GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
20 Nisan 2021 Salı

Zor zamanda bir şehri yönetmek

Modern hayata, ekonomiye, siyasal yaşama, tarih ve kültür mirasına kattıklarıyla İzmir, Türkiye’nin önde gelen metropollerindendir.

Gelin görün ki ülke ekonomisi ve siyaseti Ankara-İstanbul hattında yönetildiğinden, ülke rantı bu iki metropole akar.

Fakat unutulmamalı ki Türkiye için iyi şeyler yapmanın yolu, İstanbul-İzmir arasında oluşacak güçlü iş birliğinden geçiyor.

Ve bu nedenle, İzmir’in misyonuyla mütecanis koşulların oluşmasını sağlayacak kent ölçeğinde mutabakata ihtiyaç var.

Yeryüzü, olağandışı koşulların getirdiği problemlerin yarattığı kaotik dönemden geçiyor. Dünya ölçeğinde, bu yeni koşullarda ne yapmalı, nasıl yapmalı gibi sorulara cevap aranıyor. Fakat İzmir çok daha fazlasının cevabını arıyor; iktisadi bunalımın yanı sıra, deprem, sel, hortum, tsunami, orman yangınları…

Tunç Soyer, iki yıllık icraatını anlattığı şu günlerde, çok haklı olarak, bunca felaketin, ekonomik sıkıntının, derdin orta yerinde, şehri dirençli kılacak aklı öne çıkardı. Dirençli şehir, iki yıllık icraatın omurgası gibi…

Dünya kaosa sürüklenirken, “Dirençli Şehir” fikri bütün ülkeye ilham verebilir.

Önümüzdeki yıllar, Dünya düzeninin yeniden inşa edileceği yıllar olacak. Her şey çok güzel olur mu, orasını bilemem; ama her şeyin çok zor olacağı muhakkak.

Yeryüzü bir çağı kapatırken, hayatın bütün alanlarında şehri yaşanılır kılacak, zor koşullara dirençli hale getirecek aklın gereklerini yerine getirmek, en doğru olduğu kadar en zor seçimdir.

Tunç Soyer bu zor kararı aldı ve başarmak için mücadele ediyor. Her türlü imkansızlıkla kuşatılmışken bu denli zorlu bir mücadeleyi göze almak doğrusu yürek ister. O bunu başardı ve yola koyuldu.

Hiç kuşkusuz, akıl ve iradeye dayalı mücadeleyle gelecek güzel günler, yeni hayat, yeni normal, yeni kamusal düzen; hepimizin meselesidir. Bir kenara çekilip yapılanları seyretmek ve fırsatını buldukça “eleştiri adı altında” saldırmanın kimseye bir yararı yok.

Olağanüstü koşullarda, zor işlerin altından kalkarken insan hata da yapabiliyor. Doğru olana ulaşmanın yolu çetindir. Ezberlerin bozulduğu, rutinin yok olduğu zor zamanlarda hatasızlık, insani bir durum değildir. Biraz vicdan…

Tunç Soyer’in bir derdi var. Dünya ölçeğinde oluşan çoklu kriz sarmalında günbegün çökmekte olan kentsel yaşamı hep birlikte yeniden inşa etmek için bir araya gelmeye ihtiyaç var. Ve bunun için mücadele ediyor.

Dirençli şehirde, doğanın öfkesini yatıştıracak uygulamaların yanı sıra, dengeden çıkan sistemin yarattığı bunalıma alternatif politikalar hayat bulacak.

Böyle zor bir zamanda görev yapan Tunç Soyer’in verdiği mücadele, şehri geleceğe taşıyacak dinamikleri harekete geçiriyor.

Büyük fotoğrafı görmek lazım.