GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Oya DEMİR
YAZARLAR
27 Ekim 2015 Salı

Anlatılmaz...Yaşanır...

Aşk gibi bir şey
Gitmekle kalmak arasında
En eski şiir
En eski şehir

Haydar Ergülen / Eskişehir B.Ş. Kent Belleği Müzesi

 
 
Bazı şehirler vardır. Bir anda sarar sizi. Hiç hayal kırıklığına uğratmaz. İlk kez gittiğinizde bile yıllardır orada yaşıyormuş gibi hissedersiniz. Yıllardır görmeyi çok istediğim Eskişehir bana bu duyguyu yaşattı.

 
 

Bostanlı Rotary Kulübü’nün, yeni projelerinin temelini atmak için düzenlediği ve Anadolu Rotary Kulübü ile ortak toplantının da gerçekleştirildiği, 3 günlük tek kelime ile ‘muhteşem’ Eskişehir gezisinde; ‘anlatılmaz yaşanır, okumak kadar gezmek de önemli, görmeden hissedemezsin‘ cümleleri sürekli yanıbaşımda, beni sarıp sarmalayan duygulara dönüştü.

 
 

Evet, yaşamadan anlatılmaz. Yıllardır Eskişehir de gerçekleşen yenilikleri okuyorum, fotoğraflara bakıyorum. Değişimi izlemeye çalışıyorum ama bunu hayal dahi etmemiştim. Porsuk Çayı’nda gezerken, Kent Belleği Müzesi’nde tarihe yolculuk yaparken, şehrin ilk Cumhuriyet yapılarından biri olan, 1925 yılında inşa edilen ve şimdi butik otel olarak misafirlerini ağırlayan, Porsuk Otel’de tarih içinde dinlenirken, Abacı Otel’de dilek dilerken, Cam Müzesinde renklerde kaybolurken, Balmumu müzesinde sanat, spor, siyaset alanında ünlülerle buluşurken, Kent Park’ta yağmur altında yüzme keyfini hayal ederken, Bilim Sanat ve Kütür Parkı’nda masal diyarına yolculuk yaparken, Odun Pazarı Evleri’nde şehrin ruhuna dokunur, kendi ruhumu kaybederken, yemyeşil, düzenli ve bir o kadar genç bu şehir, bir kez daha istenirse nelerin yapılabileceğini yaşattı.

 
 

Gittiğim şehirlerde anı yaşarken; sokaklarda kaybolmayı seviyorum. Kayboldukça kendimi buluyorum. Tanımadığınız insanlar arasında, yeni tatlar, yeni yüzler, yeni alışkanlıklar bildiğiniz diğer şeylerle birleşiyor. Bir yanda yenilikler, diğer yanda alışkanlıklar bütün oluyor. Kimi zaman hayal kırıklıkları, kimi zaman mutluluklar yaşatıyor. Çok istediğiniz bir yer beklediğiniz gibi olmuyor. Ya da beklemediğiniz kadar büyülü şeylerle karşılaşıyorsunuz. Eskişehir ise; sokaklarında kaybolurken, çok eski hüzünlü bir şiirden biraz mutsuz, biraz mutlu bir şiir yolculuğu yaşattı.

 
 

En büyük hüznü ise; hala çalışmakta olan ‘Devrim‘ arabası ile yemyeşil gökyüzüne uzanan ağaçların altında tanıştığımda yaşadım. Hikayesini okuduğumda ve seyrettiğimde anlatılmaz bir boşluk, hüzün hissettiğim ‘Devrim‘ karşımdaydı ve yalnızdı. Kimbilir; çoğalsaydı, üretilseydi, öyle buruk yalnızlıktan kurtulsaydı; acaba, neler neler olurdu? Ne hikayeler yazılırdı? 

 
 

Toplum yararına sürdürülebilir pek çok çalışmayı hayata geçiren Bostanlı Rotary Kulübü’nün her detayı titizlikle planlanmış, hiç bir aksaklığın yaşanmadığı, yeni projelerin konuşulduğu gezisi boyunca; pek çok karışık duygunun yanında çok fazla da düşündüm. ‘Neler yaşadığını bildiğiniz, ortak hatıralarınız olan insanları çok daha iyi anlarsınız’ diyen, Eskişehir’in bu gününe çok emek veren; Sn. Yılmaz Büyükerşen; eğitimin bütün kademelerinde ders olarak okutulursa, Eskişehir, bütün yerel yönetimlere bir iş modeli, şehircilik modeli olarak anlatılırsa ve gerçekten uygulanabilecekler yaşatılırsa; ne olur diye sürekli düşündüm. Acaba, o zaman az laf, çok iş üretilir mi? Acaba, o zaman kentlilik bilinci açısından, çocuklarımız için, çok farklı bir gelecek inşa edilir mi?

 
 

Neler inşa edilir bilmiyorum... Ama hayal edildiğinde; neler yapılabileceğini gördüm. Ve Abacı Konak Otel’de söyledikleri gibi dileklerimi suya bıraktım. Ertelemeyin, siz de hayal edin. Dileklerinizi suya bırakın. 

 
 

Şairin de dediği gibi; 'Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu veya yavuklu öpücüğüyle uyanma düşlerini hep erteledik. Hayat bize aldırmadan devam ederken, gökyüzü hala maviyken ve yıldızlar dokunacak kadar yakınken, bir suyun akıntısına bırakın tüm dileklerinizi…