GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
9 Eylül 2017 Cumartesi

İzmir'in de şekeri çıktı!

İZBAN’ı kim kurdu?

Yani İzmir Banliyö projesini kim hayata geçirdi?

Ya da soruyu şöyle soralım...

İZBAN kime ait?

Ortada başarılı olmuş bir İZBAN projesi var.

İZBAN 2010 yılı Ağustos ayında hizmete giren bir ortaklık.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın eşit ortaklıkta kurduğu bir şirket.

İZBAN yedi yılda milyonlarca yolcu taşıyan bir başarı öyküsüdür.

Ancak gelgelelim bugün İZBAN velayet sorunu yaşatılan, paylaşılamayan çocuğa dönmüştür.

“Bu çocuk benim, her şeyi ben yaptım, sen de kim oluyorsun” bencilliğine girilmiştir.

Başkan Aziz Kocaoğlu’nun dün Selçuk’ta İZBAN törenindeki öfkesi, çığlığı yapılan bu haksızlığa ve saygısızlığadır.

PİRİŞTİNA’NIN VİZYONU

Geçmişe doğru bakarsak...

Milliyet gazetesinde Büyükşehir Belediyesi muhabirliği yaptığım yıllarda çok yakından takip ettiğim bir projedir İZBAN.

1999 yılında DSP’nin hükümet ortağı olduğu dönemde DSP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ve ekibinin ortaya koyduğu vizyoner bir bakıştır.

Kısaca, Devlet Demiryolları’nın sahip olduğu banliyö güzergahında belediyenin toplu taşımacılık yapma projesidir.

Kara trenli demir yolunun metro standartlarına çıkarılması ve hedeflenen modern ulaşım ağına  dahil edilmesidir.

Toplu taşımada devrim niteliğinde bir atağa kalktı İzmir o günlerde.

Ahmet Piriştina tekerlekli kara yolcu taşımacılığını raylı sisteme çekecek projeyi İzmir Büyükşehir Belediyesi adına tek başına yapacaktı.

Hükümet ortağı DSP’nin gücünü harekete geçirmek istiyordu.

Proje için ilk başta Aliağa – Menderes arasındaki 80 kilometrelik hat öngörüldü.

Fizibilitesi yapıldı, proje hazırlandı.

TCDD ile protokol imzalandı.

Piriştina çok uğraştı, çok sinirlendi, çok üzüldü ama sistemi harekete geçiremedi.

Avrupa Yatırım Bankası’ndan alınan 150 milyon Euro krediye Hazine onayı verilmedi.

Piriştina vazgeçmedi, AK Parti hükümeti göreve geldiğinde projeyi dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a anlattı.

BAŞKAN KOCAOĞLU SAHİP ÇIKTI

2004 yılında Piriştina’nın acı kaybından sonra Başkan Aziz Kocaoğlu İZBAN projesine inandı ve sahip çıktı.

Öncelik verdi.

CHP’li Başkan Kocaoğlu’nun alçakgönüllü, akıllı ve takipçi diplomasisi AK Partili Bakan Binali Yıldırım’ın samimi desteğiyle karşılık buldu.

Farklı partilerden olunmasına rağmen yerel yönetim ve hükümet işbirliğiyle bir ilke imza atıldı.

Mart 2005’te yapılan protokol imza töreninde Binali Yıldırım, “Rahmetli Ahmet Piriştina vefatından 10 gün önce bana yaptığı ziyarette bu projesinin önemini heyecanla anlatmıştı. Ona sözümüz vardı. Hatırası önünde bu vaadimizi yerine getiriyoruz” dedi.

Ve İZBAN doğdu.

İZBAN KİMİN?

Yıllar içerisinde taraflar gerçekten de bir çocuğun büyütülmesindeki emek gibi çaba sarfettiler İZBAN için.

Arada çıkan bürokratik kaprisler ve sorunlar Aziz Kocaoğlu’nun azmi, ısrarcı takibi, Ankara – İzmir arasında mekik dokuması ve Binali Yıldırım’ın çözüm üreten iradesiyle aşıldı.

İZBAN serpildi, gelişti.

Para kazanan bir proje oldu.

Akılcı davranılarak Aliağa – Menderes arasındaki İZBAN hattı önce Torbalı’ya şimdi de Selçuk’a uzandı.

Buraya kadar her şey güzel...

Peki sonra ne oldu?

Köprülerin altından çok sular aktı, önce yerel seçimler ve sonra genel seçimler yapıldı.

Aziz Kocaoğlu ve Binali Yıldırım Büyükşehir adayı oldu.

İzmir İzmir olalı böyle rekabet görmemişti...

Adaylar birbirine saygılı ve zekice yarıştı.

Aziz Kocaoğlu AK Parti’nin en güçlü ismini geçerek ipi göğüsledi.

Ondan sonra...

Sonrası malum,

Binali Yıldırım AK Parti İzmir milletvekili seçildi.

Başbakan oldu ve halinden memnun bir gülümsemeyle “İzmirliler beni Başbakan yaptı” dedi.

TANIYAMIYORUZ

Tüm bu süreç içinde biz İzmirliler ve sanıyorum Aziz Kocaoğlu da Başbakan Binali Yıldırım’ı çelebi kişiliği, çalışkan, esprili ve çözüm üreten tarzıyla tanıdık.

Oysa dün Selçuk’ta gördüğümüz  Binali Yıldırım’ı tanıyamıyoruz.

Bizim tanıdığımız, sevdiğimiz Binali Yıldırım siyaseten rakip de olsalar Kocaoğlu kürsüde yuhalanırken yerinde rahat oturamazdı.

Kocaoğlu “Bu proje sayın Başbakanın olduğu kadar benim de projemdir. Ben sizin belediye başkanınızım, beni nezaketle dinlemek zorundasınız” diye üzüntüyle bağırırken sessiz kalamazdı.

Konuşması engellenen Başkan Kocaoğlu çileden çıkarak, yuhalayanları ayıplayıp kürsüden inerken yüzünde tuhaf bir gülümseme olmazdı.

Ev sahibi Kocaoğlu’nun arkasından “Başkan neden sinirlendi? Aziz Başkan’ın şekeri var. Şekeri çıktı, vitesler attı” demezdi.

Diyecekse de yüzüne söylerdi.

Gücünü orantılı kullanırdı.

“BENİM RAYLARIM, BENİM PARAM, BENİM İZBANIM...”

Bugün gelinen noktada İZBAN’ın siyasete malzeme edilmek istenen, başarısından nemalanılacak bir duruma geldiği anlaşılıyor.

Birileri  “İZBAN benim” demek istiyor.

-“Benim fikrim, benim projem, benim raylarım, benim yatırımım, benim vagonlarım, benim param...” dercesine tavırlar sergileniyor.

Projenin fikir babası, uygulayıcısı ve ev sahibi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi dışlanmak isteniyor.

KOCAOĞLU DAVET EDİLMEDİ

Dün Başbakan Binali Yıldırım’ın katıldığı açılış ile Torbalı – Selçuk arasındaki Sağlık ve Selçuk istasyonlarının hizmete girmesiyle İZBAN hattı toplam 136 kilometreye ulaştı.

Çok güzel, harika.

Emeği geçenlerin ellerine sağlık.

Ancak insana “Bu kadar da olmaz” dedirten detaylara baktığımızda öğreniyoruz ki, Başkan Aziz Kocaoğlu ev sahibi sıfatını taşıdığı ve İZBAN’ın Selçuk açılış töreninden açılış günü yani 8 Eylül’de İzmir Valiliği’nin geçtiği program aracılığıyla haberdar ediliyor.

Bırakın açılışı ortak düzenlemeyi TCDD yüzde 50 ortağı olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nu açılışa davet etmeyi bile gerekli görmüyor.

Başkan Kocaoğlu buna rağmen törene icabet ediyor, konuşma yapmak için kürsüye geliyor.

Bindirilmiş kıtalar yuhalamaya başlıyorlar.

Susuyor Başkan.

Bekliyor.

“Değerli arkadaşlar...” diyor nafile.

Başkan Kocaoğlu yüzünde acılı bir öfkeyle hem kürsüyü, hem de tören alanını terk ediyor.

YÖNETİLEMEYEN KRİZ

Sonuç nedir diye bakarsak...

Siyasetin içinde örneğine daha önce de rastladığımız türden çirkinleşen bir kriz ne yazık ki yönetilememiştir.

Seyir edilmiştir.

Biz İzmir’de daha önce CHP’li kıtalar tarafından aynı tür çirkin muameleye uğrayan AK Partili Bakanlar’a göğsünü siper eden, sahneye fırlayan  Aziz Kocaoğlu’nu da gördük.

“Yuhalayan CHP’lileri” kovmaktan beter eden Kocaoğlu’nu da biliyoruz.

Aslına bakarsanız bugün 9 Eylül...

İzmir’in kurtuluş günü.

Bugün “İZBAN’ı kim kurdu, İZBAN kimin?” diye mi konuşmalıydık...

“Kim kimi neden yuhaladı” diye mi konuşmalıydık.

İZBAN şüphesiz ki İzmirliler’in.

Gördüğüm bir şey varsa,

O da Kocaoğlu’nun yuhalanması ve beraberinde sergilenen tavırla birlikte,

 “İzmir’in de şekeri çıkmıştır...”