim…

Hatta hepiniz gidebilirsiniz…

Asker Mustafa Kemal, mavzerini (tüfeğini) eline alır…

Fişeklerini (kurşunlarını) göğsüne dizer…

Bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar…

Orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim…

Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar…

Düşman kurşunlarıyla yaralanır…

Temiz kanımı, mukaddes (kutsal) bayrağıma içire içire…

Tek başıma can veririm… Ben buna ant içtim…

***

Ve, sustu…

Meclis’e baktı…

Herkesi bir heyecan dalgası sarmıştı…

Vekiller gözyaşlarına engel olamıyordu…

Hiç biri Ankara’dan ayrılmadı…

Nokta…

Sonsöz: “Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”