GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
13 Ocak 2020 Pazartesi 13:09

Vekil Bakan’dan flaş kongre mesajları: 1 gün siyasette çok uzun bir zaman!

İzmir Milletvekili Murat Bakan gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken il kongresi özelinde, “Deniz Yücel tek aday olabilir. Onun karşısına 1 aday çıkabilir, 5 aday da çıkabilir. Burası CHP, genel başkanımızın istediği de olmayabilir. Bakarsın hiç ummadığın biri aday çıkabilir. Tek aday da olabilir. Süreç ona doğru gidiyor. Mevcut il başkanı üzerinde uzlaşı olabilir” dedi. Bakan ayrıca, “1 gün siyasette çok uzun bir zaman! Yarın bakarsınız uzlaşı gider, genel başkanın da düşüncesi değişebilir” mesajını da verdi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege programına konuk oldu. Vekil Bakan gündeme dair birbirinden önemli açıklamalara imza attı.

Urla’ya atanan kayyum, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 9 aylık performansı, parti içinde süren yarışlar, emeklilikte yaşa takılanlar gibi konularda konuşan Bakan ayrıca ‘Kurultayda PM’ye aday olacak mısınız?’ sorusunu da yanıtladı.

GÜVENLİK SORUŞTURMASINA GEREK YOK
CHP’li Burak Oğuz’un Urla Belediye Başkanlığını yürütürken FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında tutuklanması ve yerine kayyum atanmasıyla ilgili konuşan Bakan, “Burak Oğuz 2011 seçimlerinde milletvekili aday adayı oldu. 10 yıldır partimizin üyesidir. Uzun yıllar televizyon programları yaptı. Mali müşavir olarak partinin etkinliklerine katılan, mesleğinde başarılı, düzgün, sevdiğimiz bir arkadaşımız. Belediye başkan adayı olduğunda, elinizdeki bilgilerle, kentteki kamuoyu araştırmalarıyla adayınızı belirliyorsunuz. FETÖ gibi bir yapı içinde kimin ne kadar bağlantısı var, kontrol etmiyorsunuz. Böyle bir güvenlik soruşturmasına gerek yok. Kimse masumiyet karinesini atlamadan olaya bakmalıdır. Sanki Burak Oğuz mahkum oldu da, ‘siz bu arkadaşı niye atadınız?’ diye soruyorlar. Biz masum olduğuna inanıyoruz. Ben cezaevinde kendisiyle görüştüm. Gizlilik olduğu için bilgi veremem. Bana söylediği bazı şeyler var. 2003-2004 yıllarında Genç İş Adamları Derneği’ne üye olduğunu, genç biri olarak iş almak istediğini, portföyünü genişletmek istediğini söyledi” dedi.

AK PARTİLİLERİN HTS KAYITLARINI ÇIKARSINLAR HEPSİ TUTUKLANIR!
Sözlerini sürdüren Bakan, Oğuz’a yönelik iddialara değinirken AK Partili belediye başkanları ve milletvekilleri için flaş bir çıkışa imza attı. Bakan, “Bunları görevden alma ve yerine kayyum atama kriteri olarak görürseniz iddia ediyorum; AK Partili bir belediye başkanı ve milletvekili kalmaz. 17-25 Aralık’ın öncesi ve sonrasına dair HTS kayıtlarını çıkarsınlar. Kim kiminle görüşmüş? Hangi ilişkileri kurmuşlar? Hangi okullarda yetişmişler? Bir tanesi dışarıda kalırsa hiçbir şey bilmiyorum. Bu kriterle hepsi tutuklanır. Ben Burak Oğuz’un bu işle ilgisi olmadığına inanıyorum. Devletin bunları meşrulaştırdığı dönemlerde her vatandaş gibi o da gitmiş olabilir. Bizim yolumuz kesişmedi ama o arkadaşın yolu kesişmiş olabilir. Ama buradan bir suç çıkmaz! Burak Oğuz 400 yıldır Urlalı… ‘Gel’ diyorlar gidiyor. Adamın kaçma şüphesi yok ki! Tutuklanmasını gerektirecek bir durum yok” açıklamasını yaptı.

KAYMAKAMI DEĞİL MECLİS İÇİNDEN BİRİNİ ATA!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayyumla ilgili sözlerini yasa değişikliğine dayandırmasını değerlendiren Bakan, “Bakan insanları yanıltıyor. Kayyum atanır diyor ama kayyumun kim olacağını söylemiyor. Belediye meclisi içinden de kayyum atayabilirsin. Kaymakamı atama, meclis üyesinden birini ata! Seçilmiş birini atarsın o da meclisi toplar. Burada kayyum atamak… Sanki belediye, kamu kaynağı aktarılmış gibi davranıyorlar. HDP’lilerde onu öne sürüyorlar ya! Böyle bir şey yok ki. Adamın suçlandığı mevzu başkanlıktan önceki süreçle ilgili… Biz de orada sembolik bir halk meclisi topladık. Büyükşehir Belediye Başkanımız ‘ben vatandaşın sorunlarını çözmeye devam edeceğim’ dedi. Resmi bir şey değil. Sembolik olarak oradan bir arkadaşımız da başkan olarak seçilsin istedik. Tabii ki başkan atamıyoruz. Orada demokrasi temsil edilsin istedik. Siz oraya kayyum atarsanız biz de orada halkın demokrasisini işletecek hamleyi yaparız” dedi.

SORUMLU ARAMAK DOĞRU DEĞİL!
Bakan ayrıca Oğuz’un aday olarak belirlenmesinin parti içinde tartışma yaratmasının sorulması üzerine de konuştu ve “Burada bir sorumlu aramaya çalışmak doğru değil. Buna parti tabanında ‘birbirine ateş etmek’ denir. Bunlar doğru değil. Biz önce Urla’ya sahip çıkacağız. Belediye başkanımızın hakkının, hukukunun mücadelesini yapmalıyız” açıklamasını yaptı.

TUNÇ BAŞKAN BAŞARILIDIR!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 31 Mart yerel seçimleriyle göreve gelmesi sonrasındaki performansını değerlendiren Bakan, “9 ay az bir zaman değil. Ama Büyükşehir Belediye Başkanlığı noktasında hem bürokrasiyi tanımak hem de projelerin devam edenlerle entegresi önemli. Tunç Soyer’in bu zamanı çok verimli kullandığını düşünüyorum. Büyükşehir tarımla ilgili başarılı işler yapıyordu şimdi bir çıta yukarı çıktığını görüyorum. Organik pazarların kullanılması, yeni kooperatifler kurulması ve tüketiciye doğrudan ürün ulaştırılması noktasında önemli işler yapılıyor. Ulaşım, altyapı, Buca metrosu önemli iş. Tunç Başkan’ın başarılı bir performans sergilediğini düşünüyorum. Bir yandan kamucu bir belediye başkanı görüntüsü veriyor. Merkezi hükümet açısından geçmişte yaşanan sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz. Mesela; balıkçı barınağını tahsis etmiyor Büyükşehir’e! Elektrik fabrikasını ihaleye çıkarmana gerek yok, direkt tahsis etmesi lazım. Paramızla satın alamıyoruz!” dedi.

SOYER MÜSTEŞAR DEĞİL SİYASİ AÇIKLAMALARI OLACAKTIR!
İzmir’in merkezi iktidardan pay alamadığını vurgulayan Bakan, AK Partili siyasilerin Başkan Soyer’e genel politik söylemlerinden ötürü eleştiri getirmesine cevap verdi. “Soyer müsteşar değil, siyasi partiden seçilmiş bir belediye başkanı. Tabii ki siyasi görüşü olacak. Soyer dünya görüşü olan bir insan” şeklinde konuştu ve AK Partili Vekiller Hamza Dağ, Atilla Kaya ve İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin içinde bulunduğu bir olaydan söz etti. Bakan, “Hamza Dağ, Atilla Kaya ve Kerem Ali Sürekli şahittir. 3 arkadaşımızla beraber Binali Yıldırım’ı ziyarete gittim. Niye gittim? Adnan Menderes Havalimanı’nın kargo, bakım üssü olması, Atatürk Havalimanı’ndan sonra yurt dışı uçuşların başladığı noktası olması konusunda rapor aldım. Tüm vekillere de haber verdim. İzmir ile ilgili bir sorun için ulaştırma bakanından randevu aldığımı söyledim. O zaman Dağ, Kaya ve Sürekli’nin yanında Binali Bey söz verdi. Uçuşlar ya 1 ya da 2 kere oldu. Bu dediğim 3 senelik olay. Kırmızı kuyrukla THY uçuşunu başbakanken de çözemedi. Arkadaşlar da Ankara-İzmir kırmızı kuyruk başlamalıdır dedi. Biz bunu yaşadık. Milletvekilleri bir şeyi çözme noktasında yetkiye sahip değiller. Tüm yetki sarayda. Onların da iyi niyetleri vardır. Niye elektrik fabrikası çözülmüyor? Büyükşehir bunu kendi cebinden kamudan alıyor, niye alamıyor? Çekek yeri için niye balıkçı barınağı istiyorsunuz? Büyükşehir’in gemilerine yazık, günah değil mi? Ben yapıcıyımdır. Eğer İzmir, Türkiye için çözüm bulabileceksem, AK Partili vekil arkadaşıma, grup başkan vekiline giderim. Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhurbaşkanı’na gitmedi mi? Gidilir yani. Biz seçimlerde söz verdik, onlar da söz verdi. Birlikte yerine getirelim” açıklamasında bulundu.

TEK ADAY OLABİLİR, SÜREÇ ONA DOĞRU GİDİYOR, MEVCUT İL BAŞKANI ÜZERİNDE UZLAŞILABİLİR!
Parti içi yarışlara dair konuşan Bakan, il kongresi özelinde net ifadeler kullandı. Bakan, “Genel başkanımızla biz de, başka arkadaşlarımız da görüşüyor. Genel başkanımızın bize söylediği düşüncesini kamuoyuna açıklamak doğru değil. Genel başkanımız isterse kendi açıklar. Genel başkanın adına açıklama yetkisi biz vekillerde yok. Bir açıklama yapmadı. Genel başkan şunu dedi diyen arkadaşlarımız var. Ben öyle bir şey söylemem. Genel başkan arzu ederse kendisi açıklar. Bizim il kongresiyle ilgili düşüncelerimizi açıklayacağımız yer danışma kurulu, kongrelerdir. Eleştirilerimizi de söyleriz, olumlu yanlarını da söyleriz. Mevcut il başkanımızı aynı şekilde eleştirdiğim de pozitif açıklamalarım da vardır. Biz bir siyasal partiyiz, eleştiri olmadan ileri gitmek olmaz. Düzelterek gideceğiz. ‘İzmir il kongresinde iki ayrı yapı var’ düşüncesi de doğru değil. 40 tane düşünce var. Kaç tane delege varsa o kadar farklı düşünce var. Hiçbirimiz homojen, aynı kafada yapılar değiliz. Biz bir siyasi fraksiyon, marjinal yapı değiliz. Bizler kitle partisinin üyeleriyiz. Benim de birlikte hareket ettiğim arkadaşlarımın da düşüncelerimiz var. Kongrelerin değerlendirilmesi çok derin analizler içerir. Siyah ve beyaz yok, grinin belki 50 tonu var. Deniz Yücel tek aday olabilir. Onun karşısına 1 aday çıkabilir, 5 aday da çıkabilir. Burası CHP, genel başkanımızın istediği de olmayabilir. Bakarsın hiç ummadığın biri aday çıkabilir. Tek aday da olabilir. Süreç ona doğru gidiyor. Mevcut il başkanı üzerinde uzlaşı olabilir” diye konuştu.

1 GÜN SİYASETTE ÇOK UZUN BİR ZAMAN
Bakan sözlerine devam etti ve “1 gün siyasette çok uzun bir zaman! Yarın bakarsınız uzlaşı gider, genel başkanın da düşüncesi değişebilir. Bu yarışlar olacak. Asıl olmaması gereken; parti içi demokratik mücadeleyi basına taşıyıp orada tutum almaktır. Ben partiyi basın önünde tartıştırmayı doğru bulmuyorum. Bizim tartışacağımız şey Libya tezkeresidir. O milletvekili şunu söyledi, bu bunu söyledi demek değil işimiz. Parti içinde kendi eleştirimizi yaparız. Partimizde yeni aktörler çıkabilir. Partimizde yeni hat çıksın isteyebilir. Parti içinde kimisi kendini sol kanat, kimisi ulusalcı olarak konumlandırabilir. Bunlar bizim partimizde var. Bunları PM’ye taşıma arzusu olabilir. Bunları anlayışla karşılayacağız. Bizim asıl hedefimiz iktidarı değiştirmek ve CHP’li birini başkan yapıp sonrasında parlamenter sisteme dönmektir” dedi.

GENEL BAŞKANIN ANLAYIŞINA UYGUN BİR DELEGASYON YAPISI GEREKİYOR
Bakan ayrıca, “İlçe kongrelerinden çıkan sonucun en doğru şekilde il kongresine yansımasını istiyoruz. Sağlıklı yapı oluşturabilirsek sıkıntısız bir il kongresi yaşarız. Her ilçenin adil bir şekilde temsil edildiği, sağlıklı bir il yönetiminin oluştuğu, kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir yapının oluşması gerekiyor. Bizim derdimiz bu! 56 kurultay delegemiz var. 56 tane CHP değerlerine inanmış partiliyi Ankara’ya taşımak derdimizdir. Tüzük kurultayında yaşadığımızı bir daha yaşamak istemiyoruz. Genel başkanımız üye reformu öngörmüştü. Onu getirdiğinde sıkıntılar yaşamıştık. Genel başkanımızla aynı düşünceye sahip bir yapı oluşması lazım. Mansur Yavaş’ın aday olması eleştirildi. Ama şu an ne kadar doğru iş yaptığını görüyoruz. Aynı şey Ekrem İmamoğlu’nda da oldu. İttifak noktasında ‘hayır’ cephesini birleştirdi. Genel başkanın bu anlayışına uygun bir delegasyon yapısı gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

PM ÜYESİ OLMAK İÇİN ÖZEL BİR ÇABAM YOK
‘Kurultayda PM’ye aday olacak mısınız?’ sorusunu yanıtlayan Bakan, “PM, MYK üyesi olmak için bir çalışmam yok. Ben en yüce görevin milletvekili olduğuna inanırım. Düz milletvekili diye bir şey yoktur. Vekil, Gazi meclisinde en önemli görevi yapar. Bir vekil arzu ettiği takdirde partisini temsil edebilir, istediği projeyi üretebilir. PM üyesi olmak için özel bir çabam yok. ‘Beni birileri önersin, istemem yan cebime koy’ açıklamalarımız olmaz bizim. Genel başkanımız çalışmak isterse zaten ‘çalışmam’ demezsiniz” açıklamasında bulundu.

BEN DE EYT’LİYİM
Emeklilikte Yaşa Takılanlarla (EYT) ilgili konuşan Bakan, “Ben de emeklilikte yaşa takılanlardanım. Benim sigortalılığa giriş tarihime baktığınızda yasa değişikliği yapılmamış olsaydı emekliydim. Benim gibi çok sayıda insan emekli olacaktı. SGK’ya girerken şu kadar prim ödeyeceksiniz, şu kadar çalışacaksınız’ dediler. İnsanlar o kriterleri yerine getirdi ama şimdi yaş sorunundan dolayı ‘emekli olamazsınız’ diyorlar. Biz üzerimize düşen muhalefeti yapıyor ve mücadelemizi veriyoruz” dedi.