Yaşı bana yakın olanlar pek bi’iyi hatırlar…
1960’lı 70’li yıllarda çok sükse yapan İtalyan azılı Belçikalı bir şarkıcı vardı… Adı; Adamo… Şarkılarını o kadar içli o kadar ağlama tonunda söylerdi ki, Türkiye’de adı “Ağlayan Şarkıcı”ya çıkmıştı… Şimdilerde 70 yaşını geçti; yanılmıyorsam beş yıl önce İzmir’de de bir konser vermişti… Daha iyi hatırlamak isteyenler, Ajda’nın sesinden O’nun “Her Yerde Kar Var; Kalbim Senin Bu Gece…” şarkısını dinleyebilirler…
***
Şimdi, yazının başlığını görüp, “Bunun CHP ile ne ilgisi var?” diyebilirsiniz… Vallahi benim suçum yok! Çoban ateşini yakan, tarihçi dostum Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir… Eğer, Oktay Hoca, Ana Muhalefet Partisi’nin İzmir’deki “mahalle delege seçimleri” ile ilgili duygularını bizim yetenekli siyaset muhabirimiz Mehmet İşler’e “nalına mıhına” anlatmasaydı, konuya hiç kalem oynatmayacaktım…
***
Peki, n’diyor Oktay Hoca?
Neler demiyor ki?
“Bu parti, parti içi iktidara kilitlenmiş… Usulsüzlük tüzüğe aykırı seçim atraksiyonları, tutmayan imzalar, oy sayısı ile imza sayısı arasındaki farklılıklar ne için? Gören de Türkiye'de iktidar oluyoruz sanacak... Bir tane mahalledeki kongre, yani parti içi iktidar için... Yazık, gerçekten yazık! İçim acıyarak izledim seçimi... Bu partiyi kanser virüsü gibi sarmış…”
***
Oktay Hoca bununla da kalmamış…
Yaşadıklarını, gözlemlerini CHP’nin Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’e aktarmış… O da, ne dese beğenirsiniz?
“Hocam, biz çok uyardık, engel olamıyoruz… Genel Başkan çok üstünde duruyor; biz söylüyoruz fakat bir türlü uslanmıyorlar… Ne yapalım siz söyleyin?”
***
İnsanın, “Yok artık…” diyeceği geliyor, ama kendini tutuyor… Tekin Bingöl, bu arada hem yakınıyor, hem de “mahalle delegesi seçimleri”ne müdahil oldukları iddia edilen İzmir’in ilçe belediye başkanlarına da “örtülü” gözdağı veriyor:
“2019’da belediye başkanları atanırken bir ön seçim olmayacak. Merkez yoklamasıyla atanacaklar... Niye bu örgüte müdahale ediyorlar?”
***
İşe bakar mısınız?
CHP’nin çatısı, “İzmir’deki sandık sıkıntısı”ndan hem şikayet ediyor hem de bu sorunu “defetmek” adına çare üretemiyor… Hem de “Kalemiz…” dediği İzmir’de…
***
Şimdi, merak etmiş olabilirsiniz… Hal ve gidişteki sıkıntıyı İzmir’de, akademisyen Oktay Gökdemir’den başkası görmüyor mu?
Bence görüyor…
“Kral Çıplak…” diye bağırana, kim dönüp de bakmaz?
Mesela…
CHP İzmir’in kaptanı Asuman Ali Güven görüyor… Başta Alaattin Yüksel olmak üzere, gelmiş geçmiş tüm il başkanları görüyor… Kentin Büyük Başkanı Aziz Kocaoğlu görüyor… Fuar açılışında oturacağı yeri beğenmeyen milletvekilleri görüyor…
Peki, neden sesleri çıkmıyor?
Karşıdan izleyip de…
Sadece “Ağlayan Şarkıcı” olmak yetmiyor…
Sonsöz: “Öp beni, öpeyim seni görüntüsü Atatürk’ün partisine hiç yakışmıyor…”