GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
27 Eylül 2020 Pazar 15:23

Zeybekçi'den Babacan'a salvo: Biz de seni adam sandık!

Eski Ekonomi Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a yüklendi. Babacan'ın açıklamalarını değerlendiren Zeybekçi " Diyor ki "Külliye'deki sarayına hapsolmuş iktidar". Hakikatten tanıyamıyorum…  Yazıklar olsun… Bizde seni adam sandık" ifadelerini kullandı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ AK Parti İzmir'de 7'nci Olağan Kongre süreci hız kesmeden devam ediyor.  Pazar günü Beydağ Ödemiş ve Tire'de kongre gerçekleştirecek alan AK Parti teşkilatı günün ilk kongresini tamamladı. Beydağ'da gerçekleştirlen ve tek aday olarak Ogün Asil Aydoğdu'nun yer aldığı kongreye AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti Milletvekili Yaşar Kırkpınar ile eski Ekonomi Bakanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi'de katıldı.

HEDEFİMİZ 100 BİN ÜYE

Olağan 7'nci Beydağ İlçe Kongresi'ne katılan AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a layık bir teşkilat olmak için ellerinden gelen tüm çalışmayı yürüttüklerini söyledi. Sürekli, "Beydağ kongremiz Beydağ ve Türkiye için hayırlara vesile olur inşallah… Bundan 3 sene önce yine buradaydık ve kongremizi yapıyorduk. Bayındır'dan buraya gelmiştik. Orada demiştik ki bu heyecanla bu coşkuyla Uğur başkan ilk seçimlerde inşallah belediye başkanı olacak dedik ve Allah nasip etti Uğur başkan rekor bir oyla belediye başkanı oldu. Aynı gün Beydağ'daydık . O coşku ile Asil başkanımız için aynısını söyledik. Asil başkanımız da burada rekor bir oy aldı… O gönüllerimizin başkanı oldu. Asil başkanımı ona destek veren teşkilat mensuplarımızı çok çok tebrik ediyoruz… Umarım ilk yerel seçimde kaldığımız yerden devam edip bu için bitireceğiz. Pandemi var pandemide böyle istediğimiz kongreleri yerine getiremiyoruz ancak yine Beydağ nazarlardan saklasın… Sayın bakanımız ile konuştuk, Beydağ'da kadınlarımızın etkisi görünüyor ben seçimlerde bunu gördüm dedim… Sayın bakanım arkanıza bakın yine ağırlıkla bayanlar var. Beydağ cefakâr vefakâr kadın kolları ve teşkilatını hepsini tebrik ediyorum. Siz bir ekip oldunuz ve bu ekip bu işi burada bitirecek ben buna inanıyorum. Kuruluştan bu güne görev yapan tüm ilçe başkanlarımıza tebrik ediyoruz… Sürekli Beydağ'da bir gelişme yaşandı ve inanıyorum ki sonucuna ulaşacağız. Sadece yerel seçimlerde değil ben inanıyorum 2023 seçimlerinde Beydağ 2024'ün ilk ışığını verecek. Bu arada durmak yok ve yola devam diyoruz… Asil başkanımız kongre olmasına rağmen hedeflerini yakalamış durumda… Ben inanıyorum ki Beydağ bu hedeflerinin 2 katına çıkacaktır. İzmir çapında da hedeflerimiz var… Dün teşkilat başkanımız da İzmir'deydi ve şuan biz 41 bin 630 üyeye eriştik. Ay sonu itibari ile 43 hedefimiz ile hedefimizin yarışına ulaşacağız. Yıl sonu itibariyle hedefimiz 86 bin tabi bu resmi olarak belirlediğimiz hedefimiz. Ancak bizim kendi aramızda belirlediğimiz hedefimiz ise 100 bin üye. Çünkü alana indiğimizde esnafı dolaştığımızda gerçekten halkımızın bize büyük bir teveccühü olduğunu görüyoruz. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızdan… Dünya lideri kendisi. O dünya liderine layık teşkilatlar olmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede gönül seferberliği programlarında geçmişle geleceği buluşturuyoruz. Bizim için hiçbir zaman durmak yok. Ülkemiz için vatanımız için çalışmaya devam edeceğiz"  ifadelerini kullandı.

OYLARI BAŞKALARINA VERMİŞ OLUYORLAR

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Ermenistan tarafından Azerbaycan'a gerçekleştirilen saldırı sonrası Türkiye'ye Suriye'de ne işimiz var ifadelerini kullananları hedef aldı. Dağ, "Gelirken son başkanımızı, Meclis Başkanımız Binali Yıldırım'ı son sağlık durumları için aramıştım, hepinize saygıları ve selamları var. 2019 seçimlerinden sonra beklide toplu halde ilk bir araya gelişimiz. 2019 seçimlerini netice itibari ile kaybetmiş olarak gözüksek de almış odluğumuz oy oranı itibari ile çok kıymetli ve değerli bir başarı. Bu noktada ben önceki bakanımız ve il başkanımızın ifade ettiği gibi ifade etmek istedim. Çünkü bu hakkı teslim etmezsek Beydağ'da bugünler bununla alakalı hususlar başka türlü yorumlanacak olursa diye ben de ifade etmek istedim. 2019 seçimlerinde uzun süreli mücadelemizin sonucunu almıştık. Sonuç olmadı ancak ben yinede hepsini tebrik ediyorum. Son seçimde gerçekten birçok ilçemizde bir önceki seçimlere göre oylarımız arttı. Zaten bir çok şeyi bizim kadar takip ediyorsunuz. Ciddi bir mücadele veriyoruz. Kritik dönemlerde geçiyoruz demek bizim için sıradan bir şey oldu. Ancak ülkemizde ve coğrafyamız açısından çok kritik zamanlardan geçiyoruz. Bundan 100 yıl önce vermiş olduğumuz kurtuluş savasından başarılı çıkamamış olsaydık, ya da, asıl misaki milli sınarları içerisinde başarılı olsaydık, bugün çok farklı bir durumda olmuş olurduk. Çünkü bugün Misaki Milli sınırlarını göz önüne getirdiğinizde Musul, Kerkük sınırlarımız içerisindeydi… 100 yılda oradan elde edilebilecek ekonomik gelirlerle farklı bir noktada olabilirdik. Bugün de benzer bir mücadele veriyoruz. Benzer bir mücadeleyi Doğu Akdeniz'de veriyoruz. Dünyanın iki bölgesinden iki ayrı hikaye görüyoruz. Aslında bu vermiş olduğumuz mücadele 280 bin kilometre karenin mücadelesi olduğu gibi bize gönlünü aklını açmış milyonarında mücadelesi. Biz bugün biz haksız olduğumuz için değil, kendi hakkımızı mazlumların hakkını savunduğumuz için bu sıkıntıları yaşıyoruz. Bugün Libya'da, Sudan'da, Somali'de Suriye'de Doğu Akdeniz'de bir mücadele veriyorsak bu sadece bugünün meselesi değildir. Bu önümüzdeki 10-20 yılların meselesidir. Devlet demeye dilimizin varmadığı ve terör devleti olarak oluşturdukları devlet Azarbeycan'a sürekli bir saldırı içerisinde. Yıllardır Suriye'de terör devleti kurmak istiyorlar dediğimiz konu şimdi daha iyi anlaşılıyor. Yıllardır, İsrail bir terör örgütü dediğimiz şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu? Yıllardır Suriye'de ne işimiz var diyenler şimdi bunu daha iyi anlamaları gerekmez mi? Nerde… Keşke Doğu Akdeniz'deki, Suriye'deki mücadelemizi anlasalar. Her seferinde bizi o mücadelemizde yalnız bırakanlarla aynı dili konuşma özellikleri var. Ama ben şunu arzuluyorum…. Beydağ'ın merkezindeki kardeşim, Beydağ'ın merkezinde kahvede oturup ben dededen CHP'liyim diyenler… 6-7 Ekim olayları yaşandığında 50 küsur kişinin ölümüne sebebiyet verenlerle ilgili soruşturmada sahip çıktıklarına baksınlar. CHP sahip çıkarken İYİ Partiden ses çıkmıyordu. Biz milliyiz, biz yerliyiz diyenler, buradaki hemşehrilerimiz aynı duyguyu paylaşıyoruz farklı şeyi düşünmüyoruz aslında. Ancak ne yazık ki baktığımızda aynı hassasiyet söz konusu olduğunda gözlerini bir takım şeylere kapatmış ve gizlemiş… Aslında gözlerini kapatmış ve gizlemiş olduğu zamanlarda vermiş olduğu oylarla aslında başkanlarına vermiş oluyorlar. Ben birkaç gün önce Van'da teşkilatlarımız ile birlikteydik. Van'daki hayatın geldiği nokta çok mutlu etti" diye konuştu.

BU DAVAYA BEDEL ÖDETMEK İSTEDİLER

AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mücadelesi için bedel ödetmek istediklerini söyledi. Kırkpınar, "Bu toplantımız, ilçe kongremiz inşallah Beydağ'ımıza, ülkemize fayda getirir. İnandığın yolda yürü sloganı ile Türkiye'deki kongrelerimizin sonuna geliyoruz. Rabbim bize birçok hizmeti yapmayı nasip etti. Tabi bunlar kolay olmadı. Birçok engellerle karşı karşıya kaldık ancak şükürler olsun ki hepsinin üstesinden geldik. Önümüzde 2023-2024 ve daha sonraki süreçler var… İşte bu süreçler öncesinde şimdiden önümüzü kesmeye çalışan içerde ve dışarıda düşmanlarımız var. Yine kuru ekmeğe muhtaç Yunanistan ve Ermenistan'ın yaptıklarını görüyorsunuz… Bundan dolayı bu coğrafyada yerli ve milli olmanın, bu coğrafyada hizmet etmenin vatana millete sahip çıkmanın geçmişte bazı bedelleri olmuştur, günümüzde de oluyor ve gelecekte de olacaktır. İşte bu baskıları bizim birliğimiz ve bütünlüğümüz bertaraf edecektir. Ben özellikle bu coğrafyanın evladı Menderes ve arkadaşlarını geçtiğimiz günlerde bir kez daha anmış oldu… Allah onlara rahmet eylesin.  1952 Menderes Fransa'ya bir NATO toplantısı için gidiyor… Menderes biliyor ki hanedan mensupları Avrupa ülkelerine sürgüne gönderilmiş. Büyükelçiyi yanına çağırıyor ve hanedan üyelerinin durumunu soruyor… Onun hanedan üyelerinden bir haber olduğunu duyunca üzülüyor ve büyükelçiye kızıyor. Menderes büyükelçiye diyor ki, yarın bu saate kadar ya bir malumat getirirsiniz ya da istifanızı verirsiniz. Ertesi gün Menderes'i arka sokaklara bir bulaşıkhaneye götürüyorlar… O bulaşıkta haneden mensupları çalışmaktadır. Orada Abdülhamit Han'ın kızı Ayşe Sultan 60 yaşında ve 80 yaşındaki eşi ile birlikte bulaşık yıkamaktadır. Bu manzarayı gören Menderes Şefika Sultan'ın elini öper ve derki, bizi affedin geç kaldık. 30-40 yıl sonra bu manzara ile karşılaşan Şefika Sultan sen kimsin der… Menderes'te ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı Adnan Menderes'im der. O heyecana dayanmayan Şefika Sultan ise orada bayılır. Adnan Menderes Türkiye döner dönmez bir af yasası ile Genel Kurmay'ın huzuruna çıkar. Hanedan üyelerine af getirilmesi gerektiğini söyler Menderes. Bunun üzerine Celal Bayar ise sakın bunu kimse duymasın der ve askeri cunta darbe yapar ve Türkiye içerisi çok büyük sıkıntıya girer. Menderes istifa mektubunu masaya koyar ve mektupta şu yazıyordur. Analarının ve babalarının düşmanlarının bulaşıklarını yıkadığı bir ülkede başbakanlık yapmak gücüme gidiyor ve istifa ediyorum der. Adnan Menderes'i ikna etmeye çalışırlar ve o vazgeçmez. Sonrası af yasası çıkar ve hanedan üyeleri ülkeye döner. Bu bizim için çok önemli bir örnektir. Neydi Menderes'in suçu? Ezanına sahip çıkmaktı… Ecdadına sahip çıkmaktı…. Yerli ve milli anlayışı ülkeye getirmekti… Ve onun bedelini ödedi.

Bizim Cumhurbaşkanımızın, bizim davamızın suçu neydi ki 15 Temmuza maruz kaldık? Sayın Cumhurbaşkanımız 'One minute', dünya 5'den büyüktür, yerli ve milli arabayı üreteceğiz, dünya da ve bölgemizde lider olacağız, bu ülkenin kaynaklarını bu ülkenin hizmetine sunacağız demişti… Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bu davaya bedel ödetmek istediler… Kaderi Erdoğan ve Cumhur İttifakı ile birleşmiş olan bu davanın bugün 2023-2024 ve daha sonraki hedeflere ulaşmak için sizlere çok fazla ihtiyacı var… Eskisinden çok daha iyi çalışmamız ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor. Böyle önemli bir süreçten geçerken, bugün burada Beydağ kongremizi gerçekleştiriyoruz" dedi.

SENİ ADAM SANDIK

Eski Ekonomi Bakanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi ise DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'a yüklendi. Zeybekçi, "İzmirsiz Türkiye yarımdır. İzmirsiz Türkiye'nin sanayisi, turizmi, sağlık turizmi, tarımı yarım olur. Ne kadar yarım olduğunu size bir örnek ile anlatayım. Antalya'da 2019 yılında 20 milyonun üzerinde turist gelirken İzmir'e 1 milyonun altında turist geliyorsa, 20 kat eksiktir… İzmir'in direk sağlık ve kültür turizmi açından zenginlikleri üst üste koyduğunuz zaman, inanın bana zekâtı bile Antalya'ya yeter. 20 milyon turistin İzmir'e gelme rüyasını bile kuramazlar, kuramayacaklarda… Ona uygun yerel yönetim planlamasını asla yapamazlar. Biliyoruz… Öyle bir dertleri yok olamazda. Onların dertleri başka... Onların dertleri hizmet etmek değil. Bundan sonra yine Beydağ'da sizlerle gençlerimiz ile beraber çişil çişil bereketli yağmurlar gibi yağmaya devam edeceğiz. 2023'de 2024'de Beydağ'da AK Parti hizmet bayrağını inşallah dalgalandıracağız. Önümüzde muhteşem bir dönem var. Hiçbir şey yapmaya niyeti olmayanların yerel yönetimde olduğu bir dönem var. Bunu hep birlikte göreceğiz onların niyeti ve dertleri başka. Bu dönemde siyasette tabi farklı şeylerde göreceğiz. Maalesef AK Parti'nin hizmet dönemlerinde milletin, Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği o mührü Sayın Erdoğan yanındaki arkadaşlarına vekâlet verdi. Bu vekâlet verdiği kişilerden biri de evladı gibi gördüğü, kardeşi olarak gördüğü ve 2003'de 2016'ya kadar ekonomiyi emanet ettiği biri. Geçen hafta bir TV kanalının programına çıkıyor… Bunları bilin. Hani birileri o meydana çıkıp da, o meydanı boş bulup bol keseden ahlaksızca laflar ettiği zaman kanıma dokunuyor. Çünkü ben oradaydım… Birçok şeye şahit oldum… Bunları tarihe ve sizin hafızanıza not düşülsün diye söylüyoruz. Maalesef 2016'ya kadar ekonomiyi emanet etti, her şeyi ile güvendi sana Recep Tayyip Erdoğan… Ancak bugün gelinen bu noktada sadece bugün bu uygulamalarla şöyle yaptılar böyle yaptılar diyor… Demek ki sana yakışan oymuş.  Diyor ki "Külliye'deki sarayına hapsolmuş iktidar". Hakikatten tanıyamıyorum…  Yazıklar olsun… Bizde seni adam sandık. Lafa bakarız laf mı diye, bir de adama bakarız adam mı diye. Bir hatıra daha anlatacağım… 2014 yılı Ocak ayında… 17-25 Aralık olaylarında Türkiye'ye inanılmaz bir saldırı vardı piyasalara… Döviz hareketli. O dönemde de Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda da konuşuldu, Cumhurbaşkanımızın tavrı belli. O gece Recep Tayyip Erdoğan, Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Nurettin Canikli, Nihat Zeybekçi ve Merkez Bankası Başkanı bir araya geldi. Orada Ali Babacan dedi ki, mecbur kaldık faizi arttırmamız lazım. Olup olmayacağı konuşulurken en sonunda Cumhurbaşkanımızın dedi ki ne kadar arttıracağız? Babacan'da dedi ki "efendim yaklaşık olarak 1,5." Piyasalar da 1.5-2 olarak bekliyordu faiz artışını. Tayip Erdoğan bir şey demedi çünkü o evet diyemezdi. Toplantı bitti  ve o an ne haliniz varsa görün demek istedi gidişiyle. Ertesi gün İran'a gittik. İran'da aksam üstü haber geldi. Merkez Bankası'nın kararı yüzde beş buçuk… Erdoğan'a 1,5 diyip yüzde 4 daha getirdi. Cumhurbaşkanımız deli oldu. Ondan sonra zaten ekonominin yönetimi için daha az güvendi ona. Ortalama Türkiye'nin 2 trilyon olduğunu borç sayarsak yüzde 4'lük bir fark ekstradan 4-5 sene daha taşındı. Benim buna vatandaşıma maliyeti ise 300 milyar TL'yi buldu.  Yüzde 1,5 diye söz verip, yüzde 5.5 yapılmasının şahitleri var" ifadelerini kullandı.