GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
15 Ocak 2018 Pazartesi

CHP’ye neler oluyor?

“CHP’de neler oluyor?” Bu soru çok netamelidir. Çünkü ortalama bir CHP’li için bu sorunun cevabı, “kol kırılır yen içinde kalır”dır. Yani cevabın peşine düşemezsiniz. Haliyle sorulan sorunun cevabı yenin içinde kalınca, bu durumu fırsat bilen yetersizlikle malul kimi yöneticiler ve partililer, pervasızca davranmaktan ve yıkıcı olmaktan çekinmiyor. Nasıl olsa kırık kol yenin içinde...

Bu tutumun bir örneğine geçtiğimiz hafta tanık olduk. CHP Karabağlar Örgütlerden Sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı Nahide Demir, CHP İzmir il kongresinde başkan adaylarında Utku Gümrükçü’nün anahtar listesinde yer aldığı için, diğer listeyi destekleyen Karabağlar İlçe Başkanı Yıldız’ın önerisiyle görevinden uzaklaştırıldı. Gerekçe, Nahide Demir’in bilgileri dışında tavır almış olması…

(Bu vesileyle hemen belirteyim; Nahide Demir’i tanıyorum. İzmir Düşünce Topluluğu’nda birlikte çalışıyoruz. Bu saçmalığa isyanını anlayabiliyorum. Kendisini destekliyorum.)

Öyle bir vaka ki neresinden bakarsanız bakın, insanda büyük umutsuzluk yaratıyor. İlçe yönetimi, başkan adaylarından birini destekleme kararı alıyor ve diğer adayı destekleyen yönetici cezalandırılıyor. AKP’lileri bile kıskandıracak bir işgüzarlıkla, “emir demiri keser“ kuralı işletiliyor.

Ve bu yöneticiler, CHP’nin savunduğu insan hakları, özgürlükler, demokrasi, adalet, katılımcılık üzerine nutuklar atacaklar ve söylediklerine toplumun inanmasını bekleyecekler…

Görünen o ki Erdoğan’ın yönetim tarzından ve üslubundan CHP’li kimi yöneticiler ziyadesiyle etkilenmişler; CHP’de gruplar arasında husumet yaratmak için akla ziyan işler yapıyorlar.

Tam İzmir kongresinde olanları hazmetmeye çalışıyorduk ki İstanbul il kongresinin sonucu gündeme düştü; Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı seçilmişti. Ve sosyalist cenahta sivrilmiş bir isim olduğu için, Atatürkçü ve milliyetçi çevrelerin boy hedefi olmuştu. Eleştirenler, sosyal medyada adeta nefret kusarak deşarj oluyordu.

Bilanço ağır; bir hafta içinde, daha yaşanılır bir Dünya için sadece ellerini değil gövdelerini de taşın altına koyan iki kadın çarmıha gerildi.

CHP solda siyaset yapan bir parti ise, ki sosyal demokrasiye programında yer veriyor, bu olan biteni açıklamak çok zor olacak.

Atatürk’ün öncülüğünde başlatılan Aydınlanma devrimini ve kurulan modern cumhuriyeti sol düşüncenin tam karşısına koyarak yıkıcı dille eleştiri yapmak, faşizmin öncülü gibi görülebilir. Kullanılan jargon insana bu duyguyu geçiriyor.

Sosyal demokrat düşüncenin, sol fikirlerin takipçisi insanların, aynı saflarda siyaset yaptığı arkadaşlarına duyduğu öfkeyi, bu yok edici tavrı anlamak mümkün değil. Ortada bir yanlışlık var.

Hâlbuki bu mesele o kadar da karmaşık değildir. Mesele, CHP’de sağ ve sol kanat hareketlerini oluşturmak ve bu kanatlar üzerinde partiyi yükseltmektir. Batıda böyle oluyor. Sağ ve sol kanatlar birbirini yok etmiyor ama partiyi zenginleştiriyor.

Çok değil en fazla iki yıl içinde, Türkiye yönetim biçimini değiştirecek, ardından da rejimini.. Seküler alan tehdit altında. Böyle giderse, sol grupların birbirini kırıp dökeceği bir alan da kalmayacak.

Bir arada mücadele etmenin koşullarını konuşmak, ortak bir program etrafında bir araya gelmek yerine, yıkıcı ve yok edici bir tutuma ülkeyi feda etmek… Akıl alır gibi değil.

Tarih bu garabeti elbet de yazacak.