GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
27 Mart 2019 Çarşamba

İzmir tamam, sıra Türkiye’nin yol haritasında!

İzmir’in 15 yıllık Reisi Kocaoğlu…

Hem veda turlarını sürdürüyor…

Hem de “seçim önü siyaset yapmaya” devam ediyor…

Bu sefer kent içinde sınırlıydı vedaları…

Sabah başladı, akşama kadar sürdü…

İzmir’in kurumlarına…

Sivil toplum örgütlerine…

Meslek odalarının temsilcilerine…

Kendine has üslubu ile…

“Hoşçakalın…” dedi…

Tek tek teşekkür etti ama…

Sadece…

“Beni unutmayın!” demedi…

Sanki O, bunu demiş gibi…

Karşı taraftan ortak şu ses geldi:

“Biz sizden çok memnunduk!”

Bu iyi dileğin gizli mesajı şudur:

“Devam etseydiniz daha iyi olurdu!”

Geçti, gitti…

Büyük olasılıkla…

“Biz sizden çok memnunduk!” sözü…

İzmir’in kubbesinde bir “hoş sada” olarak kalacak…

Nasıl kalacak?

Şöyle kalacak:

Mesela…

Bugün 20 yaşındaki İzmirli…

2029’da – Allah ömür versin – Aziz Bey’in…

Bu kente kazandırdıklarından…

Nasıl söz edecek?

Siz bu sorunun cevabını düşünürken…

Biz, o ziyaretlerde…

Kocaoğlu’nun sadece tek “cümlesine” kilitlenelim…

***

Herkes meraklı…

Doğal olarak, vedaya gelene hep aynı soru sorulur:

“Eeee, n’apcaksınız bundan sonra?”

Cevap iki kelime:

“Biraz dinleneceğiz…”

Meraklı bakışların biteceği yok; arkasını şöyle getiriyor:

Yüzümüzün akıyla geldik, yüzümüzün akıyla gidiyoruz…”

Sanki 15 yıl İzmir’in hayrına dolu dolu geçmemiş gibi…

Final cümlesi de üç kelime:

“Gerisi hikaye…”

***

Sonra, bakıyor ki…

Meraklı bakışlarda ışık azalmıyor…

“Koca Başkan” dayanamıyor…

Ve “sihirli” sözcükler dudaklarından dökülüyor:

“Bir hayalim var… Nasıl İzmir Modeli’ni ortaya koyarak kentin yol haritasını çıkardıysak, gönüllü bir ekiple Türkiye’nin yol haritasını belirleyecek bir çalışma yapmak istiyorum…”

***

Baktım, bu haberin medyadaki yansımasına…

Bi’Allah’ın yazı müdürü…

Giderayak (Bir hayalim var) cümlesini pas geçivermiş…

Önemli mi?

Çok önemli…

Hem de birkaç nedenle önemli…

Bir; “Aziz Bey yolcu” diyenlerin hevesi kursağında kalacak…

İki; Geçmiş tüm büyük başkanların aksine, köşesine çekilmeyecek, hayatın içinde olacak…

Üç; Demek ki, yine günde 15 saat çalışacak…

Dört;  Türkiye’nin yol haritasını belirlemeye çalışacak…

Abooov!

Ne demek şimdi bu?

***

Sallasan, senaryo çok bu konuda…

Altı ay önce İstanbul’da ne dedi Koca Başkan?

“CHP, Türkiye’yi nasıl yöneteceğini bilmiyor… Türkiye'nin sorunlarından nasıl kurtulacağına dair bir yol haritası belirlememiş… Ekonomide ne yapmak lazım, terörde ne yapmak lazım, dış politikada ne yapmak lazım bilmiyor… Yani, ülkeyi nasıl yöneteceğini bilmiyor…”

Bi’cümle daha ekledi:

“Bu partinin politika üretecek mutfağı yok!”

O’nun bu sözlerini bi’kenara koyalım ve devam edelim…

“İzmir Modeli” nasıl oluştu?

Lokmayı büyütmek için…

Büyüdü mü lokma?

Hem de nasıl?

Peki, İzmir’deki mutfak nasıl mutfak?

İzmir’deki kalkınma hamlesinin beyni oldu o mutfak!

Türkiye’ye yaymak mümkün mü?

Adamının elinde Allahı’na kadar?

Emek vereni nereden bulacağız?

Gönüllü ordusu ne güne duruyor?

O mutfağın güngörmüş şefi nerede?

Bak, veda ediyor?

***

Şimdi diyeceksiniz ki…

“Acaba bu atak yeni bir parti ya da CHP Zirvesi?” filan olabilir mi?

Çoook minik bir olasılık…

Asıl şu olabilir…

Aziz Bey, merkezi İzmir olan…

Başında da kendisi olan…

Kocaman bir…

“Sivil Toplum Örgütü” yaratabilir…

Önder olur, sıkı çalışır…

İki yıl içinde…

Türkiye’nin en büyük “Şefkat Ocağı” olabilir…

Gençlere iş alanı sağlar…

Köylünün, üreticinin “baba ocağı” yerine geçer…

Burs verir, dua alır…

En azından kimsesizlerin kimsesi olur!

Arada, bi’parça da “siyaset” yapar, mesela!

Belki de…

“Türkiye’nin yeni yol haritasını belirlemek…”

O’na nasip olur!

Kimbilir?

Arzular hep şelale ise eğer…

Önünde durabilir misiniz?

Ne demiş büyüklerimiz, gün görmüşlerimiz?

“Bırakıp gittiğiniz her neyse size kattıklarıyla başlarsınız yeni olana…

Zamansızdır vedalar ama tam zamanıdır bazı başlangıçlara...”

Uzun sözün kısası şudur:

“Aziz Kocaoğlu, kesinlikle kenara çekilmeyecek…”

Nokta!

Sonsöz: “Ay dede, yıldızlardan utanır ama yine de cömertliği yüzünden yıldızların arasında bulunur… / Hz. Mevlana…”