GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
26 Haziran 2018 Salı

Islak, yorgun ve huysuz martılar

Sevgili Muharrem İnce,

Hatırlar mısınız?

Cumhurbaşkanlığı adaylığınız ilan edildiği gün…

CHP Genel Merkezi’ne gittiniz.

Tabii ki sevinçliydiniz.

Heyecanlıydınız.

Genel Başkanlık katına çıkmak için asansöre bindiğinizde…

Oldukça büyük olmasına rağmen…

Sizinle birlikte 20 kişi kadar bindiği için asansör hareket etmedi.

Beklediniz…

Birileri inmeyi akıl etsin…

O inceliği göstersin…

Önce “Ben” demesin…

Sevgili davransın…

Saygılı davransın…

Aslında kısa süren…

Ama eminim ki size çok uzun gelen o anda…

Asansörde kimse yerinden kıpırdamadı.

Hep tekrarladığınız gibi…

Gereğini yapıp!

“Ben ineyim o zaman…”

Diyerek…

Asansörden indiğinizde…

Sizi ilk kez gerçekten fark etmeme neden olan cümleniz döküldü ağzınızdan…

“CHP’nin neden iktidar olamadığı belli. Bu kafayla iktidar olunmaz.”

Ekranlara yansıyan görüntüdeki sahiciliğiniz çok çarpıcıydı.

Bugünkü CHP’yi bu kadar kısa ve net anlatan…

Hücrelerine kadar tarif eden bir cümle…

Bir de kampanya sürecinde bir sözünüz oldu çok hoşuma giden.

Neden sarayda oturmayacağınızı anlatırken söylediniz.

“Ben 16 yıllık vekilim, geçen sene bir apartman dairesi satın aldım. Orada oturmaya devam edeceğim, ne işim var sarayda. Ben daha evime doymadım ki…” 

Bu cümlenizdeki samimiyet ve doğal ton...

“Daha evime doyamadım ki…”  ile

Yansıyan yaşam sevgisi, tecrübe ve alınteri de çok anlamlıydı.

***

Kampanyanız başladı.

50 gün boyunca sizi izledik...

Bütün Türkiye izledi.

Bizi gülümsettiniz.

Aklımıza, duyarlılıklarımıza, öfkemize, özlemlerimize dokundunuz.

İçimize sular serptiniz.

Küçük adalarımızdaki yalnızlıklara iyi geldiniz.

Duygularımızı, düşüncelerimizi buluşturdunuz.

Bir araya getirdiniz.

Yarışalım, kazanalım inancını kitlelere yaydınız.

Seçme, oy verme heyecanı yaşattınız.

Müşahit olma, oy sayma, sandık başı bekleme bilgisi kazandırdınız.

Gülümsediniz...

‘İnce’ zekanın sayısız örneğini gösterdiniz.

Kahkahalarımıza vesile oldunuz.

Siyasetin çatık kaşlı, sevimsiz, ağdalı, tutucu yüzünü paramparça ettiniz.

Başka bir dille siyaset yapılabileceğini kanıtladınız.

Kabalaşmadan, hakaret etmeden, bağırmadan kafa tuttunuz...

Umut adlı çiçeği yeşerttiniz.

Milyonları büyülediniz...

***

Kampanya boyunca matine – suare takip edildi mitingler...

En çok Facebook‘ta bir ev hanımının yaptığı yorum hoşuma gitti:

“Ben hayatımda hiç mitinge gitmedim, izlemedim. Ama Muharrem İnce’nin mitinglerini ne zaman başlayacak diye heyecanla bekliyorum. Hepsini izliyorum. Seçim bitecek diye üzülüyorum.”

Reyting rekorları kıran dizi film gibiydi mitingler.

Heyecanla takip edilen...

Bugün bunu söyledi, şunu yaptı diye anlatılan.

Seçim şarkınız mahalle bakkallarında ıslık oldu, çalındı.

Tramvayda bir ağızdan söylendi.

Esprileriniz havada uçuştu.

Çatır çatır laf yetiştirmelerinizi...

Tuttuğumuz takım gol atmış gibi coşkuyla izledik...

***

Bugün şimdi,

Seçim sonuçlarına bakıp...

Açıklama mesajlı oldu, geç oldu, eksik oldu...

Diye yüzünü ekşitenlere diyorum ki,

Aranan lider...

Bulundu.

Bir lider kazandık.

Sevgimiz, saygımız, güvenimizle…

Birlikte çok şeyler yapabileceğimizi anladık…

“Hepimizin Cumhurbaşkanı” ne demekmiş?

Öğrendik.

Sevecenliğiniz için...

Doğallığınız için...

Cesaretiniz için...

Dürüstlüğünüz için...

Utanırım dediğiniz...

“Hata yaptım” diyebilme erdemini gösterdiğiniz için...

Özür dilemeyi bildiğiniz için...

Türk tipi siyasete kattıklarınız için...

Size teşekkür ediyoruz.

***

Sevgili Muharrem İnce,

50 günlük tanışıklıkla...

Bu seçim kaybedildi belki...

Ama sizi kazandık.

Biz sizi çok sevdik.

50’sine yeni bastığınızda yazdığınız şiirdeki gibi...

“Mutsuz kente mutlu yağmurlar yağdırdınız.”

Bıkkın, küskün milyonlara...

Türkiye’de yalnız olmadıklarını gösterdiniz.

Bilin ki,

Siz de yalnız değilsiniz.

Geleceğimizi kazanmak için...

Siz de bize...

50 yaş şiirinizdeki...

“Islak, yorgun ve huysuz martılara emanetsiniz..."