GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
18 Ağustos 2017 Cuma

Haydi İzmirliler yüzmeye...

Bu böyle olmayacak arkadaşlar.

Pamuk eller cebe.

Herkes bütçesi kadar bir şeyler koyacak.

İzmirliler ortaklaşa tekne alacağız kendimize.

Gerçekten...

Madem karayoluyla evimize ulaşamıyoruz artık...

Ve madem vapurlar iskelede yatarken İzmirliler yollarda inim inim inliyor.

Kendi işimizi kendimiz göreceğiz.

Tekne alacağız.

***

Bunu kaç gündür yaşıyoruz.

Malum trafik kilit.

Malum tramvay inşaatı var.

Tamam onu biliyoruz, anladık.

İnsanlar Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda arabalarının içinde, otobüslerde üç şerit tıkalı bekliyor.

Konak’a, Alsancak’a gidilemiyor.

Gittiysen de dönülemiyor.

Mithatpaşa caddesi desen aynı...

***

-Peki İzmir’de bu söz konusu güzergah nerede seyrediyor?

“İzmir yalısında, körfez kıyısında.”

-Nasıl yani o hatta deniz mi var?

“Evet şekerim, şiirlere konu olmuş bir deniz var tam o kıyıda.”

-İlginç... Peki deniz yoluyla mesela vapurlarla ulaşım sağlasanız...

“O çok mümkün değil.”

-Neden ki?

“Çünkü güneş battıktan sonra İzmir’de gemiler, vapurlar Göztepe ve Üçkuyular’a çalışamaz.”

-Sebep? İnsanlar evlerine ulaşamıyor dedin. Herkes saydırıyor dedin, trafik kilit dedin. Acil önlem alınarak deniz ulaşımına ağırlık verilse, vapur seferleri arttırılsa, ek seferler konsa mesela?

“Kanun var şekerim, liste var. O sefer listesinde ne yazıyorsa odur. Kimse kılını kıpırdatamaz. Vapurlar yatar, İzmirli bakar.

***

-Dün akşam mesela saat kaçtı eve varamadığında?

“22.30 sularıydı.”

-Tamam, peki İzmirliler’i denizle buluşturmaya and içenlerin vapurları ne yapıyordu o sırada?

“Paydostaydı.”

-Nasıl, neden?

“Kardeşim çünkü vapurların saati belli, liste var görmüyor musun? Ne yazıyorsa o. Yazmış adamlar oraya 19.45 demiş, son vapur, son gemi demiş. O saatten sonra İzmir yansa kılı kıpırdamaz yani o gemilerin.”

-Pasaporttan mesela? Konak’tan?

“En son vapur 19.45’te kalkar dedim ya. Çocuk oyuncağı mı bu? Zırt pırt değiştirecekler?”

-Sefer sayısı arttırılamaz mıydı, acil durum planı yapılamaz mıydı? Binlerce İzmirli yollarda...

“Aktarmalı ulaşım merkezi Üçkuyular’a denizden ulaşım sağlanamaz kardeşim. Olmaz yani. Vapur, gemi saatleri belli.

-Ama bu acil bir durum, olağanüstü bir hal var. On binlerce İzmirli hiç olmazsa Göztepe iskeleye, hiç olmazsa Üçkuyular iskeleye deniz yoluyla taşınamaz mı?”

“Arkadaş, vapurların belli bir çalışma prensibi var, çalışma sistemi var. Bozulamaz o sistem, ayarlamışlar adamlar işte her şeyi. Güneş battıktan sonra vapurlar Göztepe’ye Üçkuyular’a çalışamaz. Nokta.”

-İyi ama biz hani deniz kentiydik, denizle buluşacaktık?

“Kapatalım bu konuyu, anlamıyorsun sen bizi. İzmirli değilsin sen galiba...”

***

İşte bu iç konuşmalar içinde boğulup kaldık İzmir’de.

Ha ama “Yok biz boğulmayız, yüzme biliyoruz” diyorsanız.

Son bir çare daha var.

Tekne alamadık diyelim birlikte, paramız yetmedi.

Yüzeceğiz arkadaşlar...

Evimize varmak için gerekirse körfezi bir baştan bir başa yüzeceğiz.

Bunu yapabiliriz.

Bir bikini, bir mayoya bakar.

Koyarız çantamıza, atlarız Pasaport’tan şof diye denize.

Körfezde yüzmeye söz verip daha parmağını sokmamışlara nispet yaparız.

Ohh, kulaç kulaç üstüne.

Kulunçlarımız açılır.

Yüzme bilmeyenler mi?

Belki belediye yüzme kursu açar onlara.