GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
12 Haziran 2018 Salı

Selanik’ten İzmir’e tatlı bir yolculuk

Gelin, seçim toz dumanına ara verelim.

Hayatın tadına dokunalım...

Size hem lezzetli, hem duygulu, tarih kokan bir öykü anlatayım.

Selanik’teyiz…

Zübeyde Hanım ile kapı komşu bir aile…

İmrekler...

O zamanlar adı henüz Mustafa Kemal olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ile evleri yan yana…

“Ninem Gülsüm Hanım ile Zübeyde Hanım’ın evlerinin bahçesi birmiş. Ninem anlatırdı, Harp Okulu’nda okurken Atatürk’e yolluk börek yaparmış…”

Bu çarpıcı sözler şimdilerde 80’li yaşlarını süren Vedat İmrek’e ait…Mübadelede İmrek ailesi Selanik’ten İzmir’e göç edince…

Zübeyde Hanım, yakın ahbabı Gülsüm Hanım ve İmrek ailesi için devreye giriyor.

“Zübeyde Hanım, ninemler İzmir’e geldiğinde Dibekbaşı Mumcukahve’de iki katlı bahçeli çok güzel bir ev verilmesine yardımcı olmuş. Ben o evde büyüdüm, gençliğim o evde geçti. Sonrasında ninem ve Zübeyde Hanım’ın yolları İzmir’de de kesişiyor, yakın görüşüyorlar.”

Vedat Amca’nın dedesi Selanik’te helva fabrikası işletiyormuş.

Ancak aile mübadele döneminde her şeyini bırakıp İzmir’e geliyor.

Efsane lezzet “İmren”in  öyküsü de işte böyle başlıyor.

Vedat İmrek henüz çocuk yaşlarda…

SARAYLI USTA

Amcası Recep Bey Kemeraltı’nda bir lokantada işe başlıyor.

Ustası saray aşçısı Mehmet…

Peki saray aşçısı Mehmet kim?

Mehmet Usta, Sultan Vahdettin’in aşçıbaşılığını yapmış…

Emekli olunca İzmir’e yerleşip Hisarönü’nde lokanta açmış.

Selanik’ten göç eden Recep İmrek yanına çırak giriyor.

Recep İmrek, saray aşçısı Mehmet Usta’dan mutfak incelikleriyle birlikte saray tatlılarının sırrını da öğreniyor.

Ardından kardeşiyle birlikte Kızlarağası Hanı’nın hemen yanında bir tatlıcı dükkanı açıyorlar.

50 YILLIK LEZZET

İşte 1945 yılında başlayıp…

1995’e kadar 50 yıl süren efsane lezzet…

“İmren Baklavacısı” macerası böyle başlıyor.

Vedat Amca anlatıyor:

“Ben Ticaret Lisesi’nde okuyordum o zamanlar, okuldan sonra işe yardıma gidiyordum. Amcam bana önce hamur açmayı öğretti. Bezeler merdaneyle basarak büyütülür, oklavayla büyük yufka açılır. Baktığın zaman karşı taraf görülmüyorsa amcam ‘Olmadı’ derdi. Üst üste 13 kat yufkanın her katını tek tek işler arasına nişasta koyardık, hiç yapışmazdı. Tokat Niksar cevizi, Urfa Bahar tereyağı, İstanbul Vaniköy nişastası kullanırdık. “

Şimdilerde gerçek ev baklavası bulmak için tatlıcı tatlıcı geziyoruz diyorum.

Şöyle diyor Vedat Amca:

“İyi baklava gözle anlaşılmaz, tatmadan anlayamazsın. Mühim olan ağız tadıdır, nebati yağ mı tereyağ mı, glikoz mu kullanmış bakarak anlayamazsın.”

KRALİÇE ELİZABETH’E GİDEN BAKLAVA

50 yıl boyunca hep Hisarönü’nde hizmet veren…

Lezzetiyle Türkiye’ye nam salan İmren Baklavacısı’nda başka hangi tatlılar vardı diye sorarsanız…

“Peynir tatlısı vardı, peynirini bile ben yapardım. Tam yağlı koyun sütü ve manda sütü karışık kullanırdık. Fıstıklı, cevizli baklava, sütlü, fıstıklı, cevizli kadayıf, bülbül yuvası, sütlü börek, ekmek kadayıfı, keşkül, krem şokola ve kazandibi yapardık.”

Dönemin bütün ünlü sanatçıları, politikacılar İzmir’e geldiklerinde İmren’den tatlı istermiş.

Vedat Amca Efes Oteli’nde kalan pek çok ünlüye kendi eliyle tepsi tepsi baklava taşımış.

“Bir keresinde İran Şahı Rıza Pehlevi geldi eşiyle İzmir’e, Efes Oteli’nde kaldılar. Sipariş verildi polis nezaretinde baklava götürdüm odalarına ama yoktular. Tatlıyı bırakıp çıktım, böylece Kral Dairesi’ni de görmüş oldum.”

Adnan Menderes ve Celal Bayar da İmren’in müdavimleri arasındaymış.

“Adnan Menderes ve Celal Bayar Göl Gazinosu’nda akşam yemeği yiyorlardı. Biri Başbakan, biri Cumhurbaşkanı o zaman, kaymaklı kadın göbeği istemişlerdi, göndermiştik.”

İmren Baklavacısı’nın ünü Türkiye sınırlarını da aşmış o yıllarda…

“Bir gün Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili dükkana geldi, yıl 1952. 30 kilo baklava siparişi verdi. O zaman biz Urfa yağlı Antep baklavasının kilosunu 175 kuruşa satıyoruz. Cevizlisi 150 kuruş. Bize ne fiyat önerdi biliyor musunuz? Kilosuna 5 lira verdi. Biz amcamla bu adam deli mi diye birbirimize baktık. Ama öyle de bir tatlı yaptık ki… İki parmak kalınlığında Antep fıstığı döşedik. Nar gibi pişti baklava. Faturayı kime yazalım dedim, ‘Türkiye Cumhuriyeti Ankara’ dedi. Biz o zaman öğrendik yaptığımız baklavanın Kraliçe Elizabeth’in taç giyme törenine gönderileceğini…”

SÜT ÇİÇEĞİ ZAMANI

Peki şimdi ne yapıyor Vedat Amca?

İmren Baklavacısı’nı isim hakkını almadan kapatmış yıllar önce.

1995’te emekli olmuş.

Yıllarca herkese lezzet verdikten sonra…

Hayatın tadını çıkarmış.Eşiyle dünyayı gezmiş.

Elindeki sihirli tatlı reçeteleri ne olmuş derseniz…

Bir nevi el vermiş Vedat Amca

Damadı Münir Altuner ve ağabeyi Hasan Altuner’e öğretmiş lezzetli tatlıların gizlerini…

Onlar da kolları sıvayıp, işe girişmişler.

Allah için hakkını da veriyorlar..

Beş yıldır ilmik ilmik emekle…

Lezzeti damaktan damağa,

İsmi kulaktan kulağa yayılan bir marka yarattılar.

“Süt Çiçeği…”

Yani kardelen, yani süt gibi beyaz…ÇOCUKLUĞUMUZDAKİ KAZANDİBİ

Göztepe’de minicik bir dükkanda başladılar.

Bizi çocukluğumuzdaki kazandibi tatlısıyla buluşturdular.

Süt Çiçeği’nin özelliği katkısız olması…Yağı alınmamış gerçek süt, pancar şekeri ve kendi öğüttükleri pirinç unu ile…

Ateşteki tepsiler elde tek tek çevrilerek, günlük üretiliyor…

Sütlü börek, ekmek kadayıfı gibi diğer tatlılarıyla da,

Özellikle aranan bir marka oldu.

Açıldığı ilk günden beri müdavimi olduğum Süt Çiçeği’nin şimdi Göztepe, Güzelyalı, Kemeraltı, Alsancak’ta şubeleri açıldı.

2018’de de “Bir Adım Öne Çıkanlar” ödülü kazandı.Süt Çiçeği…

Selanik’ten İzmir’e…

Vedat İmrek ile kuşaktan kuşağa…

İzmirli bir lezzet yolculuğu.

Yaklaşan Ramazan Bayramı’nda...

Hepimizin ağız tadının yerinde olmasını diliyorum.