GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Aralık 2019 Pazartesi

Masum değiliz hiç birimiz!

90’lı yıllarda “hak” mücadeleleri…

Fiyakalı ve anlamlıydı…

Nüfusumuz bugüne göre daha azdı ama…

Hiç olmazsa birileri “bizi dinliyordu” arkadaş…

Şimdi “dinleyen” de yok!

*** 

30 yıl önceydi…

Tıp Profesörü Nurettin Sözen…

SHP’den İstanbul Belediye Başkanı seçildi…

Kendini İstanbul’a adadı…

Birkaç yıl sonra…

Gümüşsuyu’ndaki dillere destan Park Otel’in…

Başı göklere değen inşaatı dikkatini çekti…

Atatürk’ün hayranı olduğu o güzelim otel…

10 yıl önce yıkılmış…

Yenisinin yapımına Başkan Dalan zamanında başlanmıştı…

İstanbul Mimarlar Odası, yeni inşaata karşı çıkıyordu…

23 kat olarak planlanan inşaatın 17 katı…

Başkan Sözen tarafından yıktırıldı…

Zaten mahalleli “gökdelen” istemiyordu…

O’ndan sonra bi’daha hayır etmedi…

90’ların hak, hukuk, adalet arayışı göz yaşartan cinstendi…

***

İstanbul ile İzmir’in arasında “gökdelen” yarışı…

Söz konusu bile olamaz…

Ancak, bugünün geleceğe “fokuslanmış” tablosu…

Yarın için “kıyamet” halidir…

İzmir’in 20 yıl sonraki haline bakıp bakıp…

(İnşallah yaşar, görürüz…)

İçimizden herhangi birinin…

Kendini tutamayıp şöyle mırıldanmasını ister miyiz?

“Biz bu kadim şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum…”

Vallahi, kendi hesabıma…

İzmir’in 20 yıl sonrası için ben böyle demek istemem…

***

Aylardır İzmir’de neyi tartışıyoruz?

Planı filan hazırlanmış…

İzinleri alınmış…

Her şeyi tamam…

Meclis’ten geçmiş…

Ruhsatı kesilmiş…

Konak’ta denize 100 metre mesafede…

Bir gökdelenin neden yapıldığını…

***

“İzmir, İstanbullulaştırılıyor” diye bi’çığlık atmadan önce…

Az biraz…

Güzel İzmir’in “gökdelen” ile verdiği sınavlara bakalım…

***

Kentin karşı çıktığı yeni gökdelen nerede?

Konak’ta…

Çöp Şiş filan yapıyorlar ya, hah tam orada…

Denize uzaklığı kuş uçumu 80 metre var, yok…

Yapı ruhsatında ne yazıyor?

146 metre, 45 kat…

***

Yapılsın mı?

Çoğunluk yapılmasın diyor…

***

O zaman biraz gerilere gidelim…

Nurettin Sözen, İstanbul’da gökdelen yıkarken…

Aynı tarihlerde İzmir’in ilk, Türkiye’nin en yüksek binası…

Hizmete girmeye hazırlanıyordu…

Adı; İzmir Hilton’du… 142 metre boyundaydı, 35 kattı…

İki yıl sonra 30’uncu yaşını kutlayacak…

İzmir Hilton’un başı bulutlara değerken…

Bu kentten ses çıktı mı?

***

90’lı yılların başında Ege Palas Oteli açıldı…

Alsancak’ta denizle 25 metre mesafedeydi…

Rahmetli Mazhar Zorlu yasal açıdan sıkıntılı günler yaşadı…

Ege Palas 61 metre yüksekliğindeydi; 21 katı vardı…

Odalar çok bastırdı ama…

Kamuoyunda hiç gürültü kopmadı…

***

Nutopu gibi bir diğer gökdelenimiz 2001’de doğdu…

Bugünkü gökdelen kavgasının çıktığı yerin…

Araka sokağında…

Adını “Heris Tower” koydular…

124 metre yüksekliğinde ve 26 kattan oluşuyordu…

O sıralarda…

Kamuoyunda “bi’feryat” duyanınız var mı?

***

Aslında bi’de İnciraltı’nda Özdilek’in Oteli var…

O da bizim ilk gökdelenlerimizden…

16 yıl önce açıldı…

Denize neredeyse sıfır…

“CSI Miami” dizisindeki gibi görüntüsü var…

20 katlı 113 metre…

O’nun için de ses çıkmadı…

***

20 yıl önce İzmir’de bunlar yaşanırken…

Biz…

Gökdelenleri yüzünden…

Güneşin ne olduğunu unutmuş New York sokaklarında geçen…

Filmleri izliyorduk…

Böyle “dinazor” gibi binaların olmasını istedik…

Rüyalarımızı süsledi; koptuk kendi dünyamızdan…

Bu nedenle her “sırık bina”ya laf çarpamadık…

Sonra, serpildik, güzelleştik…

Gezi Olayları, cesaret verdi…

Bilinçlendik ayrıca, İzmirliler olarak…

Sonra…

“Sosyal Medya” sayesinde çoğalmayı öğrendik…

Ve, biz İzmirliler…

Ne yazık ki…

Yeni yeni farkına varıyoruz…

Güneşi perdeleyecek…

İmbata hasret bırakacak yapılarla…

Koyun koyuna yaşamanın ıstırabını…

***

İzmir için “gökdelenler”le ilgili…

Özel bir bölgesel için yasal düzenleme var mı?

Yani…

Şu bölgede kalacaklar, bunun dışına çıkmayacaklar…

Filan diye…

İşte, onun olması gerekiyor…

Madem, zamanında kentin Bayraklı bölgesi…

Kimileri tarafından “Manhattan” olarak ilan edilmiş…

Demek ki…

Kentin silüetini bozmamak / bozdurmamak adına…

Öncelikle İzmir’in Büyükşehir Meclisi’nin…

Ardından…

İlçe Belediye Meclisi’ni oluşturan arkadaşların…

Biraz daha özenli…

Ve biraz daha…

Temsil ettikleri İzmir halkının duygularına…

Tercüman olmaları gerekiyor…

Bu güzelliği yerleştiremezsek…

İşte böyle…

Mecliste “zorunlu olarak” plan değiştirmek zorunda kalırız…

Belediye Başkanları sıkılır, üzülür…

Değer mi?

Ne güzel bir kent bu İzmir?

Güneşi görelim binaların arasından, güneşi…

Siz görmek istemiyorsanız o güneşi…

Az, biraz bize müsaade edin…

Ve…

Ah, Sezen yine haklısın…

Söz konusu İzmir ise…

“Masum değiliz hiç birimiz…”

Nokta…

Sonsöz: “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz dikan yaralarıyla kan revan içinde kaydıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir… / Hz. Mevlana…”